Rıza Bey Apartmanı davasına 4 sanık daha eklendi 2022-05-27 18:31:08   İZMİR- İzmir depreminde yıkılan ve 36 kişinin hayatını kaybettiği Rıza Bey Apartmanı ile ilgili süren yargılamada, dosyaya 4 kişi daha eklendi.  İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen depremde yıkılan ve 36 kişinin öldüğü, 17 kişinin de yaralandığı Rıza Bey Apartmanı davasının 6'ncı duruşması İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar mimar Ali Serdar Bayram ve yapı müteahhidi Hasan Hüseyin Özkan, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Bazı tutuksuz sanıklar, davacılar ve taraf avukatları ise salonda hazır bulundu.  Mahkeme başkanı, sanık avukatlarının şikayetiyle açılan soruşturmanın ardından “bilinçli taksirle 6 kişinin ölümüne ve 2 kişinin yaralanmasına neden olma” suçlamasıyla haklarında iddianame hazırlanan Rıza Bey Apartmanı'ndaki diş hekimi polikliniği sahipleri Arda Hacarlıoğlu ve Onur Yedikara ile daire sahipleri Selma Enseri ve Ender Ensari'nin davalarının da mevcut davayla birleştirildiğini açıkladı. Birleşme kararının ardından davada sanık sayısı 13'e yükseldi. 'HER AY TADİLAT VARDI'  Duruşmada ilk olarak sanıklar Arda Hacarlıoğlu ve Onur Yedikara'ya söz verildi. Poliklinik olarak kullandıkları dairede sadece iç dekorasyon yaptıklarını belirten Arda Hacarlıoğlu, "Depremde binadaydım. Kirişler patladıktan 5-6 saniye sonra bina yıkıldı. Eski bir binaydı. Biz aldıktan sonra ufak tefek işlemler yaptık. Esas bölümlere dokunmadık" dedi. Sanık Onur Yedikara da, deprem sırasında binada olmadığını söyledi. Rıza Bey Apartmanı'nda 2011 yılında çalışmaya başladıklarını aktaran Yedikara, "Zemindeki parkeleri değiştirdik, boya ve badana yaptırdık. Kapılar ve pencereleri de yeniledik. O dönemin yöneticisi de bunları gelip, gördü. Binada her ay birisi tadilat yapıyordu" diye belirtti.  'YOKLUKTA BÜYÜTTÜM' Ardından depremde apartmanda ölen diş hekimi Aslı Taner'in annesi Arzu Taner'e söz verildi. Tek kızını kaybettiği için patronlarından şikayetçi olduğunu kaydeden Taner, "Ellerini kollarını sallayarak gezmelerini istemiyorum. Onları sadece kızımın cenazesinde gördüm. Ne aradılar ne sordular. Kendilerinin paraları var ama insanlıkları yok. Benim derdim para, pul değil. 2 yıldır gezdiğim tek yer mezarlık. Kendilerini benim yerime koydular mı? Kızımı yoklukla büyütmüştüm" ifadelerini kullandı.  Taner konuşmasına devam ettiği sırada baygınlık geçirirken mahkeme salonundaki müştekilerden bazıları Arda Hacarlıoğlu ve Onur Yedikara'nın yakınları arasında arbede yaşandı.  'YALAN SÖYLÜYORLAR' Ardından bu kez aynı poliklinikte kızı Zarife Doğan'ı kaybeden Kamil Doğan, şunları söyledi: “Polikliniğin sahipleri yalan söylüyor. Bayraklı Belediyesi'nin 2012 raporunda bu binanın depreme dayanıksız olduğu açıkça belirtilmiş. Kızım onlara o kadar güvenmişti ama ödülü ölmek oldu. Sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim." MÜLK SAHİPLERİ HAKKINDA ZORLA GETİRME KARARI Tutuklu sanık Hasan Hüseyin Çalışkan ise tahliyesini eşinin sağlık sorunları olduğunu dile getirerek, "Yürüme zorluğu var. Ona ben bakıyordum. Benim de sağlık sorunlarım var. Yemeğimi bile zor yiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.  5 TEMMUZ'A ERTELENDİ  Şikayetçi avukatları, dosyaya eklenen sanıkların tutuklanması talebinde bulundu. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, Selma Ensari ve Ender Ensari'nin bir sonraki celseye zorla getirilmesine ve yeni tanıkların dinlenmesine karar vererek duruşmayı 5 Temmuz'a erteledi.