Alevi örgütleri süreç hakkında ne düşünüyor? 2025-02-05 09:38:06   İSTANBUL - Kürt sorununun çözümü tartışmalarına ve Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmeleri değerlendiren Alevi örgütlerinin temsilcileri, “Demokratik bir cumhuriyetle ancak barış zemini olabilir. Demokrasinin olmadığı bir yerde barıştan bahsetmek söz konusu değil” dedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmelerin ardından Kürt sorununa dair çözüm tartışmaları devam ediyor. Abdullah Öcalan'ın tüm kesimlerin sürece pozitif katkı sunmaya çağırması da farklı kesimlerin gündemindeki yerini koruyor. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Aslan ve Türkiye Alevi Federasyonu'nun 2'nci Başkanı ve İstanbul'da Kazım Karabekir Cemevi Başkanı Erdal Ahi, barışın toplumsallaştırılmasında Alevilerin rolünü değerlendirdi.    'BARIŞIN TOPLUMSALLAŞMASI TALEBİMİZDİR'     ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan, barışın toplumsallaşması yönünde bir taleplerinin olduğunu belirtti. Türkiye’nin bulunduğu koşullarda barışın kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Aslan, "Ülkede demokrasinin, adaletin, hukukun olmadığı, toplumun ötekileştirdiği, halkların ve inançların yok sayıldığı tek anlayışın ve tek dilin hakim olduğu bir coğrafyada elbette ki barış kaçınılmazdır. Sadece Alevilere, Kürtlere, Romanlara özgü bir barışın sakat kalacağını söylüyoruz. Barış, ancak toplumsal bir barış ile sağlanabilir. Ülkenin önce demokratikleşmeye ihtiyacı var. Yani demokratik bir cumhuriyetle ancak barış zemini olabilir. Demokrasinin olmadığı bir yerde barıştan bahsetmek söz konusu değil" ifadelerini kullandı.   'BARIŞ BİRLİKTE YAŞAMI İNŞA EDER'   İktidarın bir taraftan el uzattığını, bir diğer taraftan saldırılarına devam ettiğinin altını çizen Aslan, "Kayyımlar atanıyor, gazeteciler tutuklanıyor, aydınlar tutuklanıyor, zulüm devam ediyor. Böyle bir ortamda barışın sağlanamayacağını haykırıyoruz. Bu barışın sağlanması için öncelikle demokratik bir zeminin oluşması gerekiyor. Bu demokratik zeminin bir an önce inşa edilmesi lazım" diye belirtti.    Olası çözümün sağlanmasının etkilerine işaret eden Aslan, "Eğer barış olursa öncelikle herkesin bu ülkede kendini özgürce ifade edebileceği demokratik bir ortam olur. Kimsenin kimseyi inancından, dilinden, etkin kimliğinden dolayı ötekileştiremediği bir süreç yaşanır. Barış birlikte yaşamayı inşa eder. Bugün yaşadığımız en büyük sorun birlikte yaşamayı bir türlü içselleştiremememizdir. Barış buna bir zemin hazırlar. Kürt’ün Kürt gibi, Alevinin Alevi gibi yaşayabileceği bir ortam oluşur. Barış bu yüzden çok önemli" diye konuştu.    'TECRİT KOŞULLARINDA OLMAZ'   PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin olduğunu anımsatan Aslan, "Bugün Abdullah Öcalan'la görüşüyorsunuz. Ama Kürtlerin oylarıyla seçilmiş iradeleri yok sayılıyor. Kürtlerin kendi kendilerini yönetme iradelerini yok sayıyorlar. Kürt gazetecileri, aydınlarına zulüm ediyorsunuz. Bir taraftan da Kürtlere barış elini uzattığınızı söylüyorsunuz. Böyle barışın mümkün olmayacağını hepimiz biliyoruz. Eğer gerçekten devlet ve devleti yönetenler samimiyse, başta muhatap olarak aldığı kişiyle demokratik ve özgür bir zeminde konuşmaya ihtiyaç var. Dört duvar arasındaki tecritle olmayacağını hepimiz biliyoruz. Eğer gerçekten barışta samimilerse önce bir özgürlük ve demokratik ortamın sağlanması lazım. Bu demokratik ortam olmadan sadece dört duvar arasında görüşmeyle, sadece isim zikretmekle barış sağlanmaz. Yüzyıllardır bu topraklarda barış haykıranların ne kadar haklı olduğunu hepimizin anlamaya ihtiyacı var. Bizim barışa, demokrasiye ihtiyacımız var. O yüzden devleti yönetenlerin samimice bu zemini hazırlamalarını talep ediyoruz" şeklinde konuştu.   'BARIŞA İHTİYACIMIZ VAR'     İstanbul'daki Kazım Karabekir Mahallesi Cemevi Başkanı ve Türkiye Alevi Federasyonu'nun 2'nci Başkanı Erdal Ahi ise özellikle Aleviler için barışın çok önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Aleviler bugüne kadar yani kalubeladan bu yana hep barış yanlısı olmuştur. Aleviler hep sevgi, hoşgörü, kardeşlik, dostluk, paylaşmanın tarafında olmuştur. Alevilikte rızalık vardır. Alevilik rıza şehrinde olduğu için bütün canlı mahlukatı yaratılanı yaratandan ötürü sever. Dağa, taşa, doğaya herkese saygısı vardır. Çünkü biz yok etmeye programlanmamışız. Biz yaşatmaya, var etmeye odaklanmış bir toplumuz. Özellikle şu günlerde ülkemizde barışa, hukuka, adalete çok ihtiyacımız var."   'SURİYE'DEKİ ALEVİ KIYIMINI KABUL ETMİYORUZ'   Ülkede savaşın devam ettiğini, Alevi toplumunun ise hep bir savaş içerisinde olduğunu vurgulayan Ahi, şöyle devam etti: "Alevi toplumu ne kadar barıştan yana olduysa da hep savaş içerisinde oldular. Alevi toplumu bu iyi niyeti, barış yanlılığını bazı insanlar kullanmaya çalıştı. Ama Alevi toplumu yine barıştan taviz vermedi. Hem ülkemizdeki hem de Suriye'de yaşayan Alevi canlarımıza bir kıyımı kabul etmiyoruz. Oradaki yönetimi de protesto ediyoruz. Suriye'deki Alevileri de oradaki inanıp inanmayan kim varsa bütün insanlara eşit şekilde davranılmalıdır."   ALEVİLERİN BARIŞTAN BEKLENTİSİ NEDİR?   Türkiye'de barışın sağlanmasının önemli olduğunu dile getiren Ahi, şunları kaydetti: "Barışın olduğu yerde güzellik olur. Bütün inançlara huzur, rahatlama, mutluluk gelir. Barış demek her şeyin aydınlanması demek. O yüzden herkesin barışa çok ihtiyacı var. Barış sürecinde Alevilerin talepleri olacaktır. Biz Alevi toplumu Kerbela'dan bu yana kabul edilmeyecek bir talebimiz yok. Öncelikle bizim ibadet ettiğimiz inanç kurumlarımızın yasal statüye kavuşturulmasını istiyoruz. Cemevleri ibadethane olmalıdır. Aleviler de bu ülkede 25 milyonluk bir topluluktur. Bu bizim hakkımız."   MA / Ömer İbrahimoğlu