Katledilen kuzenlerin dosyasındaki gizlilik kararı 10 yıldır sürüyor 2025-08-14 09:05:00 MÛŞ - Gimgim'da sokağa çıkma yasakları döneminde katledilen 3 çocuk babası Rahmi Kızıltaş ile kuzeni Abdullah Toprak'ın ölümü 10 yıldır aydınlatılamadı. Dosyadaki gizlilik kararı 10 yıldır devam ediyor.  Kürt sorununa dair 2013-2015 yılları arasında sürdürülen ve "çözüm süreci" olarak adlandırılan diyalog sürecinin iktidar tarafından sona erdirilmesinin ardından başlayan çatışmalı süreçte birçok kent ve ilçede uygulanan sokağa çıkma yasakları sırasında birçok sivil katledildi. Yasağın uygulandığı ilk yer olan Mûş'un Gimgim (Varto) ilçesinde 2'si sivil 4 kişi katledildi. 10 Ağustos'ta katledilen YJA Star'lı Kevser Eltürk'ün (Ekin Wan) bedeni teşhir edilmesi ilçede öfke yarattı, birçok mahallede barikatlar kuruldu. Çatışmalar sürerken ilçede, 14 Ağustos'ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi. İlan edilen yasak 18 Ağustos'ta sona erdi. Günler süren çatışmalarda, inşaat işçisi kuzenler Abdullah Toprak (24) ve Rahmi Kızıltaş (35) yaşamını yitirdi. 3 çocuk babası Rahmi Kızıltaş'ın vücuduna 12 kurşun isabet etti. Daha sonra ailelere ulaşan görgü tanıkları, Toprak ve Kızıltaş'ın infaz edildiklerine şahitlik ettiklerini anlattı. Olayla ilgili başlatılan soruşturmada ise dosya için gizlilik kararı verildi. 10 yıldır soruşturma aşamasında olan dosyada herhangi bir ilerleme kaydedilmiş değil.      Kardeşi ve kuzeninin "PKK'li diye" katledildiğini belirten Abdullah Toprak'ın ağabeyi Devrim Toprak, "İkisi de sivil olarak katledildi. Fakat karşı taraf sivil olarak görmedi. Kardeşim askerliğini yapmıştı. 24 yaşlarındaydı. Kuzenim büyüktü, 30’lu yaşlarındaydı" dedi.   'BİZ CANIMIZI KAYBETTİK KİMSE KAYBETMESİN'   Cenazelerin, Malatya Adli Tıp Kurumu'na (ATK) gönderildiğini, orada cenazelerin bekletildiğini, cenazelerin verilmemesi için zorlukları çıkarıldığını ifade eden Toprak, ancak 4 günden sonra cenazelerini alıp memleketlerine getirebildiklerini söyledi. Barış istediğini dile getiren Toprak, "Biz canımızı kaybettik; ama kimse kaybetmesin. Biz halk olarak barış istiyoruz. Şuan bir süreç yürüyor. Acaba ne kadar doğru ne kadar sağlıklı bilmiyoruz. Ondan da emin olamadığım için, süreç de hızlı yürüdüğü için elbette biraz tedirginiz. Acaba bunun altından ne çıkar? Gibi bir kaygımız var. Halk tedirgin olmakta haklı; ama umarım bir sıkıntı çıkmaz. Kimse acı çekmesin. Bu ülkede artık bir arada kardeş gibi en güzel şartlarda yaşamak istiyoruz. Bu hepimizin herkesin hayali" ifadelerini kullandı.    'DEVLETİN ATMASI GEREKEN ADIMLAR VAR'   Yakınlarını kaybettikten sonra hukuki yollara başvurduğunu ileten Toprak, bir cevap alamadıklarını söyledi. Yaşamını yitirenlerin cenazelerine gerçekleşen saldırılara dikkat çeken Toprak, "Artık bunların yaşanmaması gerekiyor. Kürt halkı olarak çok sıkıntı çektik, çok gözyaşı döktük. Ama artık 'Yeter' diyoruz. Artık analar ağlamasın, gözyaşı dökmesin. Herkes aynı çatı altında güzel bir hayat, kardeş gibi yaşamak istiyoruz" diye konuştu.    KARDEŞİ RAHMİ’Yİ ANLATTI     Katledilen 3 çocuk babası Rahmi Kızıltaş'ı ağabeyi Mahsar Kızıltaş, olay günü kardeşinin inşaat kıyafetleriyle eve geldiğini, ardından ilçe merkezine gittiğini, o andan sonra öldürülene kadar kendisinden haber alamadıklarını belirtti. Sokağa çıkma yasağının ardından merkeze gelerek kardeşini aradığını aktaran Kızıltaş, kardeşi Rahmi'nin yaşamını yitirdiğini öğrendiğini aktardı. Cenazeleri almak için gittikleri Meletî'de provokasyon girişimlerinin yaşandığını hatırlatan Kızıltaş, yaşadıkları güçlüklerin ardından cenazelerin kendilerine teslim edildiğini ifade etti.    'KARDEŞİMİN VÜCUDUNDA 12 KURŞUN VARDI'   Kardeşi ve Toprak'ın ölümüne ilişkin başlatılan soruşturmada, gizlilik kararı verildiği için dosyaya ulaşılmadığını ve ne aşamada olduğuna dair bilgi verilmediğini ifade eden Kızıltaş, kardeşinin bedenine 12 kurşun isabet ettiğini dile getirerek, "Çatışmadaysa dahi o sağ yakalanabilirdi. Çünkü parmak uçlarına bile kurşun değmiş. En son ki kurşun boynundan giriyor, kafatasından çıkıyor. Hiçbir şekilde o kurşun boynundan girip kafatasından çıkmaz. Ama sonuç itibari ile orada yaşamını yitiriyorlar" diye belirtti.    'KARDEŞİM 3 ÇOCUK BABASIYDI'   Polislerin o dönemde sürekli mahallelerinde devriye atılarak bir psikolojik baskı oluşturulduğunu belirten Kızıltaş, psikolojik olarak etkilendiklerini iletti. Çatışmalardan herkesin olumsuz etkilendiğini vurgulayan Kızıltaş, barış sürecinin devam etmesi gerektiğini söyledi. Kızıltaş, "Bundan sonra kimse ölmesin. Özellikle gençler ölmesin. Benim kardeşim 35 yaşındaydı ve 3 çocuk babasıydı. Diğer arkadaşımız da 24 yaşındaydı ve şehadete ulaştılar. PKK silah bıraktı, silahlarını yaktı; ama karşı taraf ne kadar adım atıyor bilmiyoruz. Barış süreci olursa kardeşimle ilgili elbette hukuki süreci devam ettireceğiz. 10 yıl sonra da olsa 20 yıl sonra da olsa bunun peşini bırakmayacağız. Şuan kadar halen dosyada gizlilik kararı var. İnşallah bu barış sürecinde de bu hukuki işlemleri hızlandırılır" şeklinde konuştu.    'KARDEŞÇE YAŞAYALIM'   Sonlandırılan çözüm sürecinden sonra Gimgim'da özellikle genç nüfusun baskılardan dolayı Avrupa’ya göç ettiğini anımsatan Kızıltaş, iş için metropollere giden insanların da Kürt olduğu için saldırılara uğradığını söyledi. Bu tür saldırıların barış sürecini zedelediğini belirten Kızıltaş, "Kardeşçe yaşayalım diyoruz. Yıllardan beri Kürt'le Türk kardeşçe yaşamış. Bundan sonra da kardeşçe yaşamak istiyoruz. Bu barış süreci inşallah devam eder. Kimsenin de ölmesini istemiyoruz" ifadelerini kullandı.    MA / Can Kırbaş