Kara Rapor: 42 bin kişi hava kirliliğinden öldü 2023-03-23 16:37:22 İZMİR - THHP'nin hava kirliliğine ilişkin yayınladığı “Kara Rapor 2022”ye göre, Türkiye'de DSÖ standartlarına göre havası temiz şehir olmazken, 2021 yılında en az 42 bin kişi hava kirliliğine bağlı hastalıklardan yaşamını yitirdi.    Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP), Türkiye’de hava kalitesine ilişkin hazırladığı "Kara Rapor 2022" raporunu yayınladı. 2021’de İstanbul’da 4 bin 848, Ankara’da 2 bin 853, Türkiye genelinde ise en az 42 bin kişinin hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtilen raporda, "Türkiye’de, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarına göre havası temiz şehir yok. Havası en kirli beş kent ise sırasıyla Êlih, Îdir, Agirî, Şirnex ve Meletî. Colemêrg’de DSÖ standartlarına göre, partikül madde kirliliği yok denecek kadar azken, il kükürt dioksit açısından çok kirli bir hava soluyor. Depremden etkilenen kentlerde hava kirliliği, enkaz tozu ve ısınma için açıkta ateş yakılması gibi nedenlerle ulusal limitlerin 2.5 katına, DSÖ kılavuz değerlerinin ise 7.5 katına çıktı. Rapor, kanser, kalp-damar, KOAH gibi hastalıklara yol açan hava kirliliğinin ruh sağlığı ve uyku düzenini de olumsuz etkilediğini ortaya koydu" denildi.    Êlih’de 2021 yılındaki hava kirliliğinin, DSÖ’nün kılavuz değerinin yedi katından fazla olduğu vurgulanan raporda, "Ulusal mevzuattaki yıllık ortalamanın ise yaklaşık üç katıydı. Şehirde yaşayanlar, tam 326 gün boyunca kirli havaya maruz kaldı. 2019 yılında yayınlanan Batman Temiz Hava Eylem Planı’na göre, hava kirliliğinin ana nedeni, il merkezinde bulunan petrol rafinerisi. Iğdır son altı yıldır, en kirli iller arasında en üst sıralarda. Konutlarda yakılan kömürün yol açtığı hava kirliliğine ek olarak bir diğer önemli kirlilik nedeni, ilin üç ülkeye sınırı olmasından kaynaklanan yoğun uluslararası karayolu trafiği ve mal taşımacılığı. Iğdır’ın yanı sıra Kahramanmaraş da son beş yılda yayınlanan Kara Raporlar’da, en kirli iller sıralamasında her yıl listede. Hakkari ise DSÖ standartlarına göre PM10 kirliliği olmayan tek il. Ancak Hakkarililer kükürt dioksit açısından çok kirli bir hava soluyor" ifadeleri yer aldı.    HASTALIKLARI TETİKLİYOR   Türkiye genelinde tüm yaşlar için ölüme ve sakatlığa yol açan ilk 10 risk arasında hava kirliliğinin beşinci sırada olduğu aktarılan raporda, "Hava kirliliği, ruhsal hastalık riskinde artışa, mevcut ruhsal hastalıklarda kötüleşmeye, psikiyatrik nedenlerle hastane başvurularında ve yatışlarında yükselişe neden oluyor. İntihar düşüncesi ve eylemiyle de ilişkisi söz konusu. Ayrıca beyin gelişimine olumsuz etkileri olduğuna ve sinir hücrelerinin hasarına yol açtığına dair de bilimsel kanıtlar var. Bu etkiler yoluyla sebep olduğu psikososyal zorluklarla önemli bir halk sağlığı sorunu" diye kaydedildi.    ÖNERİLER    Raporda Türkiye’de hava kirliliğinin azaltılması için ise şu öneriler yapıldı:    "* Türkiye’nin hava kalitesi mevzuatındaki standartlar, DSÖ’nün kılavuz değerlerinin çok üstünde. Halk sağlığı için kirletici limit değerleri bu kılavuz değerlere indirilmeli. PM 2.5 için de ulusal limit değer, DSÖ kılavuz değerine göre bir an önce belirlenmeli ve yürürlüğe konmalı.   * Hava kalitesi izleme ağı tüm nüfusu ve ana kirletici kaynakları kapsayacak şekilde genişletilmeli, veri alımı kalitesi artırılmalı, sürekliliği sağlanmalı.    * Çevre mevzuatı ve sektörel yasal düzenlemeler ile sektörel politika belgeleri sağlık etki değerlendirmesine tabi tutulmalı. Tüm yatırımlar proje ve izin süreçlerinde çevresel etki değerlendirmesi ile eşgüdüm içerisinde sağlık etki değerlendirmesine tabi tutulmalı.    * Başta kömür olmak üzere, fosil yakıtlara verilen teşvikler kaldırılmalı.    * Hava kirliliğinin önlenmesi ve halk sağlığının iyileştirmesi, iklim değişikliği politikalarının önemli yan faydaları olarak tanımlanmalı, bu üç alan ortak bir perspektifle eşgüdümlü olarak ele alınmalı."    GÜMÜŞEL: VERİ ALINAMIYOR    Rapora ilişkin konuşan THHP Koordinatörü Deniz Gümüşel, Türkiye’de 360 istasyonlu bir izleme ağı bulunmasına rağmen bu istasyonlarda düzenli ölçüm yapılmadığını söyledi. Sadece 34 ilin kirlilik durumunu bildiklerini söyleyen Gümüşel, "Kanserojen ve hava kirliliğine bağlı ölümlerin ana nedeni olan ince partikül madde PM 2.5, sadece 62 istasyonda yeterince ölçülebildi. Bu kısıtlı veriye göre, Türkiye’de Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sınır değer olarak belirlediği PM 2.5 yoğunluğunun tam dört katı kirli hava soluyoruz. Depremden etkilenen kentlerde de hava kirliliği arttı. Maraş’ta dört istasyondan sadece birinden veri alınabiliyor. Elimizdeki verilere göre, ildeki partikül madde yoğunluğu ortalama 100 mikrogram/metreküp, yani ulusal yasal sınırın 2.5 katı, DSÖ kılavuz değerinin ise 7.5 katı. Bölgedeki hekimler şimdiden solunum yolu hastalıklarında artış olduğunu belirtiyor. Adıyaman ve Hatay merkezde de hava kalitesi istasyonlarından düzenli veri alınamıyor" dedi.    ÖLÜMLER YAŞANIYOR    Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan ise şunları söyledi: "DSO¨, hava kirliliğinin dünya genelinde her dakika 13 insanın ölümüne yol açtığını vurguluyor. Ülkemizde hava kirliliğine bağlı ölümlere sebep olan en önemli beş sorun ise kalp-damar hastalıkları, kronik solunum hastalıkları, kanser türleri, diyabet ve kronik böbrek yetmezliği, solunum yolu enfeksiyonları ve tüberküloz yer alıyor. Hava kirliliği aynı zamanda anne ve yenidoğan ölümlerine de neden olabiliyor."