Duran Kalkan: Ciddiyseniz pratik adım atın 2025-01-22 11:35:19   HABER MERKEZİ - Kürtlerin çözümsüz ve alternatifsiz olmadığını söyleyen Duran Kalkan, Kürt sorununun çözümü için yapılan çağrılara dair "Bu çağrıları yapanlar ciddilerse o zaman sözlerinin gerektirdiği pratik adımları da atsınlar" dedi.    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, 28 Aralık'ta İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde Abdullah Öcalan ile görüştü. DEM Parti İmralı Heyeti, hemen sonrasında Abdullah Öcalan'ın 7 maddelik mesajını yayımlayarak, Meclis'teki siyaseti parti başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirdi. DEM Parti heyeti, bugün bir kez daha İmralı Adası'na gitti.    PKK Yürütme Komitesi üyesi Duran Kalkan, İmralı'da yapılan görüşme ve Kürt sorununun çözümüne dair Medya Haber TV'nin sorularını yanıtladı. Fırat Haber Ajansı'nda (ANF) yer alan habere göre; Kalkan, gelişmeleri dikkatle takip ettiklerini belirtti.    'TARTIŞMALARIN İÇERİĞİNİ BİLMİYORUZ'   Kalkan, "Anlamaya çalışıyoruz Önder Apo'nun mesajlarını. Yine aynı zamanda DEM Parti heyetinin çalışmalarının sonuçlarını. Bunun ötesinde herhangi bir bilgimiz yok. Cuma (Cemil Bayık) arkadaş da açıkladı. Bize gelmiş herhangi bir çağrı, mesaj, talep söz konusu değil resmi olarak şu ana kadar. Dolayısıyla tartışmaların içeriğini bilmiyoruz. Ayrıca bizden istenmiş herhangi bir şey söz konusu değil. Sadece biz de kamuoyu gibi, herkes gibi basın üzerinden yapılan açıklamalara bakarak durumu anlamaya, Önder Apo'nun mesajlarından dersler çıkartmaya çalışıyoruz. Durum bu" diye konuştu.    Duran Kalkan, "Önder Apo'nun yürüteceği sürecin her zaman arkasında olduk. Bundan sonra da arkasında olacağız. Kararlarını uygulayacağız. Bunu ifade ettik. Ama bunun ötesinde pratik bir şey göremiyoruz. İktidar çevrelerinin, özellikle AKP'nin ne söyleminde ne pratiğinde herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Bazı basın çevreleri zehir kusuyor. Kendilerine göre basitliklerini sergiliyorlar. Sözde hakaret ediyorlar. Ama aslında kendi basit küfürbaz durumlarını ortaya koyuyorlar. Bu iktidardan kaynaklıdır. Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidar çevrelerinin, AKP çevrelerinin sözleri, açıklamaları basını yönlendiriyor. Yoksa basın onlardan bağımsız değil" diye kaydetti.    'CİDDİLERSE PRATİK ADIMLAR ATSINLAR'   İmralı'da tecridin halen devam ettiğine dikkati çeken Kalkan, "Önder Apo'nun mevcut koşulları sürüyor. Koşullarında herhangi bir değişiklik olmadı. Dahası pratik bir çalışma da görmüyoruz buna ilişkin. Evet, tartışmalar oldu. DEM Parti Heyeti görüşmeler yaptı. Türkiye siyasi partileri açıklamalar yaptılar. Bunları da anlamlı, önemli görüyoruz tabii. Fakat bunlar bir tartışma. Tartışmalarda söylenen iyimserliğe denk bir pratik yok. Örneğin Meclis’in bir çalışma yapıp yapmadığını bilmiyoruz. Herhangi bir yasal düzenlemeler oluyor mu belli değildir. Devlet Bahçeli çağrı yaptı. Birçok çevre bu çağrıya katıldı. Önder Apo'nun meclise gelmesi söylendi. DEM Parti grubunda konuşması söylendi. İyi de İmralı'dan nasıl çıkıp gelecek? Haydi gelsin. Kim engelliyor gelişini? Bu gelişi sağlamak için gelmesine dönüp çağrı yapanlar herhangi bir şeyde bulundular mı? Girişimde bulunuyorlar mı? Bir çabaları var mı? Pratikte bize yansımıyor. Görünen bir durum yoktur" ifadelerini kullandı.    Kalkan, "Hiçbir şey değişmeden, olduğu yerde Önder Apo'nun istedikleri her şeyi yapmasını istiyorlar ve bekliyorlar. Olacak iş gibi değil bu" dedi. DEM Parti İmralı Heyeti'nin yaptığı görüşmelere destek verdiklerini ifade eden Kalkan, "Yani hiç kimse demesin ki PKK şöyle diyor, böyle diyor, karşıdır. Öyle bir şey kesinlikle yok" diye belirtti.    Kalkan, "Bu çağrıları yapanlar, iyimserlik yaratanlar ciddilerse, o zaman sözlerinin gerektirdiği pratik adımları da atsınlar. Önder Apo'nun DEM Parti'nin grubunda konuşması için uygun koşulları yaratsınlar. Siyaset yapmasının önünü açsınlar. Özgür yaşar ve çalışır koşulları kavuştursunlar. İmralı işkence ve tecrit sistemine artık son versinler. Hâlâ hem o sistem devam edecek hem de bunlar umut olarak yayılacak. Bunlar doğru hususlar değil bu bakımdan. Biz her şey olumsuz demiyoruz ama özellikle çağrı yapanları, bu işten sorumlu olanları gerçekten bir şey yapmak istiyor ve durumu değiştirmek istiyorlarsa, söylediklerine inanıyorlarsa o halde onun gerektirdiği pratik adımları atmalılar" şeklinde konuştu.    'TÜRKİYE SORUNLARINI ÇÖZMEZSE YIKILACAK'    Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere de değinen Kalkan, "1. Dünya Savaşı ardından Ortadoğu'da oluşturulan ulus devlet statükosunun Arap ayağı çökmüştür, yıkılmıştır. Geriye ne kaldı? Türkiye ve İran kaldı. Türkiye ve İran zaten bu statükonun bölgesel hegemonik gücüydüler. Dolayısıyla şimdi sıra Türkiye ve İran ulus devlet statükoculuğunun yıkılmasına geldi. Sistem buna dönüp saldırı yapacak. Bunu İran da yakından hissediyor. Buna göre tedbirler geliştirmeye çalışıyor. Türkiye'nin derin yönetimi de bunu hissetti. Bir de Devlet Bahçeli, devletin bekası sorunu gündeme geldi diyerek 1 Ekim'den itibaren söz konusu tartışmaları başlattı. Çağrılar yaptı. İç birliği sağlayalım, ancak kendimizi ayakta tutarız, yoksa Türkiye yıkılacak, dediler. Doğruydu o. Türkiye gerçekten de kendisini değiştirmez, demokratikleşmezse, sorunlarını çözmezse yıkılacak" ifadelerini kullandı.    Kalkan, "Nasıl diğer Arap ulus devletleri yıkıldıysa TC'nin de akıbeti farklı olmayacak. Bunu önleyecek tek şey demokratikleşmedir. Kürt sorununun çözümüdür. Türkiye'nin demokratikleşmesi de ancak Kürt sorununun özgürlük temelindeki çözümüyle olur. Anahtar Kürt sorunudur. Kürt sorununun çözümüdür" vurgusu yaptı.    'ÖNCE TECRİT SİSTEMİNİ LAĞVEDİN'   Kalkan, şunları söyledi: "Diyorlar ya PKK kendini lağvetsin. Onu söyleyenlere biz şunu söylüyoruz: Hele önce şu İmralı işkence, tecrit ve soykırım sistemini, Kürdistan'ı, Türkiye'yi çıkmaza sokan sistemi bir lağvedin. İnsanlar iş yapar hale gelsinler. Tartışma yürütür hale gelsinler ki… Ondan sonra PKK fesh mi edilir, bilemeyiz onu. Öyle kolay bir iş midir PKK'yi hemen feshetsinler, dünya altında kalır. PKK şu devlet bu devlet mi yani? Ne zannediliyor? Gök kubbe tepesine çöker insanların. Bir de Kürt halkının özgürce demokratik yaşamı, Türkiye demokrasisine katılımı nasıl olacak? Bunun bir örgütlülüğünün gelişmesi lazım. Dolayısıyla öncelik, Önder Apo'nun özgürce siyaset yapmasının önünün açılması, koşullarının yaratılmasıdır. Yani İmralı sisteminin lağvedilmesidir. Bu gerekiyor. Ama hiç böyle bir çaba yok, çalışma yok. İmralı ortamında Önderliğin kehanet gösterip kendi istedikleri her şeyi yapabilmesini bekliyorlar. Bu mümkün değil. Olabilir değil. Demirel'in deyimiyle eşyanın tabiatına aykırı. Öyle söylerdi o. Olmaz, gerçekleşmez bu. Bu bakımdan bir defa bu sistemi ayakta tutanlar böyle yapmak zorundalar süreç için. Önder Apo'nun rol oynayabilmesi için. Onlara bunu ne yaptıracak? Mücadele yaptıracak."   Sol ve sosyalist güçlerin Kürt sorununun çözümü için destek vermesi gerektiğini vurgulayan Kalkan, "Türkiye'nin bütün sol sosyalist, demokratik güçleri herkesten daha çok sahip çıkmalılar. Kürt halkıyla, gençleri ve kadınlarıyla mücadelelerini daha çok birleştirerek, bu sürecin Türkiye'nin demokratikleşme süreci olarak gelişmesi için sorumluluk üstlenip, kendilerine görev yaratıp mücadele etmeliler. El birliğiyle topyekûn bir demokratikleşme mücadelesi geliştirmeliler. O zaman bu süreç ilerler. Çözüm doğru yönde olur;  Türkiye'nin demokratikleşmesi yönünde. Türkiye demokratikleşmeden Kürt sorunu çözülemez. Türkiye'de herhangi bir çözüm olmaz. Kürt özgürlüğüyle Türkiye demokrasisi etle tırnak gibi" diye kaydetti.    'ÖNDER APO'NUN ÇABALARI TÜRKİYE İÇİN SON ŞANSTIR'   Kalkan, son olarak iktidara "İktidar çevreleri yendik, kırdık, gömeceğiz gibi yüksek perdeden konuşuyorlar. O söylemler de durmalı" çağrısı yaptı. Kalkan, şöyle devam etti: "Biz sürecin gerektirdiği duyarlılığı, dikkati göstermeye çalışıyoruz. Üslup olarak, düşünce olarak. Gerçekten Önder Apo'nun coşkuyla, heyecanla geliştirmek istediği bu sürecin ilerlemesi ve gerçekleşmesini istiyoruz. Bunun için çaba harcıyoruz. Ama Türkiye toplumu da bilsin, o çevreler de, bu tehditlerle bu yürümez. O tehditler hiçbir şey olmaz. PKK yönetimi açıklama yaptı bu konuda. Her zaman savaşa da hazırız, barışa da. Kürt halkının, özgürlük güçlerinin sinir uçlarıyla oynamamak lazım. Gerçekten biraz değişiklik isteniyor, Türkiye seviliyor... Bu çöküş sürecindeki Önder Apo'nun bu çabaları Türkiye'nin kurtuluşu için son şanstır. Bu değerlendirilmezse artık böyle girişimler de olamaz. Kürtlerin seçeneği yok değil. Kürdistan üzerinde mücadele yoğunlaşmış durumda. Birçok aktör var, sadece TC devleti yok. Kürtler herkesle de ilişkili şu ya da bu düzeyde. Kürdistan mücadelenin merkezi konumunda. Dolayısıyla kimse yenemez Kürtleri. Kürtler çözümsüz ve alternatifsiz değillerdir. Önder Apo Türkiye'nin demokratikleşmesi temelinde çözüm istiyor. Biz de bunu destekliyoruz. Sadece o kadardır. Çünkü şuna inanıyoruz. Demokratikleşen Türkiye, demokratikleşen Ortadoğu olacak. Demokratikleşen Ortadoğu da insanlığın demokratik ve özgür yaşamda bir ilerleme kazanmasına yol açacak. Buna inandığımız için bunu destekliyoruz. Bu yönlü adımlar atıyoruz. Yoksa tek seçenek bu olduğu, çok muhtaç olunduğu için sanılmamalı. O bakımdan da olumsuzluklar ortaya çıkarsa bizi kimse sorumlu tutmasın. Sabırla, dikkatle, duyarlılıkla, hareket ve halk olarak bu şeylerin gereklerine uygun davranıyoruz."