Gazeteci Zagros: Türkiye, Kandil’e saldırmaya hazırlanıyor 2023-03-30 09:08:35   HABER MERKEZİ - Gazeteci Beritan Zagros, Türkiye'nin yapılacak seçimlerden önce Kandil'e saldırmaya hazırlandığını ve bunun için de İran'a ihtiyaç duyduğunu belirterek, "Türkiye, İran'la anlaşırsa çok yakın bir zamanda saldırıya geçebilir” dedi.    Türkiye’nin KDP’nin desteğiyle 17 Nisan 2022'de Federe Kurdistan Bölgesi'nin Zap, Metina ve Avaşin bölgelerine yönelik başlattığı saldırılar devam ediyor. KCK, 6 Şubat'ta Mereş merkezli depremlerin ardından yaptığı açıklamada, güçlerine herhangi bir saldırı olmadığı sürece eylemsizlik kararı aldı. Ancak bu karara rağmen Türkiye’nin havadan saldırıları bir gün dahi durmadı. Son olarak KCK Eşbaşkanı Besê Hozat, aldıkları eylemsizlik kararını 14 Mayıs seçimleri sonrasına kadar uzattıklarını duyurdu.   Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırılar, KCK'nin eylemsizlik kararını ve bölgedeki gelişmeleri Gazeteci Berîtan Zagros, Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi.    ‘TÜRKİYE İMKANLARINA RAĞMEN SONUÇ ALAMADI’    Gazeteci Zagros, bir yıldır bölgede devam eden saldırılarda Türkiye’nin tüm tekniki imkanlarına rağmen, önemli bir sonuç alamadığını belirterek, "Türk devleti, Garê yenilgisinden sonra Metîna, Zap ve Zagros bölgesi ile çevresine yönelik saldırılar başlattı. Bu saldırılar kimyasal silah kullanımına, kuşatmaya ve Kurdistan işgalcilerine hizmet eden KDP'nin desteğine rağmen başarıya ulaşamadı. Genel resimde hedefledikleri başarıyı yakalayamadılar ve tarihi bir başarısızlığı daha tattılar. Her iki mağlubiyetin ardından Medya Savunma Alanları’na geçmiş yıllara göre daha şiddetli bir saldırı getireceği varsayıldı. Yani saldırı önceden tahmin edildi ve gerilla da saldırılara hazırlıklıydı. 14 Nisan 2022’nin gecesi ağır bir hava saldırısı başlattılar ve kısa sürede sonucu almak istediler. Evdeki hesapları çarşıya uymadı. Yani gerillalar savaşın başından itibaren meşru müdafaa pozisyonuna girmemiş, kontrolleri altındaki bölgeleri savunmuş, askeri hedeflere birlikleriyle eylemlerde bulundu. Neticede Türk ordusu Aralık ayında bazı bölgelerden çekilmek zorunda kaldı ve bu yüzden yine 'Sonucu aldık' yalanını söylediler. Türk ordusunun karakterini herkes bilir, bir yere girdi mi çıkmaz. Bazı bölgelere ama gerillalar onların yerleşmelerine izin vermedi. Birçok bölgeden çekilmek zorunda kaldı. Kalabilecekleri bazı bölgelerde ise önlerini açan ve birçok yerde kendilerine yer açan KDP sayesinde kaldılar. Ordu, tamamen gerillanın kontrolünde olan dağlık bölgeleri işgal edememiş, ancak gerilla ile KDP arasına giren bölgelere yerleşmek istemiş ve bunu da KDP’nin aktif iş birliği ile gerçekleştirmiştir. KDP, PKK’nin ulus konusunda hassas olduğunu biliyordu, bu yüzden KDP bunu bir fırsat olarak değerlendirdi ve Türk işgalinin önünü açtı, yani işgalcilerin Kurdistan'ı işgali için kendilerini kalkan yaptı" dedi.   ‘KDP VE TÜRKİYE’NİN YER ALTI PROJESİ’    Türkiye’nin KDP üzerinden turizm adına Bakur ve Başûr arasında yol yapmak istediğini söyleyen Zagros, "Türk devleti geçen Aralık ayından bu yana bazı bölgelerden çekildi. Kara saldırıları durdurmuş, kimyasal silahlar ve taktik bombalar ile hava saldırıları devam etmektedir. Kış ayında özellikle Çemço, Kuro Jaro ve Sidayê bölgesine yöneldi. Bu bölge Amediye’nin Şeladizê beldesinde yer alıyor ve stratejik bir bölge. Soran'ı birbirine bağlıyor. Yani o hat üzerinden Soran bölgesine ulaşabilirsiniz. KDP'nin iş birliği ile onlar Kuzey ve Güney arasında yeni bir yol inşa etmek istiyorlar. Çemço bölgesine dönük saldırılarını bu kadar çok artırması da KDP’nin işbirliği ile bölgeyi askeri ve ekonomik anlamda tamamen işgal ve talan etmek istiyor. Hali hazırda Dihok'tan Colemêrg’e kadar bir yer altı yolu projesi var ve bunun hazırlıklarına şimdiden başladılar. Ticaret adı altında Kuzey Kurdistan’da KDP işbirliğiyle koruculuğu geliştirmek istiyorlar. Şu ana kadar bir sonuç alamadılar ama çabaları devam ediyor. Çünkü bölge halkının yurtseverliği KDP'nin sonuç almasına müsaade etmiyor. Özellikle Rêkanyan aşireti ve Behdinan'ın birçok aşireti KDP ve AKP-MHP projelerine müsaade etmiyor. Stratejik olarak Zagros, Zap ve Garê'yi kontrol etmek bu hattı tamamıyla kontrol ederek, gerillaya halk desteğini bitirip Zagros bölgesinde sıkıştırmak istiyorlar. Bu nedenle bu bölge Türk devleti tarafından gece gündüz bombalanıyor. Hatta bu mevsimde yoğun bombardımanlar nedeniyle yerel halk çıkamıyor, hayvanlarını otlatamıyor ve ot toplayamıyor. Geçmişte bu bölgede çok sayıda katliam oldu. KDP'nin istihbarat ve casusluk faaliyetleriyle halk ve gerilla arasındaki ilişkiyi kesmek istiyorlar. Alanın sivil kurumlara, insan haklarına ve basına açılması halinde hem KDP'nin hem de Türkiye'nin uluslararası düzeyde suçlanacağı ve bu alanlardaki suçlarının ortaya çıkacağı açıktır” diye belirtti.    ‘KDP BÜYÜK BİR RANT ELDE ETTİ’   Zagros, bölgede KCK'nin eylemsizlik kararının olumlu karşılandığına dikkat çekerek, bu kararla KDP’nin gerilla ile Türkiye arasındaki savaşta büyük bir rant elde ettiğinin bir kez daha ortaya çıktığını kaydetti. Zagros, "KCK'nin bu kararı hem insani hem de siyasi açıdan olumluydu. Çünkü hem Türk devleti hem de KDP ve onlar gibiler düşünenler, PKK'nin savaş taraftarı olduğunu hep söylediler. Ama bu karar AKP-MHP rejimi ve halefi KDP'yi boşa çıkarttı. Bu durum, Özgürlük Hareketi'nin Türkiye'de ve genel olarak Kürtler nezdinde siyasi arenada ve kamuoyundaki prestijini yükseltti. Güney Kürdistan'da bu karar olumlu karşılandı. Toplum tarafından da kabul gördü, memnuniyetle karşılandı ve birçok aydın, siyasetçi ve kişi tarafından iki yönlü ateşkes talebi dile getirildi. PKK’ye her gün diyalog ve tartışma çağrısı yapanlar, özellikle siyasi güçler ne yazık ki bu karardan sonra sustu ve ortadan kayboldu. Bu da KDP’nin gerillanın akan kanından rant elde ettiğini, savaşın durmasını istemediğini bir kez daha gösterdi” diye konuştu.   ‘EYLEMSİZLİK KARARINA RAĞMEN SALDIRILAR SÜRÜYOR’    Eylemsizlik kararına rağmen yasak silahlarla saldırıların devam ettiğine işaret eden Zagros, “Rutin bir şekilde her gün saldırı yapılıyor ama hiçbir uluslararası, bölgesel veya Kürt gücü çıkıp 'PKK askeri faaliyetleri durdurdu, neden saldırıyorsunuz' demiyor. Amaç Kurdistan'ı işgal etmek ve Türkiye'nin sınırlarını yok etmektir. Erdoğan zaten Türkiye'nin onlar için her yerde olduğunu ve geniş bir alanı işgal etmek istediklerini söylüyor. Bu durumda KDP ulusal bir suç işliyor, bu ulusal suçlar nedeniyle hiçbir ulusal çabaya ve çalışmaya dahil olmak istemiyor. Tam tersine Güney'de ulusal düzeyde çaba veren siyasi güçleri tehdit ediyor, suçluyor ve kriminalize ediyor. Çünkü Kürtler için ortak bir platform oluşturulursa Kürtlerin hesap soracağını biliyor. O yüzden ulusal düzeyde bir hesaplaşma olmasın diye Türkiye ve İran’dan Kürtleri kontrol etmesini istiyor” ifadelerini kullandı.    ‘TÜRKİYE KDP’Yİ SATTI’   Zagros, Irak Başbakanı'nın Ankara ile görüşmesine dikkat çekerek, bu görüşmede iki taraf arasında bir mutabakatın hazırlandığını ve imzalandığını belirtti. Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani’nin 21 Mart’ta Ankara'yı ziyaretine dikkat çeken Zagros, “İki tarafta birbirine şart koşarak kimi durumlarda taviz verdi. Tabi tavizlerin verilmesinde yine Kürt kartı önemli rol oynadı. Şii ve İran'a yakın olan Muhammed Şiya Sudani, büyük tartışmalar sonucunda hükümeti kurmayı başarmıştı. Bu nedenle iktidara gelmesi İran'a yakın partilerin büyük çabaları sonucunda olmuştur. Koalisyon hükümetinin inşası da koalisyon hükümetinin anlaşmasına uymak zorundadır. Şimdi Irak'ta bir seçim gündemi var ve Sudani, İran'ın temsili ile iktidara gelmek istiyor. Ayrıca yeni bir seçim yasası çıkarmış durumda. Ankara ziyareti sırasında bu hususları hayata geçirmek için bazı anlaşmalara da imza attı. Bunlardan biri de Basra Körfezi ile Türkiye arasındaki demiryolunun yapılması, Türkiye'den güneye ve Irak'ın merkezine direkt bir yolun yapılmasıydı. Böylece Başûr’un can damarı olan ekonomiyi ortadan kaldırmayı hedefliyor” dedi.    ‘KANDİL’E SALDIRI HAZIRLIĞI’   Zagros, Türkiye’nin Kandil'e saldırma hazırlığında olduğunu belirterek, bunun için de İran’la işbirliği yapmak için ciddi bir çabanın içine girdiğini aktardı. Zagros, “Erdoğan'ın seçim öncesi hızlı adımlar atmak istediğini biliyoruz. Bunu etkin bir şekilde yapmak istiyor. Türkiye ekonomik krizin olduğu bir süreçten geçiyor. Irak, Türkiye'nin ekonomi açısından en çok yatırım yaptığı ve bundan faydalandığı ülkelerden biridir. Bu nedenle hem demiryolu hem de karayolu yaparak Irak'ta daha fazla şirket açarak bir soluk alıp seçim sonuçlarına etki etmek istiyor. İkinci nokta ise seçimden önce Başûr’da PKK'ye büyük bir darbe vurmak istiyor. Böylece seçim öncesi bir takım sembolik zaferler elde etmeye çalışmaktadır. Neden sembolik diyorum? Her türlü saldırı ile sonuç almaya çalışıyor ancak başaramayacak. Erdoğan'ın daha önceki açıklamalarına göre nihai hedefleri Kandil. Kandil, Kürt Özgürlük Hareketi'nin merkezi olarak kabul gördü ve siyasi bir merkez olarak rol oynuyor. Bu yüzden tüm Kürtler ve dünya adını duymuş. Kürtler için siyasi bir kale gibidir” şeklinde konuştu.    Bu sembolik kazanımları elde etmek için daha önce Zap, Metina, Zagros ve Garêye saldırılar yapıldığını ancak başarılı olunamadığını hatırlatan Zagros, “Ama Erdoğan'ın danışmanı Çağrı Erhan'ın da bir programda açıkça söylediği gibi en büyük ihtimal Kandil gibi görünüyor. Hem seçimler için sembolik, hem de uzun vadede stratejik. Türk devletinin asırlık planı çerçevesindedir. Kandil'e yönelik bir saldırı ihtimali var ama bunun karadan mı yoksa sadece havadan mı olacağı henüz belli değil. Ancak Soran bölgesine giren bir Kandil kapısı KDP her koşulda Erdoğan’a açacak. Türkiye, İran ile anlaştıysa veya İran kabul ederse, kısmi bir operasyonla saldırabilir ve bu operasyonun da zamanı belirlenmiştir. Kandil dört taraftan İran ile tamamen sınırdır. Dolayısıyla Kandil'e yönelik bir işgal saldırısı gerçekleştirmek için İran'la bir anlaşmaya ve hatta YNK'nın rızasına ihtiyaçları var. Şimdi de Irak'ı desteklemek istiyorlar. Irak Savunma Bakanı Sabit Muhammed Saeed Rıza Al Abbasi, Sudan ziyareti öncesinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile bir araya geldi. Sudan ziyareti sırasında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile de görüştü. İki taraf arasındaki askeri ve istihbarat görüşmeleri de boş geçmiyor. Ancak Irak'ın PKK konusunda Türkiye ile hangi düzeyde ve nasıl işbirliği yapacağı sorusu var. Sudani, Erdoğan'ın taleplerine muğlak bir şekilde karşılık verdi ve net bir cevap vermedi. Bunun olabilmesi için de meclisten böyle bir talebin hükümete gitmesi gerekiyor” diye ifade etti.    ‘TEK ÇÖZÜM ULUSAL BİRLİK’   KDP'nin Kürtleri katletme politikasına karşı ulusal birliğe ihtiyaç olduğunu anımsatan Zagros, sözlerini şöyle sürdürdü: "Maalesef Güney Kürdistan yetkilileri işgalci devletlerin bu konudaki planlarını henüz anlamış ve çözmüş değil. Stratejik ve ulusal bir akıl devreye sokulmuyor. Özellikle KDP yönetiminde ve bölgedeki siyasi partilerin önemli bir kısmının 'benim olsun, az olsun' yaklaşımı hala var. Referandum tecrübesine rağmen, ders alınmıyor, ne kadar başarısız olurlarsa olsunlar yine aynı yollardan geçiyorlar, bu da Güney'de tarihin hep tekerrür etmesine neden oluyor. Kürtler bu politikanın çilesini çekiyor. Güney bölgesindeki siyasi güçler hala Kürdistan'dan kopmaya çalışıyorlar ve bölgesel ile uluslararası güçlerin her zaman yanlarında olacağını düşünüyorlar. Fakat petrol anlaşmasında görüldü ki Türkiye KDP’yi bir kez daha sattı. Ancak KDP hala ondan sonuç çıkaracak ve kendisini ulusal tarafa verecek düzeyde değil. Artık Kürtlerin önündeki tek çözüm ulusal birliktir. Kürtler birleşmeyene kadar tek bir kazanımı sağlıklı olmayacak ve hepsi soykırım riskiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu yıl Kürtler KNK’nin öncülüğünde Lozan'ın 100’üncü yılına karşı birleşecek. Bu çaba, önemli ve çok stratejiktir. İyi işlenirse Kürdistan'da iyi bir ses oluşturabilir ve dünyanın yeni dengelerini etkileyebilir. Kürtler, küresel dengenin üçüncü gücü olabilir. Kürtler dünyanın demokratikleşmesi ve yeni inşasında üçüncü yol ile öncülük edebilir.”