Zap'ta kilit kapandı mı bozuldu mu? 2024-12-03 09:12:24   HABER MERKEZİ - Türkiye'nin Zap bölgesini hakimiyet altına alma stratejisinin başarısız olduğuna dikkati çeken gazeteci Kurtay Serhat, "Tıkandılar ve aldıkları destek azalıyor. Onların söylediklerinin tam tersini görüyoruz" dedi.    Türkiye, 3 yılı aşkın bir süredir Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerini hem havadan hem karadan yoğun bir şekilde bombalıyor. Devam eden saldırılar nedeniyle bugüne kadar onlarca köy boşaltıldı. Ayrıca bölgenin ekolojisi ciddi zarar gördü.    Türkiye, saldırılarını KDP'nin özel birlikleriyle birlikte gerçekleştiriyor. KDP'nin özel birlikleri birçok alanda saldırılara öncülük ediyor. Bu kapsamda saldırıların gerçekleştirildiği ve boşaltılan bölgelerde şu ana kadar onlarca askeri üst bölgesi ve karakol inşa edildi.    Bölgede çatışmalar devam ederken, Savunma Bakanı Yaşar Güler'den "Artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır" açıklaması geldi.    Yaşananları yakından takip eden gazeteci Kurtay Serhat, 3 yılı aşkın bir süredir devam eden saldırılarda neler yaşandığı, kurulan üs bölgeleri, KDP'nin saldırılardaki rolünü, boşaltılan köylerin durumunu ve bakanlığın son açıklamalarını değerlendirdi.    100'E YAKIN ASKERİ NOKTA İNŞA EDİLDİ   Serhat, Türkiye'nin 2016 yılından bu yana bölgeye saldırdığını ve Suriye'nin Bab kentinde uygulamaya soktuğu stratejinin benzerini bölgede hayata geçirmek istediğini söyledi. Serhat, Türkiye'nin bölgeyi tamamen kontrol altına almayı hedeflediğine işaret ederek, "2018 yılında Efrîn, 2019-2020 yılında Xakurkê ve Heftanîn, 2021 yılında ise Avaşîn, Zap ve Metîna'da planlarını devreye soktular. Halen bu yöntemi sürdürmek istiyorlar. Neden 'istiyorlar' diyorum? Çünkü Garê'de 10-14 Şubat 2021'de gerçekleştirilen başarısız operasyon sonrasında durum tamamen Türk ordusunun aleyhine döndü. Türk ordusu, 2018 yılından bu yana Heftanîn'e kadar askerlerin geldiği yerleri yani Xakurkê'yi tam olarak kontrol altına alamamıştı" dedi.    Türkiye'nin 3 yılı aşkın bir süredir bölgede 100'e yakın askeri nokta inşa ettiğini aktaran Serhat, "Bu askeri noktaların bir kısmı geçici olarak kapatıldı. Ancak büyük bir kısmı da askeri üs olarak, yani karakol olarak inşa ediliyor. Buralarda tank, obüs ve hava savunma sistemi gibi ağır silahlar var. Helikopter pistleri ve karadan da yol yapılıyor. Bu askeri noktaların çoğu da kalıcı olarak yapılıyor. Durumun daha iyi anlaşılması için bir örnek vermek istiyorum; şimdi Girê Amediye'den Girê Bihar'e kadar, yani 10 kilometre uzunluğundaki bir alanda binlerce asker ve ağır silahların konuşlandırıldığı 14 askeri üs inşa ediliyor" diye kaydetti.    'TIKANDILAR VE DESTEKLERİ AZALIYOR'    Türkiye'nin inşa ettiği üslerin KDP güçleri tarafından korunduğunu söyleyen Serhat, "Ancak buna rağmen bu alanlarda ilerleyemiyorlar" dedi. Serhat, "Kuşkusuz Türk devletinin hedefi geniştir. Ancak meseleyi askeri olarak ele alacak olursak hedef Bahçeli'nin dediği gibi 'Türk bayrağını Kandil'de dalgalandırmak'tı. Bölgeyi Kandil'e kadar  işgal etme planı vardı. Buna göre özellikle Rojava'da bulunan devletler ve NATO'nun da büyük bir desteğini aldılar. İşbirlikçi Kürt'ü (KDP) de yanlarına aldılar ve gerillayı bu sefer yok edebileceklerini sandılar. Ancak ilk etapta tıkandılar ve bu destek her geçen gün daha da eksiliyor. Önlerine koydukları hedef ve amaçlara göre bir adım bile ilerleyemediler. Türk ordusunun ilerleyişini görmek isterseniz haritaya bakın; Çukurca sınırından Kurojaro'ya kadar ilerleyebildiler. Yani 25-30 kilometre. Ancak 4 yıldır onlar da bunu netleştiremiyorlar. Çukurca sınırından Kandil'e yaklaşık 250-300 kilometre var. Tabloda ilerleme mi, geri çekilme mi var?" ifadelerini kullandı.    KDP'NİN İŞBİRLİĞİ    Serhat, KDP'nin saldırılarda Türkiye'ye destek için seferber olduğuna işaret ederek, "KDP'nin durumu çok trajikomik. Bu işbirliğini de pêşmerge adı altında yapıyorlar. Bu kutsal kelimeyi bile kirlettiler. KDP'nin rolü ve misyonu ortadadır; askeri noktaların Türk ordusunun eline geçmesi için Türk askerlerinin pêşmerge kıyafetleri giyerek mevziye geldikleri biliniyor. Bu durum halen var. Gerilla ile PDK arasındaki tampon bölgelerde bu durum var. Bu gizli saklı bir şey değil" diye konuştu.    CANLILAR HEDEFTE   Saldırılar nedeniyle ekolojinin ciddi bir zarar gördüğüne dikkati çeken Serhat, hayvanların dahi hedef alındığını söyledi. Serhat, "Bu zihniyetin dünyada bir örneği yok. Yıllardır bombalamalar ve yangınlar nedeniyle doğa ve bölgedeki tüm canlılar Türk ordusunun hedefinde. Domuz ve dağ keçisi sürüleri bombalanıyor. Bölgenin akarsuları bombalanıyor. Bu hayvanlar hangi sebeple katlediliyor? Teknikleri iyi değil, canlıları birbirinden ayıramazlar deniliyordu. Ancak daha sonra hayvanları ayrıştırabilen bir tekniğin kullanıldığını gördük. Türk ordusu şu anda doğa kırımı yapıyor" ifadelerini kullandı.    100'E YAKIN KÖY BOŞALTILDI   Saldırılar nedeniyle şimdiye kadar bölgede 100'e yakın köyün boşaltıldığını aktaran Serhat, KDP'nin ayrıca bölge sakinlerine ajanlık dayattığını ifade etti. Serhat, "Boşaltılan köyle bombalanıyor, yakılıyor. Bu da KDP'nin pratiği sonucunda gerçekleşen bir durum. Türk devleti zaten bu işi yapıyor. Ancak şuanda boşaltılan köylerin tamamı Türk devletinin baskısından çok KDP'nin talimatları sonucunda boşaltılıyor. Bölge halkı son 4 yıldır birçok şey gördü ve tanıklık etti" dedi.    Türkiye'nin Bağdat ve Hewlêr'in desteğiyle saldırılarına devam edebildiğini kaydeden Serhat, "Bundan sonrası için net bir şey söylemek zor. Bu konuda net olan bir şey var ki o da Türk devletinin gerillayı yok etme planının başarısızlığa uğramak üzere olduğudur. Ancak halen bu plandan vazgeçmiş değil ve bunda ısrar ediyor. KDP ile Irak'ın mevcut durumu da buna uygun. Eğer KDP ve Irak bu savaşta işbirliğini sürdürürse bu savaş sürecek ve daha da derinleşecek. Ancak savaşa katılmazlarsa Türk devleti adına bir şey kalmayacak burada" diye konuştu.    'SÖYLEDİKLERİNİN TAM TERSİNİ GÖRÜYORUZ'    Serhat, hükümet yetkilileri ve iktidar medyasında işlenen "Kilit kapandı" konusuna işaret ederek, şöyle devam etti: "Biz onların söylediklerinin tam tersini görüyoruz. Ne zaman 'PKK'yi bitireceğiz' söylemlerini ortaya atsalar PKK daha büyük adımlar atıyor. Türkiye kamuoyunu yalanlarına inandırıyorlar. Herkes şu soruyu sormalı 'PKK bitti mi yoksa günün şartlarına göre tarz ve yöntem mi değiştiriyor?' Eğer bitmiş olsaydı Ankara (TUSAŞ) gibi eylemleri nasıl yapabilirdi? Neden 4 yıldır her gün, her ay, her yıl bu kadar çok operasyon yapılıyor? Her gün 'kilit kapandı kapanacak' diyorlar. Bu kilit neden kapanmıyor?"