Tutsak yakınlarından uluslararası kurumlara 'sorumluluk alın' çağrısı 2024-07-26 16:20:13 HABER MERKEZİ – Tutsak yakınlarının "Tecride son ver" eylemlerinde, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a dönük tecride karşı denetim ve karar alma sorumluğu bulunan uluslararası kurumları "sorumluluk alın" çağrısı yapıldı.  İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'a dönük tecridin kaldırılarak fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü talebiyle birçok kentte "Tecride son ver" eylemleri düzenlendi. Tutsak yakınları, Wan, Adana ve Mersin'de eylemlerini bu hafta da sürdürdü.    ADANA   Adana'da AKP'nin binası karşısında bir araya gelen tutsak yakınları, Öcalan'a yönelik tecridin sonlandırılmasını istedi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Barış Anneleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Akdeniz Adana Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (AATUHAY-DER), Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAY-DER) yöneticileri katıldı.    'HUKUKU UYGULA'   "Tecrit insanlık suçudur" önlüklerin giyildiği eylemde, "Adalet için tecridi kıralım, toplumsal barış için özgürlüğe ses ver" pankartı açıldı. Sık sık, "Biji berxwedana zindana" ve "Tecride hayır barış hemen şimdi" sloganının atıldığı eylemde konuşan AATUHAY-DER Eşbaşkanı Nuran Özdeş İmralı tecridinin "hukuksuz ve keyfi" olduğunu belirtti. İmralı tecridinin tüm topluma yayılarak, tüm sorunların ana nedeni olduğuna işaret eden Özdeş, iktidardan, Türkiye'nin kararlarını tanımayı taahhüt ettiği uluslararası kurumların aldığı bağlayıcı kararları uygulanması ve kendi iç hukukuna uymaya çağırarak, iktidarı tecridine son vermeye çağırdı.   Etkinlik oturma eylemi ve alkışlarla son buldu.   WAN   Wan'ın Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesindeki DEM Parti önünde yapılan eylemde, "Deng bidin girtigehan" pankartı açıldı. Eyleme, çok sayıda partili ve sivil toplum meslek örgütleri katıldı. Eylemde açıklama yapan DEM Parti Rêya Armûşê İlçe Yöneticisi Veysel Şen tecridin ve hak ihlallerinin bütün Türkiye ve Kurdistan kentlerine sirayet ettiğini vurguladı. Türkiye'de halay çeken Kürt'e bile kelepçe takıldığını belirten Şen, "Kürt'ün sesi, halayı, sloganı ve hatta varlığı bu faşist uygulamalar tarafından suç olarak addedilmektedir. Mersin'de halay çektikleri için tutuklanan 9 gence yönelik işkence ve tutuklama süreci tüm halkımıza yönelik AKP'nin içine düştüğü durumu göstermektedir. Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi'nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin suç değildir dediği 'Bijî Serok Apo' sloganını halay çekerken söyleyen bu gençler derhal serbest bırakılmalıdır. Türkiye'nin bu hukuksuzluk iklimine savrulmasına 'Dur' denilmelidir" diye konuştu.    'ADALET BAKANLIĞI TECRİDİN SORUMLUSUDUR'   PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük geliştirilen tecrit sistemine değinen Şen, Öcalan'a dönük sistematik bir tecridin uygulandığını vurgulayarak, "Adalet Bakanlığı başta olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluş devam eden bu tecrit ve işkence sisteminden sorumlusudur. CPT başta olmak Türkiye cezaevlerinde devam eden bu keyfilik, hukuksuzluk ve tecrit politikaları karşısında, tüm baroları, insan hakları örgütlerini ve demokratik kamuoyunu görevini yerine getirmeye çağırıyoruz" şeklinde konuştu.    MERSİN    Mersin'de aralarında DEM Parti İl eşbaşkanlarının bulunduğu kitle, AKP il binası önüne gitmek istedi. Polis izin vermeyince AKP il binası yakınında oturma eylemi yapan kitle "Bijî berxwedana zindana" ve "Jin jîyan azadî" sloganlarıyla durumu protesto etti.    Burada konuşan DEM Parti Mersin İl Eşbaşkanı Reşat Aşan, Mersin Milletvekili Ali Bozan’a karşı mecliste gerçekleştirilen saldırıyı kınayarak, "Her fırsatta da AKP'nin yolsuzluğunu, hırsızlığını, AKP'nin çalıp çırptığını, AKP'nin bu ülkeyi soyup soğana çevirdiğini dile getireceğiz. Yine son birkaç gündür sosyal medya üzerinden Kürt kültürüne ve Kürt diline yönelik bir saldırı girişimi var. Düğünlerimizde çekilen halaylara ilişkin bir saldırı var. Bu saldırı yine AKP öncülüğünde gelişiyor. AKP'nin trolleri öncülüğünde ve mevcut iktidarın da bu ülkede ırkçılığı, faşizmi derinleştirmesinden kaynaklı Kürt halkına yönelik, Kürt kültürüne ve diline saldırılar gerçekleştiriliyor. Bu saldırıları da kınıyoruz" diye belirtti.    'ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN DEĞİL ÇÖZÜMÜN PARÇASI OL'   Saldırılar ve tecridin birbiriyle bağlantılı olduğunu dile getiren Aşan, şunları söyledi: "Tecritle amaçladıkları hem meclisi işlevsiz hale getirmek, hem de bu ülkede hiçbir şeyin konuşulmamasını, müzakere edilmemesini, tartışılmamasını sağlamak. Bütün bu sorunların kaynağı Kürt sorunun çözülmemesidir. Bundan vazgeçin. Bu sizi de bitirecek. Kürt sorunu bu ülkede birçok iktidarı bitirdi. Geçmiş dönemde kendini muktedir ilan eden, kendini iktidarın sarsılmaz sahibi olduğu söyleyenler Kürt sorununun karşısında tasfiye oldular. AKP de tasfiye olacak. Çünkü Kürt halkı artık kimlik, dil, kültür, halk bilincinin, coğrafya bilincinin farkındadır. Bu gerçekliği hiç kimse değiştiremeyecek. Ne AKP ne AKP'den sonra gelecek iktidarlar bu gerçekliği değiştiremeyecek, yapmaları gereken tek şey bu gerçeklikle ve yüzleşmek ve doğru bir diyalog sürecinin başlatılmasıdır. Onun da yol ve yöntemlerinden bir tanesi de İmralı'da derinleştirilen tecridin kaldırılmasıdır. Bu kapsamda tekrar iktidara sesleniyoruz; çözümsüzlüğün değil, çözümün bir parçası olun."    MÊRDÎN    Mêrdîn’de AKP il binası önünde tutsak yakınları ve Barış Anneleri tarafından açıklama yapıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı ve “Bijî berxwedana zindana” sloganının atıldığı eylemde açıklamayı DBP İl Eşbaşkanı Şerafettin Aslan yaptı.    Türkiye’nin kendi kanunlarını uygulamasıyla Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılarak, sesinin halka ulaştırılmasının sağlanmasını istediklerini söyledi. Öcalan’ın sesi dışarıya çıkmadan, Ortadoğu ve dünyaya yayılmadan Türkiye’nin sorunlarının çözülmeyeceğini kaydeden Aslan, “Bilinsin ki; Kürt sorunu olsun, Türk sorunu olsun, Cumhuriyet sorunu olsun, ekonomik kriz olsun. Hangi sorun olursa olsun, bugün yaşanan tüm sorunlar tecritle bağlantılıdır. Kamuoyu da iyi biliyor ki; yazarlar, kanaat önderleri, profesörler, Nobel ödülü almış isimler; bugün dünya liderlerine Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için, bu işkencenin sona ermesi için mektup göndermiş bulunmaktalar. Bu tecrit sona ermediği sürece bizler direnişimizi bu şekilde devam ettirecek, eylemlerimizi her geçen gün daha da büyüteceğiz. Bu tecrit, bu işkence sistemi, cezaevleri, halk, toplum ve özelde de Sayın Öcalan üzerinden bir an önce kaldırılmalıdır” ifadelerini kullandı.    ‘İHANETLE LİDERLİK OLMAZ’   Sözlerine Federe Kûrdîstan Bölgesi’nde KDP desteğiyle sürdürülen saldırıları protesto ederek devan eden Aslan, “Kürt halkı, birliğinin sağlanmasını istiyor. Kürt halkı artık Birakûjî istemiyor” dedi. Mesut Barzani’nin “Kürtler arasında artık Birakûji olmayacak. Birakûjî isteyenlerden öncelikle ben hesap soracağım” sözlerini hatırlatan Aslan, “Bizler de bu çağrısını, bu sözlerini hatırlatıyoruz. Mesut Barzani’ye sesleniyoruz; kirli savaşı, ihaneti, Birakûjî’yi terk edin. Bunlar Kürt halkı için çözüm değil. Birakûjî Kürtlerin düşmanları için müjdedir. Kürt halkının düşmanlarını sevindirmeyi bıraksınlar. Eğer Barzani Kürt halkına liderlik yapacak vasfı kendisinde görüyorsa; sorumluluğunu yerine getirmelidir. İhanetle, Birakûjî ile Kürt halkına liderlik olmaz. Milyonlar Sayın Öcalan’ı Kürtlerin birliğini sağlaması için iradeleri olarak gördüler, Barzani de bu iddiada bulunuyorsa sorumluluğunu yerine getirsin. Çözüm Kürt halkının birliğiyle mümkün. İhanet ve Birakûjî çare değil. Tekrar Sayın Barzani’ye sesleniyoruz; Halkına dön, sözünde dur. Dört parça Kûrdîstan’da çözüm istiyorsan sadece sözünde dur” dedi.