Rosa Kadın Derneği’nde Rojava için barış çağrısı 2024-12-16 19:43:38   AMED – Rosa Kadın Derneği Türkiye ve ona bağlı SMO’nun Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarına karşı barış çağrısı yaparak, "Rojava’daki kazanımları enternasyonal kadın kazanımları olarak korumak bütün kadın özgürlük mücadelelerinin tarihsel sorumluluğudur" dedi.   Rosa Kadın Derneği, Türkiye ve ona bağlı Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarına karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. Sûr ilçesinde bulunan İskender Paşa Konağı’nda yapılana açıklamaya Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Kadın Komisyon, İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Kadın Komisyonu, Amed Barosu Kadın Hakları Merkezi, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Dayanışmanın Kadın Hali Derneği (DAKAH-DER) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) bileşenleri katıldı.    ‘KADIN ÖZGÜRLEŞMEDEN TOPLUM ÖZGÜRLEŞEMEZ’   Kültürel soykırım, kadın kırımı ve ekokırım savaşları sürdürülürken talepleri ve mücadelelerinin hala mutlak özgürlük olduğunu ifade eden Rosa Kadın Derneği Başkanı Suzan İşbilen, “Kadınlar öncülüğünde yürüttüğümüz mücadele; kadınlar, halklar, inançlar, gençler ve tüm diğer kesimlere uygulanan tecridin kırılması ve toplumsal özgürlüğün inşa edilmesi mücadelesidir. Kapitalist modernitenin devrevi olarak yarattığı, şiddeti bir sermaye olarak örgütlediği, ulus devlet rejimleriyle yürütülen savaşlar, yeni krizler yaratarak halklara ve kadınlara karşı insanlık suçu işlemeye devam etmektedir. 7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de devam eden soykırım, 2011 yılından beri Suriye’de devam eden iç savaş, yine Ukrayna’da süre gelen savaşların tümü en çok halklara zarar vermiştir. Kadın Özgürleşmeden toplum özgürleşmez. Yaşanan savaşlar karşısında çözümün demokratik ulus olduğuna inanmakta ve bunun mücadelesini politik olarak vermekteyiz. Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez tespiti, demokratik ulusun özgür kadın kimliğinin inşasını esas alan, kadınlar için demokratik ve eşit bir yaşam kurulmasını asıl mücadele gerekçesi olarak gören yegâne yaklaşımdır. Bu anlamda Kürt kadınlar olarak verdiğimiz mücadele ve kurduğumuz ittifaklar, çözümü örgütleyen en önemli pratiklerdendir” şeklinde konuştu.   ‘JIN JIYAN AZADÎ FELSEFESİYLE’   Bitmeyen, sürekli büyüyen, toplumsallaşan direniş güçlerinin, özgür eş yaşam, eşbaşkanlık, özgün özerk örgütlenme gibi kazanımlar yarattığını vurgulayan Suzan İşbilen sözlerine şöyle devam etti: “Bitmeyen savaşlar ve muğlak bırakılan statüler bugüne kadar kalıcı bir çözüm açığa çıkarmamış, sürekli buhran hali kader olarak kabullendirilmeye çalışılmıştır. Ülkemizde de son yıllarda Kürdistan’da yürütülen özel savaş politikaları elbette yıllardır yürütülen savaşlardan bağımsız değildir. Sürekli ve sistematik biçimde yeniden üretilen şiddet; cinsiyet, ekoloji, ekonomi gibi birçok alanda toplumsal sorunları ayyuka çıkarmaktadır. Çünkü faşizmin vücut bulduğu erkek egemen sistem, tarih boyunca kendini kadın karşıtı politikalar ve kadın kırımıyla sürdürmüştür. Tüm farklılıklarımızla birlikte, tarihsel sorumluluğumuzun bilinciyle onurlu bir barış örgütlüyoruz. Kürt kadınlar, ortak mücadele yürüttüğü diğer kadınlarla, bulundukları her yeri eylem alanına dönüştürerek bir yandan neoliberal politikaların makbul kadınlık kıskancını kırmaya diğer yandan molla rejimlerinin kadın bedenine, düşüncesine ve anlam dünyasına dönük saldırılarını boşa çıkarmaya devam ediyorlar. Jin Jiyan Azadî felsefesinin dayandığı özgür yaşamı örgütleyerek yoluna, yürüyüşüne devam eden ve bu yürüyüşü kadın devrimine dönüştüren Rojava’nın, ulus devletlerce yeniden hedef haline getirilmesine, islami cihadist, şeriatçı, kadınları köleleştiren örgütler eliyle Suriye ve Rojava’daki kadınların yeniden kırımdan geçirilme tehdidine bir an olsun sessiz kalmamak, Rojava’daki kazanımları enternasyonal kadın kazanımları olarak korumak bütün kadın özgürlük mücadelelerinin tarihsel sorumluluğudur.”   Açıklama atılan “Jın jiyan azadî” sloganıyla son buldu.