HDP Almanya Eşsözcüsü: İmralı’da kapıların açılma zamanı 2021-11-29 09:03:12 ANKARA - HDP Almanya Eşsözcüsü Leyla İmret, Türkiye'nin savaş politikalarının tecritten bağımsız olmadığına dikkati çekerek, “Bu çözümsüzlüğe karşı İmralı’nın kapılarının açılmasının tam zamanı” çağrısı yaptı. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı dünyanın birçok yerinde çeşitli kampanyalar sürdürülüyor. Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nin “Zamanı geldi, Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürdistan’a Barış” şiarıyla başlattığı kampanya kapsamında, 9 Kasım’da Atina’ya bağlı Lavrio’da demir alan Özgürlük Gemisi, 12 Kasım’da İtalya’nın Napoli kentine ulaştı. Aydın, yazar, siyasetçi ve barış aktivistinin katıldığı kampanya, “Öcalan’a özgürlük” talebiyle eylem ve etkinliklerini sürdürüyor. Kampanyada yer alan isimlerden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Almanya Eşsözcüsü Leyla İmret, PKK Lideri Öcalan üzerindeki tecridin kadınlara yansımasını ve kampanya sürecini değerlendirdi.   ÖZGÜRLÜK TALEBİ YÜKSELİYOR!   İmret, Özgürlük Gemisi’ne başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok yerinden kadın katılımının ve ilgisinin olduğunu söyledi. Özgürlük Gemisi’nde yer alan birçok kişinin daha önce de İmralı’ya ziyaret için Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) ve birçok uluslararası kuruma başvuruda bulunduğunu anımsatan İmret, “Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için mücadeleyi sokakta, diplomaside, her alanda talep eden insanlar var. Bunu farklı protestolar ve etkinliklerle de dile getiriyorlar. Ama bu defa özellikle dostların katıldığı bir adım atıldı. Bu gemide Arjantin, İsviçre, Brezilya, İspanya ve İngiltere’den birçok katılımcı vardı. Bunların hepsi de Sayın Öcalan’ın felsefesi ve paradigmasını savunan ve onun özgürlüğünü talep eden, bu sisteme alternatif olan paradigmaya sahip çıkan dostlardı” dedi.   ‘ÇÖZÜM BELLİ, AKTÖR ÖCALAN’   İmret, Öcalan üzerinde uzun soluklu ve gittikçe ağırlaştırılan tecridin, Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, hukuksuzluklar, savaş politikaları ve katliamlardan bağımsız olmadığına dikkati çekti. Çözümsüzlükte ısrarın ve savaş politikalarının “işgalci” bir harekete dönüştüğünü ifade eden İmret, “Türkiye, Güney’de, Rojava’da, hatta kendi sınırlarında işgal durumunda. İzlenen her politika Kürtleri Türkleştirmeye yönelik. Bu açıdan, kutuplaştıran, asimile eden, imha eden, çözümsüzlükte ısrarcı savaş politikalarına karşı, ‘savaşa karşı barış’ haykırılması önemliydi. Sadece Kürtler değil, bütün dostları da demokratik moderniteyi ve demokratik konfederalizmi alternatif ve umut ışığı olarak görüyor. Çözümler belli. Bunun aktörü ise Sayın Öcalan’dır” ifadelerini kullandı.   ‘ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK ZAMANI’   Sadece Öcalan üzerinde değil, Türkiye’nin bütün cezaevlerinde tecridin uygulandığını sözlerine ekleyen İmret, “Bu çözümsüzlüğe bu savaş politikalarına karşı tam da şimdi Sayın Öcalan’ın özgürlüğü ve İmralı’nın kapılarının açılmasının zamanı. Silahların savaşların durdurulması, onun yerine diyaloglar ile Ortadoğu ve Türkiye’ye çözüm üretilmesi gerekmektedir” diye konuştu.    EN ÇOK KADINLAR ETKİLENİYOR   İmret, savaş politikalarının en büyük acısını kadınların çektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü devlet dediğimiz erk zihniyet, önce kadını yok sayıyor. En fazla kadınlar haksızlığa uğruyor. Ben kendimden örnek verecek olursam, 2013’e kadar kendi ülkemde yani Kürdistan’da yaşadım. Ben çözüm sürecinde bir kadın olarak kendimi daha güvende hissediyordum. Bir kadın olarak orada vardım ve onu savunabiliyordum. Bir kadın olarak kendi rengimi ve sesimi o şehirlere ve sokaklara yansıtabiliyordum. Fakat savaş politikaları devreye girdiği gibi ilk başta kadına bir saldırı oldu. Kadının olduğu her yere saldırılar gerçekleşti. Gelen kayyımlar, kadının inşa ettiği her şeye saldırdı. Biz 7 sene sonra görüyoruz ki Türkiye’de ve Ortadoğu’da erkek devlet en fazla kadını yok sayıyor ve ortadan kaldırmak istiyor. Her gün kadın cinayet haberi geliyor. Bu çözüm sürecinde yoktu. Ne bu kadar çocuk istismarı vardı ne de kadın cinayetleri oluyordu. Bunun bugün artmasının sebebi erk zihniyetin cezasızlık politikalarıyla cesaretlendirmesidir.”   ‘DESPOT REJİMLER GEÇİCİDİR’   Tecrit politikaları sonucu Türkiye’de “içler acısı” bir tablonun oluştuğunu vurgulayan İmret, şunları söyledi: “Bu kadar mücadeleci ve cesaretli kadınlar böyle bir tabloyu hak etmiyor. Buna karşı elbette mücadele edilmesi gerekiyor. Bu gibi despot ve otoriter rejimler geçicidir. Fakat daha fazla zarar görmeden, daha fazla bedel ödemeden bundan kurtulmak için tüm halklar mücadele etmelidir. Bu sistem kadın düşmanlığı politikaları üzerinden yürütülüyor. Tecridin kırılması, Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması, Türkiye’nin demokratikleştirilmesi, savaşın durdurulması, kadın katliamlarının ve çocuk istismarlarının durdurulması anlamına geliyor. Bunun için de bunun mücadelesini kadın öncülüğünde hep beraber vermek gerekiyor.”    KADIN ÖNCÜLÜĞÜNDE ZAFERE   Kadınların öncülüğünde çok güzel günlerin geleceğini dile getiren İmret, sözlerini şöyle tamamladı: “Şu an en son günlerini yaşıyorlar. Buna eminim ki bizim mücadelemizle bu gibi zihniyetlerden kurtulabiliriz. Biz kadınların mücadelesiyle hem çocuklarımızı hem geleceğimizi elimize alabiliriz. Büyük bir umutla ve inanarak söylüyorum ki kadının gücüyle kazanılmayacak hiçbir zafer yoktur.”    MA / Berna Kişin