Kamulaştırmaya karşı çıkan köylülere soruşturma 2022-08-24 09:03:54   ŞIRNAK - Şırnak'ın Gundikremo köyünün kamulaştırmasına karşı çıkan köylüler hakkında soruşturma açıldı. Hakkında soruşturma açılan Halime Gülçen, “Eğer kanun, adalet olsaydı, bunlar olmazdı” dedi.    AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 24 Şubat’ta Şırnak merkeze bağlı Gundikremo köyü hakkında AKP’li Süleyman Bölünmez’e ait şirketin kömür arama faaliyetlerini sürdürmesi için kamulaştırma kararı alındı. Köylerinin kamulaştırılmasına karşı çıkarak, karara tepki gösteren birçok köylü hakkında ise “Kamu malına zarar verme” iddiasıyla soruşturmalar açıldı. Soruşturma açılan köylüler tek tek ifadeye çağrılırken, hakkında soruşturma açılanlardan biri de ömrünü köyde geçiren 55 yaşındaki Halime Gülçen. Köylerinde maden aramasına ve köyün kamulaştırmasına karşı iş makinalarını durdurttuğu gerekçesiyle “Kamu malına zarar vermekle” suçlanan Gülçen, açılan soruşturmaya tepki gösterdi.    YÜZYILLIK AĞAÇLAR KESİLDİ    Ömrünün köyde geçtiğini belirten Gülçen, “Bizler çok üzülüyoruz. Yüzyıllık ağaçlarımız kesildi. Ağaçlarımızın hepsini kestiler toprak altında bıraktılar. Açgözlü olanlar köyümü yıktı. O köy atalarımızdan bize mirastı. Mezarlarımız, bahçelerimiz, ağaçlarımız yok edildi. Bizler, atalarımız bütün ömrünü orada geçirdi. Ağacımıza, taşımıza ne yaptılar bilmiyoruz. Korucularla işbirliği yaparak köyümüzü yıktılar. Bize yapılanlar kabul edilemez. O maden onlara zehir olacak. Onların bize bunu yapma hakkı yoktu. Yüzyıl boyunca biz orada hayvanlarımızı otlattık. Biz o köyün her nimetinden faydalandık. Emeğimiz vardı. Ama yıktılar. Şimdi ise gidip görmemize bile izin vermiyorlar” dedi.    HALK DEĞİL ONLAR ŞİKAYETÇİ!    Kamulaştırmaya karşı çıkan onlarca kişi hakkında soruşturma başlatıldığı ve bunun hukuki olmadığını söyleyen Gülçen, “Mezarlarımızı bile bozmuşlar. Kemikleri bile çıkartmışlar. Biz iş makinalarının önüne geçip, ‘kamulaştırmasını, yıkılmasını istemiyoruz’ dediğimiz için hakkımızda soruşturma başlatıldı. Bunun üstüne bir de onlar gidip bizden davacı oluyor. Bizim onlardan şikayetçi olmamız gerekirken, onlar gidip şikayetçi ve davacı oluyor. Eğer kanun, adalet olsaydı bunlar olmazdı. Ama ne adalet var ne de kanun var. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey görülmedi. Hiçbir devlette bu haksızlık, adaletsizlik yok. Biz bir şey yapmadık. O köy bizim geçim kaynağımızdı. Biz hiçbir şey satın almazdık. Her şeyimizi o köyden karşılıyorduk. Ama hepsini elimizden aldılar ve şuanda da köyümüzü bize vermiyorlar” tepkisinde bulundu.