Silivri'de işkenceyi anlatan ses kaydı savcılığa verildi 2022-04-13 10:33:55 İSTANBUL - Silivri Cezaevi’nde işkence edildikten sonra intihara sürüklenen tutuklular Abdulmenav Çetin ve Coşkun Ağca, en son 8 Nisan’da ailelerini arayarak, yardım istedi. Avniye Çetin, Halil Kasal’ın işkenceyi anlatan ses kaydını Silivri Savcılığı’na verdiğini söyledi.   Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde 60 gardiyanın baskı ve işkencesinin ardından yaşamına son vermek isteyen en az 8 tutukludan Ferhan Yılmaz ile ismi öğrenilemeyen bir tutuklu yaşamını yitirdi. İşkencenin ardından intihara sürüklenen Tolga Okçu, Abdulmenav Çetin, H. Masal ile Ali adlı tutukluya dair bilgiye ulaşılmazken, Coşkun Ağca'nın ambulansla İzmir 2 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edildiği, Halil Kasal adlı tutuklunun da sevk edildiği İzmir'de hastanede olduğu belirtildi.    İşkenceye maruz kalıp intihara sürüklenen tutuklulardan Abdulmenav Çetin’in annesi Avniye Çetin ile Coşkun Ağca’nın annesi Fatma Ağca Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.     SON GÖRÜŞMEDE YARDIM İSTEDİ    Oğlunun 6 Nisan’da işkenceye maruz kaldığını ve bunu 8 Nisan’da yaptıkları telefon görüşmesinde öğrendiğini söyleyen Avniye Çetin, görüşmede oğlunun “Anne canımız tehlikede ne yapıyorsanız yapın. Bugün bizim koğuştan bir cenaze çıkacak, artık ben mi olurum, Halil mi olur, Hasan mı olur bilemiyorum. Ne olur bize yardım edin” diyerek, yardım istediğini belirtti.     Oğluyla en son yaptıkları bu görüşmeye dair Çetin şunları aktardı: “Cuma günü olanları anlattı. Sabah sayıma çıkmışlar. Oruç tutan bir arkadaşlarına tokat atmışlar. Onlarda gardiyanlara, ‘Biz oruçluyuz niye arkadaşımıza tokat atınız’ diye sorup, kendilerini savunmuşlar. Ardından onları bir odaya götürüp işkence yapmışlar, yemek vermemişler. Oğlum ‘Durumumuz çok kötü bir daha bizden haber alamazsınız’ diye yardım istedi” diye belirtti.     SES KAYDINI SAVCILIĞA VERDİ   Oğlundan bir daha haber alamayan Çetin, 4 gün boyunca Silivri Cezaevi önüne gittiğini ancak herhangi bir bilgi alamadığını söyledi. Çetin, “Yoğun bakımda olan Halil’in annesi, bana Halil'in ses kaydını gönderdi. Bende ses kaydını cd yaptım. Silivri Savcılığı'na teslim ettim. Orada şikayetçi oldum. 'Oğluma bir şey olursa burayı yakarım' dedim. Çağlayan Adliyesi’ne gidip dilekçe verdim. Çocuklarımız zaten cezalarını çekiyor, gardiyanların ve müdürün verdiği ceza kabul edilemez. Bir anne olarak dayanamıyorum artık. Cezaevi kapısının önüne gideceğiz. Çocuğumun sevkinin yapılmasın istiyorum” talebinde bulundu.   KÜRT OLDUKLARI İÇİN…   Özellikle Kürt tutuklulara yönelik cezaevlerinde yoğun bir baskı olduğuna dikkati çeken Çetin, şöyle dedi: “Kürt oldukları için onlara işkence yapıyorlar. Çünkü artık insan hakları kalmamış. İnsan hakları olsaydı Kürt, Laz, Zaza olsun ayrım yapılmazdı. İnsanlar arasında ayrımcılık olmaz. “Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; yeter artık. Anne olarak içimiz yanıyor. Bir oğlumu kaybettim birini daha kaybedecek gücüm kalmadı. Onun için sesleniyorum; çocuklarımızı sevk etsinler.”    İŞKENCEYİ ANLATIRKEN TELEFON KAPANDI   Fatma Ağca da, oğlunun cezaevinden aradığı ablasına “Çok işkence yaptılar, ya biz kendimizi öldüreceğiz ya da onlar bizi öldürecek” dediğini aktardı. Ağca, “Oğlum bunları söylerken telefon kapanmış. Ondan sonra bir daha haber alamadık. Cuma gününden beri haber alamadığımız için cezaevinin önüne gittik. Avukatımız da bizimle birlikte geldi ama onu içeri almadılar. Bize, ‘Yayılan haberlerin yalan olduğunu’ söyleyip gönderdiler. Hastaneye gidip sorduk. İsim verdik ancak ‘Böyle bir şeyin olmadığını’ söylediler” diye belirtti.     İŞKENCE YENİ DEĞİL    Oğlunun geçtiğimiz yıldan bu yana baskı ve işkenceye maruz kaldığını söyleyen Ağca, “Geçen yıl beni aradığında, ‘Anne bizi karanlık bir odaya koyuyorlar, işkence ediyor ve çırılçıplak ediyorlar’ dedi. Aynı zamanda coplarla darp edildiklerini söyledi. Vücudunda morluklar vardı” dedi.    DARP RAPORU ALDI   İki-üç ay önce de oğluna yine gardiyanlar tarafından işkence edildiğini kaydeden Ağca, burnu kırılan oğlunun darp raporu aldığını aktardı. Ağca, “Gardiyan benim oğluma vuramaz. Eğer bir cezası varsa çekiyor. Neden gardiyan vuruyor. Oğlum, ‘pislik içinde’ yaşadıklarını söylüyor. Getirdikleri yemekleri yiyemiyorlar. Yemedikleri zaman da gardiyanlar dövüyormuş. Çocuklarımıza ceza veriyorlarsa gardiyanlara da ceza versinler. Neden gardiyanlara ceza vermiyorlar? İşkence yapıyorlarsa onlara da ceza versinler” tepkisinde bulundu.    Bir yıldır görüşe gidemediğini belirten Ağca, şöyle devam etti: “Oğlumla sadece telefonda görüşüyoruz. Şimdi telefonları da kapattılar. Hastanede mi, cezaevinde mi bilmiyorum. İktidar televizyonlara çıkıp bas bas bağırıyor. Tayip Erdoğan çıkıp onlar için de konuşsun. Seçim zamanı geldiğinde bir çanta bir koli alıp nasıl kapı kapı geziyorlar oy için. Tayip Erdoğan çıksın, ‘Neden çocuklarını görüştürmüyorsunuz’ desin. Neden garibanları böyle eziyorlar?”    MA / Doğan Kaynak