Sarım Havzası'ndaki risklere dikkat çektiler 2025-09-27 18:14:12   AMED - Sarım Havzası ve Çevresi Doğal Mirasın Korunması Derneği, HES, kırma eleme tesisi, yükleme havuzu ve elektrik santrali tehdidi altında olan Sarım Havza'sının yok edilmek istenmesine tepki gösterdi.    Amed, Çewlîg ve Mûş sınırında bulunan Sarım Havzası'nda yapılması planlanan HES'lere ilişkin Sarım Havzası ve Çevresi Doğal Mirasın Korunması Derneği tarafından Amed'in Licê İlçesi Pêçar Mahallesi'nde açıklama yapıldı. Dernek adına açıklamayı yapan Emin Turhallı, Sarım havzasında yaşam hakkını savunmak için toplandıklarını söyledi.    SARIM'I BEKLEYEN TEHDİTLER   Sarım Çayı üzerinde 3 bent, 5 adet C bir tipi boru kırma-eleme tesisi, bir yükleme havuzu ve bir elektrik santrali yapılmasının projelendirildiğini belirten Turhallı, bölgeyi bekleyen tehditleri şöyle sıraladı: "   * Sarım Çayı, beş ana vadiden oluşan bir ekosistem bütünüdür. Bu vadilerden biri Hem Vadisi ve çayıdır. İki yıldan bu yana 724 hektarlık alanda bakır madeni çalışmaları yapılmaktadır. Yapılan sondajlar sonucu köylülerin içme, bağ ve bahçeleri için kullandıkları kaynak suları kurumuş, kurumamış olan kaynaklardan da kirli sular akmaya başlamıştır. Diğer dört vadi de aynı tehdit altındadır.    * Sondaj faaliyetlerinin, yeni HES projelerinin devreye girmesi, Sarım Çayı’nı tamamen kurutacaktır. Fotoğraflarla belgelediğimiz Kulp çayındaki felakete herkes tanık oldu. Yapılan HES’lerle suyu kesilen kulp çayındaki tüm balıklar öldü, sucul eko-sistem tümden yok oldu. Eko sistemin bozulmasılya hava akımı, yağmur döngüsü, iklim dengesi de bozuldu. HES'lerin yapılmasıyla birlikte bölge sel ve fırtınalara maruz kalmaktadır.    * Sarım Havzasında yapılması düşünülen baraj ve HES'lerin yapılması durumunda hava akımı ve su döngüsü değişecek, kar yağışları sıfırlanacak, dağların albedosu düşecek, güneş ışınları daha fazla toprağa nüfuz edecektir. Bunun sonucu kuraklık, kavurucu sıcaklar ve sel felaketi kaçınılmaz bir hal alacaktır. Bu iklim değişimi sadece sarım havzasını değil, Diyarbakır-Batman ve hatta Mardin illerini kapsayan coğrafyanın da iklimini, eko-sistemini bozacaktır.    * Sarım Çayı yalnızca bir su kaynağı değil, aynı zamanda bölgemizin yaşam merkezidir. Fotoğraf ve su analizleriyle belgeleyip Birleşmiş Milletler Su Konferansına gönderdiğimiz videolu mesajda 196 ülke, Sarım Çayı’nın temiz suyunu  ayakta alkışlamıştır.   * Dünyada nesli tükenmekte olan Batman bantlı çöpçü balığı, Malabadi Barajı sonrası yalnızca Sarım Çayı’nda varlığını sürdürebilmektedir. Yapılacak yeni bentler bu türün sonunu getirecektir. Bölgedeki dağ keçisi, boz ayı, su samuru, sürüngenler suya ulaşamayacak, yaşam alanları tel örgülerle kesilecektir. Vadilerdeki doğal su döngüsünün kesilmesi, kaynakları -akiferleri kurutacak, toprak nemini bitirecek, ormanları geri dönülmez şekilde tahrip edecektir.   * Sarım Havzası yalnızca doğasıyla değil, tarımsal ürünleriyle de bölge halkının geçim ve yaşam kaynağıdır. Bu yıl kiraz tanesi 15 TL’den satılırken, Sarım Havzası çevre illerin meyve ihtiyacını karşılamıştır. Yeşil fasulye, domates, bal, tereyağı velhasıl başta Amed olmak üzere çevre illerin sebze ve meyve ihtiyacı bu vadiden akan suyla yetişmektedir. Yabani meyve olarak mazı, palamut , alıç, kenger, kekik, ışkın gibi meyve ve ürünler burada yabani hayata insanlarımıza ekonomik bir yaşam kaynağı sağlarken çevreye de umut kaynağı durumunda dır.    * Toplumsal bir varlık olan insan için en önemli değer ahlak ve hukuk olmalıdır. İnsan doğanın efendisi değil, onun bir parçasıdır. Ahlak yerini ve edebini bilmektir. Canlıların yaşamını tehdit etmek, onlara yaşam hakkı tanımamak etik açıdan ayıp, hukuki bir durum olarak gayrı meşru bir tutumdur"   'KAYNAKLARIMIZI KURUTMAYIN'   Dünyanın gelişmiş ülkelerinin HES ve barajları yıkarken Türkiye'de hala "kamu yararı" adı altında HES ve barajların inşa edilmesini gerici ve ilkel bir ekonomik siyaset olarak yorumlayan Turhallı, "Sular boşa akıyor sözü koca bir yalandır. Tek bir damla su boşuna akmıyor. Bu havzada her bir damla su bir yaşamdır. İşte bunun için 'Kamu yararı' köylünün toprağını ekip biçmesi, çiçeğin, arının,  ormanın, balığın, kısacası doğal yaşamın korunmasıdır, diyoruz" diye konuştu.    Turhallı son olarak şunları söyledi: "Kaynaklarımızı kurutmayın, suyumuzu bulandırmayın, bırakın derelerimiz özgürce aksın, bu yamaçlarda kınalı keklik ötsün, ceylanlar koştursun, kertenkele güneşe durup dua etsin. Rüzgar bentlere değil, yüzümüze essin, yaylalarımızda -yabani tayların yelesini okşasın. Bulutları tutmayın, rüzgarı esir etmeyin."