Kadınlar adliyede: Narin ve Rojin’in davasının takipçisiyiz 2024-12-26 10:08:33   AMED - Katledilen Narin Güran’ın davası öncesi açıklama yapan kadınlar, “Narin’in, Rojin’in ve her bir kadın ve çocuk cinayeti dosyasının sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi.   Amed'in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Çûlî kırsal mahallesinde 21 Ağustos'ta kaybolduktan sonra 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin açılan davanın 2'nci duruşması görülüyor. Duruşma öncesi Amed Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri, Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması düzenledi.    Çok sayıda kadın ve çocuk örgütünün katıldığı açıklamada ilk olarak söz alan Rosa Kadın Derneği Yöneticisi Berfin Polat, “21 Ağustos’ta kirli bir işbirliği ile kaybettirilen Narin’in cansız bedenine ancak 19 gün sonra ulaşılabilmiştir.  Bizler ağ bileşeni kadınlar olarak adalet talebini haykırmak için buradayız” dedi.    ‘SONUNA KADAR TAKİPCİSİ OLACAĞIZ’   Amed Barosu Kadın Hakları Komisyonundan Merve Karadaş, basın açıklamasını okudu. Merve Karadaş, Wan’da kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’i de hatırlatarak, “Bu dosya, hâlâ soruşturma aşamasında sürüncemede bırakılmıştır. Soruşturmadaki yavaşlık, delillerin eksikliği ve otopsi raporlarındaki ihmaller, kadın cinayetlerine yönelik yargı süreçlerinin ne denli yetersiz olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Rojin’in ölümüyle ilgili tüm sorumluların yargılanması ve adaletin sağlanması için kamuoyunu bu davayı yakından takip etmeye davet ediyoruz. Amed Şiddetle Mücadele Ağı olarak, Narin’in, Rojin’in ve her bir kadın ve çocuk cinayeti dosyasının sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi.    BİREYSEL DEĞİL SİSTEMATİK CİNAYETLER   Yaşanan kadın ve çocuk katliamlarında cinsiyet eşitsizliğinin etkin rol oynadığını belirten Merve Karadaş, “Kadın cinayetleri, toplumun yüzleşmesi gereken derin bir yara ve cinsiyet eşitsizliğinin en acımasız tezahürüdür. Bu cinayetler bireysel değil, sistematiktir; toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı yapısal bir sorunun sonucudur. Devletin, yaşam hakkını koruma yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülük, yalnızca yasalarla değil, etkin politikalarla, hızlı ve eksiksiz soruşturma süreçleriyle, caydırıcı cezalarla ve kadınların taleplerini dinleyen bir anlayışla yerine getirilmelidir. Ancak biz kadınlar, bu yükümlülüğün sürekli ihlal edildiğine tanıklık ediyoruz. Yargının ihmalkârlığı, delil toplamadaki yetersizlikler ve cezaların caydırıcılıktan uzak oluşu, kadınların her gün yaşamlarını tehdit eden bu şiddet döngüsünü beslemektedir” diye konuştu.   YASALARI UYGULAYIN    Toplumsal düzenin sağlanması için adaletin sağlanması gerektiğini belirten Merve Karadaş, “Kadınların yaşam hakkını savunmak için etkin, kapsamlı ve gerçekçi politikalar geliştirin. 6284 sayılı Kanun’u etkin bir şekilde uygulayın, kadın örgütlerini yargılama süreçlerinin dışında tutma tavrından derhal vazgeçin. Kadın cinayetlerine yönelik soruşturmalarda hızlı ve eksiksiz adımlar atın, adaleti sadece mahkeme duvarları arasında değil, kadınların her alanda güvende olduğu bir toplumsal düzenle sağlayın. Dayanışmamızı büyütmek, sesimizi çoğaltmak için herkesi kadınların adalet mücadelesine omuz vermeye çağırıyoruz. Unutmayın, Mücadele edersek kazanırız; dayanışırsak değiştirebiliriz” dedi.   Açıklama ardından kadınlar duruşmayı izlemek için Diyarbakır Adliyesi’ne geçti.