Temelli: HDK bizim gurur kaynağımızdır 2025-02-25 17:28:45   ANKARA - HDK’ye yönelik baskılara tepki gösteren DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, “HDK bizim gurup kaynağımızdır” dedi.    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, kayyım atamalarının yanı sıra Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK)  yönelik baskı ve tutuklamalara Meclis Genel Kurulu’nda tepki gösterdi.   Temelli, HDK’ye yönelik soruşturma, gözaltı ve tutuklamalara dikkat çekerek, durumu, “kumpas” olarak nitelendirdi. Şu ana kadar en az 30 kişinin tutuklandığını da anımsatan Temelli, “Arkadaşlarımızın hiçbir suçu yok” dedi.   ‘HEPİMİZ HDK’LİYİZ’   HDK’nin yaptığı çalışmalara da değinen Temelli, HDK’nin kurulduğu günden beri toplumsal muhalefete yol gösterdiğini söyledi. Temelli, “Siyasi muhalefeti besleyen en önemli kaynaktır. Evet, muhaliftir, zaten muhalif olduğu için de hedeftir, biz bunu biliyoruz. On beş yıl sonra Emniyetin ve yargının oluşturduğu listeler üzerinden âdeta -tırnak içinde söylüyorum- bir ‘cadı avı’ başlamıştır, kabul edilmesi mümkün değildir. Gerçi, o listeye baktığınızda aslında ne kadar güçlü bir muhalefetin, ne kadar güçlü bir direnişin olduğunu da görüyorsunuz. Bu bizim için gurur kaynağıdır çünkü biz hepimiz HDK'liyiz” diye konuştu.   KAYYIMA TEPKİ   Temelli, kayyım atamalarına da dikkat çekerek, bunun bir rejim haline geldiğini ifade etti. Temelli, “Bu bir darbe rejimidir, kayyumlar bir darbedir; bu darbe rejimine karşı harekete geçmelisiniz çünkü siz, tam da bu Mecliste var olma nedeninizle karşı çıkmalısınız çünkü seçilmişsiniz, halkın iradesiyle buradasınız, yerelde seçilmişlere karşı bu darbe girişimine mutlaka sesiniz çıkmalı. Çıktı mı sesiniz? Yok. Gelen her kayyumu için için alkışladınız, bir de çıktınız, burada kayyumları savundunuz. Oysa kayyumlar hem siyaseten hem iktisaden suçlulardı; onların yargılanması için adım atmak yerine hâlâ kayyum rejimine devam ettiniz” ifadelerini kullandı.   MUHTIRAYI ANIMSATTI   Temelli, 28 Şubat muhtırasını da anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “O gün darbeye karşı direnenler bugün o darbe mekaniğinden beslenecek bir yere sürüklenmiş durumdalar. Bence bu bir utançtır, bundan utanmanız gerekiyor, kendinizden utanmanız gerekiyor. 28 Şubatı unutanlar bugün o kanun teklifine de bir türlü dönüp bakmıyorlar. Onlar bakmamaya devam etsin, Türkiye'de demokrasi mücadelesi büyüyor çünkü tek çıkış demokrasidedir, tek çıkış Meclistedir, müzakerededir, diyalogdadır. Öyle asker postalından, öyle tanklardan medet umanların sonu hüsrandır, hüsran olmuştur. Bu ülkenin tarihini bilenler bunu da bilirler. Bugün siyasi kriz derinleşmiştir, siyasi kriz derinleştikçe ekonomik kriz de derinleşmektedir.   FİLTRE BİR ÖĞÜNÜ KARŞILAMIYOR   Örnek mi? Diyanet İşleri Başkanı fitreyi açıklamasından üç gün sonra pide fiyatları da açıklandı; 1 pide 20 lira. Sekiz yıl önce 1 pide 1 liraydı. Başarmış oldunuz -tırnak içindeki- başarı öyküsü işte yoksulluktur. İnsanların ramazanı karşılarken düşündükleri tek bir şey vardır tabii ki bu ramazanda alacakları pide, kuracakları sofra. Hiç abartmıyorum o 180 liralık fitre bir öğünü bile karşılayamıyor. 180 lirayla bir öğün bile geçiremiyor insanlar. Ama Diyanet İşleri Başkanın umurunda değil. Diyanet İşleri Başkanının altındaki araba, Diyanet İşleri Başkanının yaşadığı şatafat bunla mukayese edilmeyecek bir uçurumu bize gösteriyor. Ama o şatafata siz de düşkünsünüz, zaten düşkün olduğunuz için ne yoksulun dilinden anlıyorsunuz ne hâlinden anlıyorsunuz ama bu yoksulluğu yönetebilmek adına tanklardan, askerden, polisten medet umuyorsunuz. İşte faşizm budur. Buradan bir çıkış yolu yoktur, çıkış yolu demokrasidir. O yüzden de 28 Şubatı bir kez daha size hatırlatıyorum.”