Mutlak tecrit 38'inci ayını doldurdu: İmralı hukuksuzlukların merkezi oldu 2024-05-24 09:04:31   RIHA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 38 ayı aşkın süredir haber alamadıklarına dikkati çeken DEM Partili Ömer Öcalan, "İmralı Adası hukuksuzlukların merkezi haline getirildi. Herkes üstüne düşeni yapmalı" dedi.    İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde mutlak tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'dan, 25 Mart 2021 tarihinden bu yana haber alınamıyor. Mutlak tecrit devam ederken, PKK Lideri Öcalan ile İmralı’da tutulan Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’a yeni görüş yasakları verildiği ortaya çıktı. Asrın Hukuk Bürosu'nun yasaklara itirazı ise reddedildi.    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan, mutlak tecrit ve görüşlerin engellenmesine tepki gösterdi.    AĞIR TECRTİ KOŞULLARI   İmralı’da ağır bir tecridin olduğuna dikkati çeken Öcalan, “Tecrit hukuksuz uygulamalarla sürdürülüyor. Yasalar da anayasa da komik bir duruma düşürülmüş. Adalet Bakanı, ‘tecrit yok’ diyebiliyor. Oradaki durumu normal görüyorlar. 38 aydır Sayın Öcalan’dan ve yanındaki arkadaşlardan haber yok. Sağlık durumu ne durumda bilmiyoruz. Bir ülkede yasalar yoksa, insan hakları da rahatlıkla ayaklar altına alınır. İmralı Adası hukuksuzlukların merkezi haline getirildi. Hukuk dışına ilk çıkılan yer İmralı Adası oldu. Oradan hukuksuzluklar bütün ülkeye yayıldı. Yasa var ama uygulanmıyor. Sayın Öcalan’ın hakları ayaklar altına alınmış” dedi.    ‘KOBANÊ DAVASIYLA TECRİT BAĞLANTILI’    İmralı Cezaevi'nde tutulan Veysi Aktaş’ın tahliyesinin 1 yıl ertelendiğini hatırlatan Öcalan, "Veysi Aktaş, 30 yılı doldurdu ve bırakılması gerekiyor. Ama infazı bir yıl ertelendi. Bu keyfi bir uygulamadır. Bunun yasalarda yeri yok. İmralı’da düşman hukuku uygulanıyor diyorduk ama artık düşman hukukunu da geçen bir durum söz konusu. Buna karşı Avrupa’da, Kuzey ve Doğu Suriye ile onlarca cezaevinde eylemeler var. Tecridin kaldırılması için her yerde bir çaba var. Netice almamız için protestoları kolektif bir şekilde yürütmemiz gerek” diye belirtti.     Kobanê Davası’ndan tutsak olan siyasetçilere verilen cezaların da tecritle bağlantılı olduğuna dikkati çeken Öcalan, “Kobanê zaferini Türkiye’de mahkum etmek istiyorlar. Herkesin buna tepki göstermesi lazım” dedi.    ‘MEVCUT YASALAR UYGULANMIYOR’   Öcalan, yeni anayasa tartışmalarına işaret ederek, “Yeni, demokratik ve halkın haklarını içeren bir anayasaya ihtiyaç var. Ancak yürürlükte olan yasalar ve anayasa bile uygulanmıyor. Söz konusu Kürtler olunca keyfi uygulamalar devreye giriyor. Var olan yasalara göre Sayın Öcalan’ın, tutsakların ve siyasetçilerin hakları var. Ancak uygulanmıyor. Uygulansa birçok sorun ortadan kalkardı. Sayın Öcalan son yaptığı telefon konuşmasında buna dikkati çekmişti. AKP rejimi İmralı’ya Sayın Öcalan’ın avukatlarını gönderemiyorsa yeni bir anayasa da yapamaz. Çıkarırlarsa da bir sonuç alamazlar. Her şey günlük siyasete tabi tutuluyor" şeklinde konuştu.    ‘KÜRT SORUNU HERKESİ ETKİLER’   Yaşanan ihlallerin tüm kesimleri olumsuz etkilendiğini vurgulayan Öcalan, "Kimse ‘Kurdistan’da Kürtler öldürülüyor beni etkilemez’ diyemez. Bu herkesi etkiliyor. Arap ve Türkler kendini bu sorundan bağımsız tutamaz. Yanlış siyasi kararlar her yerde bir kelebek etkisi yapıyor. Bazen ‘tecrit ile sürdürülen savaşı nasıl ekonomi ile bağlantılandırırsınız?’ diye soranlar oluyor. Her yıl bütçe görüşmeleri yapılıyor ve savaşa ne kadar devasa bir bütçe ayrıldığını görüyoruz. Burada Türk halkının da rol ve misyonu var. Herkesin ‘Kürtlere dönük savaşa hayır, Sayın Öcalan üzerindeki tecride hayır’ demesi gerek. Türkiye ve Kurdistan’da yaşayan 85 milyon kişiye çağrıda bulunuyoruz; Her Türk, Kürt sorununu bir Türk sorunu olarak görmeli. Sorunlar bu şekilde çözülür. Bu sorun çözülmez ise sonuçlarından herkes olumsuz etkilenir" ifadelerini kullandı.    ‘ÇÖZÜM ÖCALAN İLE GÖRÜŞME’   “Gerçek çözüm Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmektir” diyen Öcalan, şöyle devam etti: "Sayın Öcalan ile görüşme olursa huzur gelir ve herkes bundan nasibini alır. Bir an önce herkes üstüne düşeni yapmalı. Bunu yaparsak cehenneme döndürülen üstünde yaşadığımız topraklar, Ortadoğu’nun cenneti haline gelir. Devlet yanlış politikalara son vermeli. Aile ve avukatların İmralı’ya gitmesinin önü açılmalı.”    MA / Emrullah Acar