'Kadın katliamlarını önleyici politikalar geliştirilsin' | YENİLENDİ 2024-11-08 13:31:14   MERSİN - Pınar Bayrak'ı katledilmesine ilişkin dava öncesi açıklama yapan kadınlar, katliamlara karşı önleyici politikaların geliştirilmesini istedi.    Mersin Kadın Platformu, Mersin'de 3 Ağustos'ta evli olduğu Ziya Ecer tarafından katledilen Pınar Bayrak'ın öldürülmesine yardım eden 4 kişinin duruşması adliye önünde açıklama yaptı.  4 kişinin "cinayete yardım etmek" ve "delilleri karartmak" suçundan Mersin 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşmaları öncesi yapılan açıklamaya, çok sayıda kadın katıldı. "Pınar Bayrak için adalet" yazılı pankartın açıldığı açıklamada, sık sık, "Jin, jiyan, azadî"  ve "Erkek adalet değil gerçek adalet" sloganları atıldı.    'DEVLETTEN HESAP SORMAK İÇİN BİR ARADAYIZ'   Platform adına açıklama yapan Çiğdem Göksoy, bu yılın Ekim ayında 71 kadının katledildiğini hatırlatarak,  kadın katillerinin cezasızlıkla cesaretlendirildiğini ifade etti. Kadınların katledilmesine yol açanın sistematik cezasızlık politikası sonucu olduğunu vurgulayan Göksoy, "Kadına yönelik şiddet, yalnızca bir cinayetle sınırlı değildir. Yıllarca süren görünmeyen bir şiddetin, baskının ve kayıtsızlığın sonucudur. Türkiye'de her gün birçok kadının karşılaştığı kayıtsızlık, devletin şiddetle mücadeledeki yetersizliği, toplumsal algının kadını 'niteliksiz' bir varlık olarak görme alışkanlığıdır. Bu katliam hepimizi derinden etkileyen, kadınların toplumsal varlıklarının sürekli tehdit altında olduğunu hatırlatan bir duruma dönüşmüştür. Bu ihmaller, Pınar Bayrak ve daha binlerce kadının yaşamını yitirmesine yol açan sistematik cezasızlık politikasının bir sonucudur" ifadelerini kullandı.    'MÜNFERİT DEĞİL ERKEK ŞİDDETİ'   İktidarın kadın cinayetlerini önleme konusunda yetersiz kaldığını, bununla beraber kadınların yaşamının değersizleştirildiğini ifade eden Göksoy, "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmek gibi adımlar atarak kadına yönelik şiddetle mücadelede geri adım atan iktidar, kadınları şiddetin pençesine daha savunmasız bir şekilde terk etmiştir. Bizler, bu katliamların münferit olaylar olarak görülmesini reddediyoruz. Kadın cinayetleri politiktir. Erkek şiddetinin son bulması için devletin toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan politikalar geliştirmesi, önleyici politikalar geliştirmesi gerekmektedir. Katillerin yalnızca cezalandırılması değil, kadınları bu toplumda eşit ve özgür bireyler olarak tanıyacak bir sistemin inşa edilmesi için mücadele edeceğiz" diye konuştu.    'AİLE OLARAK TEHDİT EDİLİYORUZ'   Daha sonra konuşan Pınar Bayrak’ın amcası Yusuf Bayrak, aile olarak tehditler aldıklarını belirtti. Bayrak, yaşanan katliamın aile meclisi kararı doğrultusunda gerçekleştiğini ifade ederek, "Sadece Ziya Ecer'i hapiste tutarak bunun hesabı sorulamaz. Bu cinayette parmağı olan diğer insanlar şuan dışarıda. Bu şekilde mi adalet sağlanacak. Nerede bu suçlular? Adalet buysa batsın bu adalet" şeklinde konuştu.    'İKTİDAR KADIN CİNAYETİ VERİLERİNİ GİZLİYOR'   DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, iktidarın 2016'dan itibaren kadın cinayetlerine dair verileri gizlediğini ifade etti. Koca, Kadın örgütleri ve basın emekçilerinin çabaları sonucunda bizler kadın cinayetinin verilerine ulaşıyoruz. Bizler, 'Kadınlar yaşasın' diye bu erkek egemen zihniyete rağmen sokaklarda olmaya, adliye koridorlarında olmaya devam edeceğiz" diye belirtti.    Açıklamanın ardından, kadınlar duruşmayı takip etmek için adliyeye geçti.    Açıklamadan sonra duruşmanın görüldüğü Mersin 7'nci Ağır Ceza Mahkemesine geçildi. Duruşmaya Mersin Kadın Platformu bileşeni kadın örgütleri ve Barış Anneleri de katılım sağladı. Tutukluluk sanık Ziya Ecer duruşmaya SEGBİS aracığıyla katılırken, tutuksuz yargılanan Ahmet Ercan, Nurullah Bayat, Ömer Bayat ve Rozelin Balkan adlı sanıklar, müştekiler ile avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.    Bayrak'ı darp ettiğini itiraf eden Ecer, öldürmediğini savundu. Mahkeme başkanı bunun üzerine Ecer'e, “Pınar’ın bilinci yerindeyse, kanaması yoksa niye battaniyeye sarıp hastaneye götürdünüz? Neden ambulans çağırmadınız" diye sordu. Ecer, "Kanama olduğunu sonradan gördüm ve tampon yaptım.  Üstü ıslak olduğu için üstünü değiştirdim. Islak vücuduna tişört geçirip battaniyeye  sardım" diye yanıt verdi.   ‘POLİS İLGİNEMEDİ’   Tutuksuz sanıklardan Ahmet Ercan da Bayrak ve Ecer'in çocuklarıyla birlikte bir hafta boyunca evinde kaldığını, olaya dair kendisine  saat 19.00'da haber verildiğini, Bayrak'ı hastaneye kaldırdıklarını söyledi. Ercan, daha sonra ise eve dönüp, kapı kapalı olduğu için kardeşi H.E. aracılığıyla çilingir çağırdığını ve kapıyı açtığını anlattı.  Çocukların annelerine “anne seni öldürecekler” dediğini aktaran kardeşi, “Evde böyle bir şey konuşulmuyorsa çocuklar neden durum dururken bunu söylesin? Pınar’ın telefonunu neden polise değil bize teslim ettiler. Biz polisi aradık. Durum böyle böyle dedik. Telefon bizde haberiniz var mı dedik. Polis ilgilenmedi” dedi.     Mahkeme heyeti, tanıkların bir sonraki duruşma için dinlenmesine, kapıyı açan çilingirin tanık sıfatıyla dinlenmesine, BTK’den HTS ve görüşme kayıtlarının alınmasına ve Ecer’in tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşma  17 Ocak tarihine ertelendi.