Mersin’de avukatlara polis şiddeti 2022-01-24 14:24:31 HABER MERKEZİ - Ankara, İzmir ve Adana ve Diyarbakır'daki avukatlar, Tehlike Altındaki Avukatlar Günü’ne dikkat çekerken, Mersin’de ise açıklama yapmak isteyen avukatlar polis şiddetine maruz kaldı.  Ankara Barosu, Ankara'da bulunan hukuk örgütlerinin katılımıyla bu yıl Kolombiyalı avukatlara ithaf edilen 24 Ocak Tehlike Altındaki Avukatlar Günü'nde Sıhhiye Adliyesi içinde yaptığı yürüyüş sonrası adliye önünde basın açıklaması düzenledi. “Savunma susmadı susmayacak” ve “Tutuklu Avukatlar Serbest Bırakılsın” sloganlarının atıldığı açıklamada, “Kolombiyalı avukatlar yalnız değildir” pankartı açıldı.   Açıklamada konuşan Ankara Baro Başkanı Kemal Koranel, 24 Ocak 1977‘de İspanya’da 4 avukat ve 1 işçi temsilcisinin mesleklerini yaptıkları için katledildiğini hatırlatarak, “Bugünün anısına, her yıl 24 Ocak’ta düzenlenen ‘Tehlikedeki Avukatlar Günü’nde avukatlar olarak biz, dünya çapında birçok kıta, ülke ve şehirde yaşadığımız hak ihlallerini bir kez daha dile getiriyoruz” dedi.   ‘700 AVUKAT ÖLDÜRÜLDÜ’   Tehlikedeki Avukatlar Günü’nün avukatların mesleklerini özgürce, bağımsız ve güvenli bir şekilde icra etmelerinin engellendiği Kolombiya'ya ithaf edildiğini söyleyen Koranel, Kolombiya’da, son 10 yılda 700'den fazla avukat öldürüldüğünü, 4 bin 400'den fazla avukatın da çeşitli saldırılara maruz kaldığını belirtti. Koranel, “Ülkemizde de Kolombiya da olduğu gibi çok sayıda avukat sadece mesleklerini ifa ettikleri ve müvekkillerini savundukları için öldürülüyor, baskılara maruz kalıyor ve haklarında açılan davalar sonucunda mahkûm ediliyorlar” diye konuştu.   ‘MÜCADELEMİZ SINIRLANDIRILAMAZ’   Türkiye’deki güncel durumun da Kolombiya’dan çok farkı olmadığını ifade eden Koranel, hemen hemen her gün bir avukatın şiddete uğradığına dikkati çekti. Haciz mahallinde katledilen Avukat Ersin Arslan, katledilen Avukat Dilara Yıldız ve yakın zaman öncesinde GBT yapmak isteyen bekçiler tarafından darp edilen Avukat Mürsel Ünder’i de anan Koranel, “Ülkemizde ve dünyanın dört bir tarafında avukatlara yönelik saldırılar ve baskılar ile mesleğimizin özü olan hak mücadelemizi sınırlandırma gayreti içine girilmiş bir halde. Bu saydıklarımız ise hemen her gün artarak devam etmekte olan ve sıradanlaşan avukatlara yönelik şiddet olaylarından sadece birkaçı” ifadelerini kullandı.   TALEPLER   Kolombiya’da mesleğini sürdürmekte ısrar eden avukatlar ve insan hakları savunucularıyla dayanıştıklarını, sorunlarına dikkat çekmek için tüm dünyada onlarca hukuk kurumu olarak yan yana geldiklerini vurgulayan Koranel, şu talepleri dile getirdi: “Kolombiya devleti, Havana Kuralları arasında yer alan 17. prensip uyarınca, özellikle insan hakları savunucularının daha yüksek risk altında olduğu kırsal bölgelerde, Kolombiyalı avukatların güvenliklerini ve özgürlüklerini garanti altına almak için ek ve etkili güvenlik önlemleri almalıdır. Dünyanın dört bir yanındaki barolar ve hukuk toplulukları, Kolombiya'daki insan hakları avukatlarının durumuna dikkat kesilmeli ve meslektaşlarını desteklemek için çalışmalar yürütmelidir. Gazeteciler ve uluslararası medya, Kolombiya'daki insan hakları avukatlarının durumunu araştırmaya ve rapor etmeye, Kolombiya devletine baskı yapmaya ve dünya çapında kamuoyunun dikkatini insan hakları avukatlarının oynadığı hayati role ve karşı karşıya oldukları ağır risklere çekmeye davet edilmektedir.”    AVUKATLARA POLİS ŞİDDETİ   Mersin’de ise, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği  (ÖHD) Şubesi, Demokrat Avukatlar Grubu Şubesi ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Şubesi’nin, adliye binası önünde yapmak istediği basın açıklamasına polis müdahale etti. Gerekçe olarak “açıklamanın adliye önünde yapılmasını” gösteren polisler, avukatlara fiziki şiddet uyguladı. Polisin sert müdahalesine karşı avukatlar, oturma eylemi düzenledikten sonra basın açıklamasını gerçekleştirdi.  Avukatlar adına açıklamayı okuyan Av. Mutluay Başaran, iktidar sahiplerinin, bir yandan sözlerinde hukuku yüceltip, hukuk devleti vurgusu yaparken diğer yandan da adalet arayışı içine girip, hakkın ve özgürlüğün mücadelesini yürüten, halkın arayışlarını ile taleplerini etkili şekilde hayata geçirmeye çalışan avukatları, işlevsiz bırakmaya çalıştığını söyledi. Av. Başaran, avukatlık mesleğini ifa ettikleri için baskıya, tehditte ve zulme uğrayan, hapsedilen, işkence gören ve katledilen bütün meslektaşları için bir araya geldiklerini söyledi.     AVUKATLAR TEHLİKE ALTINDA   Avukatların son derece tehlike altında olduğuna dikkati çeken Başaran, avukatların korunması için mücadele çağrısında bulundu.   KOLOMBİYALI AVUKATLAR   Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir şubeleri, Bayraklı Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Lawyers from Colombia are not alone (Kolombiyalı avukatlar yalnız değildir)” yazılı pankart taşındı. Kurumlar adına açıklama metnini ÇHD'li avukat Özge Usanmaz okudu. 24 Ocak 1977 ‘de İspanya’nın Başkenti Madrid’te 4 avukat ve 1 işçi temsilcisinin katledildiğini hatırlatan Usanmaz, bu olayın “Atocha Katliamı” olarak bilindiğini belirtti. Bu günün anısına 2009'dan bu yana, dünya çapında birçok kıta, ülke ve şehirde örgütlenmelerin yapıldığını ifade eden Usanmaz, “Bugünün amacı belirli bir ülkedeki avukatların mesleklerini icra ederken karşı karşıya oldukları risklere ilişkin farkındalığı güçlendirmek, hükümet yetkililerinin, uluslararası kuruluşların, sivil toplumun, medyanın ve genel anlamda kamuoyunun belirlenen ülkedeki avukatların durumlarına yönelik dikkatlerini çekmektir” dedi.   Avukatlara yönelik zulmün her yerde sürdüğüne dikkati çeken Usanmaz, “Kolombiya’da avukatlar gerek halkın gerekse kendi haklarının korunabilmesi için dernekler ve kolektifler içerisinde örgütlenmeye devam etmektedir. Yalnızca 2020 ve 2021 yıllarında Kolombiya’da en az 6 avukat mesleklerini icra ettikleri için katledildiler. Süregelen katliamlar dışında yasadışı takip ve gözetleme, iletişimin engellenmesi, gözaltı, soruşturma ve kovuşturma, yerinden edilme, kamuoyu karşısında yürütülen karalama kampanyaları eliyle itibarsızlaştırma ve hedef gösterme, sürgüne zorlanma gibi birçok saldırı bugün neredeyse günlük olarak devam ediyor” diye konuştu.    Usanmaz, meslektaşlarına yönelik hukuksuzluğa son verilmesi için şu taleplerde bulundu:    “* Kolombiya devleti, insan hakları avukatlarına yönelik birçok saldırıyı derhal ciddiyetle ele almalı ve BM prensiplerinin 16. ve 18. ilkeleri uyarınca avukatların mesleklerini özgür ve bağımsız bir şekilde icra etmeleri için gereken güvenceleri sağlamalıdır.   * Kolombiya devleti, cezasızlığa son vermek için insan hakları avukatlarına karşı işlenen suçlara ilişkin tarafsız, bağımsız ve etkili soruşturmalar yürütmeli ve gerekli olduğunda, failler hakkında kovuşturma başlatmalıdır.   * Kolombiya devleti, BM Sözleşmesinin 18 ve 23. ilkeleri uyarınca özellikle daha hassas olan insan hakları davalarında görev alan Kolombiyalı avukatların kriminalize edilmesi ile mücadele etmelidir.   * Uluslararası toplum, Kolombiya devletinin uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmemesi karşısında sessiz kalmamalıdır.   * Dünyanın dört bir yanındaki barolar ve hukuk toplulukları, Kolombiya'daki insan hakları avukatlarının durumuna dikkat kesilmeli ve meslektaşlarını desteklemek için çalışmalar yürütmelidir.”    Adana Barosu ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Şubesi de, Adana Adliyesi içinde aynı konuya ilişkin açıklama yaptı.   DİYARBAKIR BAROSU'NDAN AÇIKLAMA  Diyarbakır Barosu, 24 Ocak Tehlike Altındaki Avukatlar Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Avukatlık mesleğinin icrasına değinen açıklamada, “Avukatlık mesleğinin ayrımcılık yapılmadan ve otoriteler ya da kamudan gelebilecek yersiz müdahaleler olmadan saygı görmesi ve korunması gerekir. Ayrıca, mesleki standartlara uygun olarak hareket ettikleri durumlarda avukatlar, herhangi bir baskı ya da yaptırıma maruz kalmamalı veya bunlarla tehdit edilmemelidir” denildi. 'CEZASIZLIK KRONİKLEŞTİ' Açıklamada Olağanüstü Hal Dönemi  (OHAL) ve sonrasında avukatlara yönelik tehdit, ceza yargılaması, barodan ihraç gibi uygulamaların sistematik olarak arttığı kaydedildi.  İnsan hakları savunucusu ve Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Tahir Elçi’nin, katledilmesine değinen açıklamada “Türkiye’de özellikle insan haklarına saygının sağlanmasındaki zorluklardan biri olan cezasızlık kronik ve güncel sorun olmaya devam etmekte. Medet Serhat, Şevket Epözdemir ve Tahir Elçi katliamlarının cezasızlık tehdidi altına olması, meslektaşlarımızın yoğun ve sistematik tehlike altında olmalarına ve mesleki faaliyetlerinde caydırıcı etkiye sebebiyet vermektedir” diye belirtildi. 'BASKILAR SON BULSUN' Avukatlara yönelik yapılan baskıların son bulması çağrısında bulunan açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Yurttaşların temel hak ve hürriyetlerini kullanımına dair, cezai veya idari yargı tehdidi karşısında, avukatın tehlike altında olmasının toplumsal adalet ve hukuk arayışlarına zarar vereceği açıktır. Avukatlık mesleğinin ifasından dolayı keyfi yargı süreçlerine maruz bırakılan, özgürlüğünden yoksun kalan ve yahut avukatlık ruhsatnamesi iptal edilen meslektaşlarımızın, yargısal süreçlerinin ivedilikle sonuçlandırılmasını, adli ve idari uygulama sırasında maruz kalınan hukuk dışı uygulamalara son verilmesini, bu hususta Diyarbakır Barosu olarak mücadele ve dayanışma içerisinde olduğumuzun kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz.”