ESP’li Sezin Uçar: Sürecin ilerleyebilmesi için ‘umut hakkı’ sağlanmalı 2025-06-07 09:03:36   İSTANBUL - Adil, demokratik, onurlu bir barış süreci başlayacaksa devletin işlediği suçlarla da hesaplaşılması gerektiğini belirten ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, “Kürtlerin talepleri toplumsal mücadeleyle büyütülmeli” dedi.     Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile başlayan yeni sürece her kesimden destek geldi. Abdullah Öcalan’ın sunduğu çözüm perspektifi Kürdistan ve Türkiye’de de yoğun bir şekilde tartışılırken, gözler devletin yasal anlamda atacağı adımlara çevrildi.    Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, atılması gereken adımlara değinerek, kamuoyunu Kürt halkının taleplerini sahiplenmeye çağırdı.    KÜRT SORUNU    İnkar ve sömürü nedeniyle Kürt sorununun ortaya çıktığını belirten Sezin Uçar, “Kürdistan'ın dört parçaya bölünmesiyle siyasi, ekonomik, ilhak, imha ve inkar politikasıyla karakterize olan bir sorun. Bizim gibi hem Türkiye hem de Kuzey Kürdistan’da sosyalizm mücadelesi yürüten partiler bakımından işçi ve emekçilerin sorunlarıyla Kürt ulusal mücadelesi iç içedir. Kürt sorunu parti bakımından birleşik mücadele zemini açısından son derece kritik bir sorun. O nedenle bizim açımızdan özgürlük mücadelesinin kazanılması, faşizmin geriletilmesi bakımından Kürt sorunu çok temel bir yerde duruyor” dedi.    SÜRECİN RİSKLERİ   Yeni sürece işaret eden Sezin Uçar, “Son dönemde Türkiye ve Kürdistan'da siyaset yürüten herkes bakımından son derece önemli gelişmeler oldu. Bu sürecin bazı olanakları ve riskleri olduğunu düşünüyoruz. Türk burjuva devleti, karakteri gereği faşist bir iktidardır. Bir savaş örgütü gibi konumlanıyor. Ama bazı olanakları da söz konusudur. Şu an belirsiz ve istikrarsız bir ara dönem içerisindeyiz. Süreç en başa yeniden dönebilir çünkü devlet henüz bir adım atmadı. Bu geçiş sürecinin uzaması ideolojik ve örgütsel olarak bazı sorunlara yol açabilir. Bu nedenle geçtiğimiz süreç risklidir. Devletin imha ve inkar politikası devam ediyor. Hali hazırda Kürt sorunu çözülmüş değil. Ama sosyalist bir parti olarak elbette Kürt halkının bütün kolektif taleplerinin arkasındayız” ifadelerini kullandı.    SİYASİ TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILMALI   Kürtlerin taleplerinin toplumsal mücadeleyle büyütülmesi gerektiğine dikkat çeken Sezin Uçar, başta Abdullah Öcalan olmak üzere tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması gerektiğini dile getirdi. Sezin Uçar, “Hasta tutsaklar serbest bırakılmalı. TMK’nin kaldırılması, Başur’da, Rojava’da işgal politikalarının son bulması, Kürt ulusunun varlık hakkının Anayasal güvenceye kavuşması gibi bir dizi taleplerin hayata geçirilmesi için mücadele yürütüyoruz. Türkiye emekçi ve halklarına şu çağrıyı yapıyoruz; Kürt sorununun çözümü konusunda muhatap Türk işçi ve emekçileridir. Yani Türk işçi ve emekçileri Kürt sorununda muhatap olmazsa işçi sınıfının özgürleşme sorunu ortadan kalkmamış olacak. Dolayısıyla her iki ulusun hak ve özgürlük mücadelesinin birbirine bağlı olduğunu düşünüyoruz. İşçilere, kadınlara, emekçi ve gençlere Kürt ulusunun tüm taleplerini sahiplenme çağrısı yapıyoruz” diye konuştu.   ONURLU BİR BARIŞ   Parti olarak Kürt sorununun çözümü için çalışma ve mücadele yürüttüklerini vurgulayan Sezin Uçar, “İşçilerin grev yasakları ve propaganda hakları yok, kadın özgürlük mücadelesinin karşılaştığı baskılar söz konusu. Yine geçmişte yaşanan savaş suçları, Roboski Katliamı, Suruç Katliamı, 10 Ekim Gar Katliamı faillerinin ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Bunlar devlet eliyle yürütülen katliamlardı. Dolayısıyla adil, demokratik, onurlu bir barış süreci başlayacaksa devletin işlediği suçlarla da hesaplaşılması gerekiyor. Anadilde eğitim, Kürtçenin resmi dil olması, savaş suçlarının yargılanması, hakikatlerin araştırılması gibi politikaların eylemini yapıyoruz” dedi.    ‘UMUT HAKKI’ SAĞLANMALI   Sürecin ilerlemesi için Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”nın mutlaka sağlanması gerektiğinin altını çizen Sezin Uçar, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan’ın bu süreci yürütebilmesi bakımından umut hakkını önemsiyoruz. Aynı zamanda pek çok ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü bakımından da benzer koşullar söz konusu. Meclis’e de bir infaz paketi geldi. Bu önemli bir beklentiye de neden oldu. Ama yasa tasarısında gördük ki infaz eşitliği konusunda herhangi bir eşitlik söz konusu değil. Hasta tutsaklar bakımından Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) ve cezaevi kurullarının kararlarını dikkate alan bir yasa tasarısı geçti. Bu talepler için sokakta mücadele etmenin önemi ortaya çıktı.    ÇAĞRI   Süreç nasıl tek başına diplomatik olarak ilerlemeyecekse, Meclis Komisyonu’nu destekleyen, orada gerçeklerin açığa çıkartılmasına hizmet eden ortak bir mücadelenin, adalet arayışının, hakikat arayışının komisyon çalışmalarına eşlik etmesi gerekiyor. Buradan şu çağrıda bulunuyorum; Kürt sorununun artık toplumsallaştığı, her yerde konuşulduğu bir atmosfer içerisindeyiz. Dolayısıyla Kürt halkının tüm taleplerini daha güçlü bir mücadele programına dönüştürmek ve tüm talepleri sahiplenmek gerekiyor.”    MA / Ömer İbrahimoğlu