‘Ağır hasta tutsak Aladağ ve Gömi serbest bırakılsın’ 2024-02-24 14:56:49 HABER MERKEZİ – Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ve İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, ağır hasta tutsaklardan Emin Aladağ ve Kemal Gömi’nin serbest bırakılmasını istedi.    Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ve İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Ankara ve İstanbul’da yaptıkları açıklama ile cezaevlerindeki ağır hasta tutsakların durumuna dikkat çekti.    İSTANBUL   İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenledikleri “F Oturması” eyleminin 622’ncisini Beyoğlu’nda bulunan dernek binası önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, 32 yıldır cezaevinde olan 55 yaşındaki “Rezidüel Şizofreni” hastası olan tutsak Kemal Gömi’nin sağlık durumuna dikkat çekildi. “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” ve “Tedavi haktır engellenemez” pankartlarının açıldığı eylemde, hasta mahpusların fotoğraflarının bulunduğu dövizler açılarak sık sık, “İnsan hakları ile insandır” ve “Tedavi haktır engellenemez” sloganları atıldı.    Açıklama yapan İHD yöneticisi Mukaddes Şamiloğlu, S ve Y tipi hapishaneler ile tecridin sistematik bir uygulama haline getirildiğine vurgu yaptı. Şamiloğlu, “Bilindiği üzere tecrit uygulaması, mahpusun hapishanede tutulma koşulları dışında, dışarısı ile olan ilişkisini de belirlemekte, mahpusun ekonomik, sosyal, kültürel, psikolojik destekten, dayanışmadan yoksun bırakılmasını, izole edilmesini, yalnızlaştırılmasını da içermektedir. Bu izolasyonu kırmak için elzem olan dayanışmayı kırmak için de çeşitli yöntemlere başvurulmaktadır. Bu çerçevede ve özellikle mahpusun ekonomik olarak desteklenmesinin önüne geçmek amacıyla, 2020 yılı sonunda kabul edilen ‘Terörün Finansmanının Önlenmesi Yasası’ devreye sokulmuş, çocuğunun ihtiyaçları için hapishane idaresine para yatıran mahpus yakınları hakkında dahi ‘teröre finans sağladığı’ iddiası ile davalar açılmıştır” diye konuştu.   ‘KALDIĞI YERİN HAPİSHANE OLDUĞUNU İDRAK EDEMİYOR’   Kemal Gömi’nin sağlık durumu hakkında bilgi veren Şamiloğlu, “Gömi, ‘Rezidüel Şizofreni’ hastası olup, kaldığı yerin bir hapishane olduğunu ve kişisel ihtiyaçlarını dahi idrak edemediği ve bu durum Adli Tıp Kurumu raporları ile de teyit edildiği halde, 1993 yılından beri hapishanede tutulmaktadır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükümlü olduğundan bahisle uzun yıllar tek kişilik hücrede tutulan Kemal Gömi, hapishanede gelişen hastalığı nedeniyle birden çok defa Kocaeli Devlet Hastanesi Psikiyatri servisine ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatırılmış, ATK’nin 2010 yılında ‘Rezidüel Şizofreni’ tanısı koyarak, bu hastalığın kalıcı bir hastalık olduğunu ve sağlık sorunları sebebiyle Cumhurbaşkanı tarafından affedilebileceğini belirtmiştir” diye ifade etti.   ‘CAN GÜVENLİEĞİNE AĞIR TEHDİT’   Kemal Gömi’nin tahliye edilme talebini yineleyen Şamiloğlu, “AİHM kararı ve Adli Tıp Kurumu’nun sürekli hastalık nedeniyle Cumhurbaşkanı affı ile serbest bırakılması mümkün dediği Kemal Gömi’nin halen hapishanede tutuluyor olması can güvenliğine ağır tehdit oluşturmaktadır.  Hasta Mahpus Kemal Gömi ve bütün hasta mahpusların sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz” diye belirtti.    ANKARA    Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi de, cezaevlerinde 651’ü ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsağın durumuna dikkat çekmek amacıyla eylemlerinin 494’üncü haftasında bir kez daha bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi. İHD Ankara Şubesi önünde bir araya gelen inisiyatif üyeleri, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartını açtı.    Basın açıklamasını okuyan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, cezaevlerindeki hasta tutsakların içerisinde akciğer hastaları, kalp hastaları, kanser hastaları, yaşlı ve yaşamını tek başına devam ettiremeyecek durumda olan tutsakların olduğunu söyledi.    ‘TEDBİR ALINIRSA ÖLÜMLER ÖNLENEBİLİR’   Çevirmen, tutsak hastaların ısrarla cezaevlerinde tutulduklarını, hasta tutsakların sağlığa erişim engeline takıldıkları ve infazları ertelenmediği için yaşamlarını kaybettiğini belirtti.    ‘İŞKENCEDE KOL VE BACAK LİFLERİ KOPTU’   Çevirmen, bu haftaki açıklamalarında Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutsak Emin Aladağ’ın durumunu aktardı.  Çevirmen, Emin Aladağ’ın gözaltına alındığı 1993’de gördüğü işkenceler sonucu sağ kolu ile sol bacağındaki liflerin koptuğu bilgisini verdi. Aladağ’ın 1998 yılında tahliye edildiğini ancak müebbet cezasının onaylanması ile birlikte 2000 yılında tekrar tutuklanarak Van Cezaevi’ne konulduğunu belirten Çevirmen,  şunları söyledi: “Hapishanede kaldığı süreç içinde ameliyatları geç yapılmış, uzun süre ağrı kesici ilaçlarla tedavi süreçleri geçiştirilmiştir. Yine tedavilerinin dışarıda yapılabilmesi için avukatları tarafından yapılan başvurular da süreç içerisinde reddedilmiş ve durumun ağırlaşmasına neden olunmuştur” dedi.    HASTA TUTSAK EMİN ALADAĞ’IN HASTALIKLARI    Aladağ’ın 13 Şubat tarihinde gönderdiği mektupla da son durumunu aktardığını söyleyen Çevirmen, Aladağ’ın hastalıklarını şöyle sıraladı: “Kronik tansiyon ve şeker hastasıdır.  Bunların yanı sıra astım, mide fıtığı, boyun fıtığı, bel fıtığı rahatsızlıkları kronik olarak devam etmektedir. Ayrıca sol kalçasındaki kireçlenmeden dolayı ameliyat olmuş ve platin takılmıştır. Ancak ameliyat başarılı olmadığı için şu an bastonla geziyor, diğer bir deyişle yürüyemiyor.  Sağ kolundaki lif yırtılması ve kopması nedeniyle ameliyat olmuştur. Aynı şekilde sol kolundan da ameliyat olması gerekiyor. Fıtık nedeniyle sağ bacağı felç olmuş durumdadır. Her iki kolu ve her iki ayağı tutmuyor ve bundan kaynaklı günlük yaşamını arkadaşlarının desteği ile sürdürmek zorundadır” diye kaydetti.    ‘CEZAEVİNDE KALABİLİR DURUMDA DEĞİL’   Çevirmen, “Kalan 5 yıllık cezası süresinde hapishanede kalabilecek durumda değildir ve bu nedenle cezasının ertelenmesi için sağlık kuruluna çıkacaktır. Bu süreçte hastalıklarıyla ilgili olarak doktorların kontrolünden geçti ve halihazırda heyet karşısına çıkmayı bekliyor. Yaşam koşullarını olumsuz etkileyen hastalıkları, yaşamını başkasının desteği ile devam ettirmesi, hapishanelerin olumsuz koşulları, yeterli ve vaktinde tedavi olamaması nedeniyle kalan süresini hapishanede geçirmesi imkansız hale gelmiştir. Bu nedenle bir an önce ailesinin yanında ve sağlıklı koşullarda tedavisi için tahliye edilmesi gerekmektedir” dedi.