Kadınlar: Bahçeli'nin Öcalan'a yönelik Meclis'te konuşma çağrısı yerine getirilsin 2025-09-30 09:16:21 AMED - Sürece dair devletin adım atmadığına işaret eden DİAYDER üyesi kadınlar, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "Abdullah Öcalan gelsin Meclis'te DEM Parti grubunda konuşsun" önerisinin yerine getirilmesini istedi.  1 Ekim 2024'te Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) sıralarına giderek partililerle tokalaşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ardından yaptığı açıklamalarla sürecin başlamasına yönelik bir işaret fişeği çaktı. Partisinin haftalık grup toplantısında konuşan Bahçeli, "umut hakkı"nın tanınması ve Abdullah Öcalan'ın gelerek Meclis kürsüsünde konuşması çağrısı yaptı.    Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyesi kadınlar, Bahçeli'nin "Abdullah Öcalan gelsin Meclis'te DEM Parti grubunda konuşsun" önerisini hatırlatarak, bu önerinin yerine getirilmesini istedi. Kadınlar, üzerinden bir yıl geçen süreçte Kürtlerin dil, kültür ve varlıklarına yönelik saldırıların güven kırıcı olduğunu belirterek, bunların derhal sonlandırılmasını istedi.    İçinde bulunulan tarihi sürece devletin ciddi yaklaşmadığını söyleyen DİAYDER üyesi Esma Alıcı, sürecin birinci yılına girdiğini kaydederek, "Bir komisyon kuruldu. Tarihi bir adım atılacak orada ancak Kürtçe konuşan anneler engellendi. Onun dışında taziyelere dönük saldırılar devam ediyor. Halen Kürtçeye bir tahammülsüzlük hali var. Taziyeye saldırı dinen çok büyük günahtır. Müslüman oldukların söylüyorlar ancak taziyelere izin verilmiyor. İnsanların acılarını yaşamasına dahi müsaade edilmiyor. Bunlar derhal sonlandırılmalı. Halkımız da 'Madem süreç diyorlar niye bunları yapıyorlar?' diye soruyor. Haklılar. Bu türden yaklaşımlara derhal son vermeliler. Adım atmadıkları gibi sürece de zarar veriyorlar" diye konuştu.     'DİNİMİZİ KÜRTÇE YAŞAYAMIYORUZ'   Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'ın Meclis'te konuşması önerisini derhal yerine getirilmesini isteyen Esma Alıcı, "Umut hakkı"nın derhal yerine getirilmesi gerektiğini belirterek, Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün sadece Kürtleri değil, dünya haklarını ilgilendiren bir konu olduğunu vurguladı. Esma Alıcı, "Barışın mimarının 4 duvar arasında tutulması doğru değil. Atılması gereken çok adım var. Kürt halkı dinini anadilde yaşayamıyor. Halen Kürtçe hutbe veya diğer şeyler önünde engeller var. Bu gün dinimize, dilimize, doğamıza, kültürümüze, toprağımıza halen saldırılıyor. Bunun sona erdirilip barış masasına ciddi ve samimi yaklaşılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.    'DİLİMİZLE BARIŞSINLAR'   Dernek üyesi Sebahat Acar da barışın inşasında herkesin sorumluluk alması gerektiğini belirterek, "Bugün evinde oturarak onurlu barışı inşa edemeyiz. Nasıl hak verilmez alınır ise barışta öyle" dedi.    Barışın ancak mücadele ile inşa edilebileceğinin altını çizen Sebahat Acar, "Herkes kendini sürece ne kadar katarsa o kadar barış güçlü olur. Dinde de 'İnsan olarak kimse kimseden üstün değildir' deniliyor. Barışın kaybedeni olmaz. Devlet tutsakları acil bir şekilde bıraksın. Dinimizi Kürtçe yaşamamızı sağlasınlar. Bunu yapmakla kimse kaybetmez. Türkçe bilmeyenler Türkçe hutbe dinliyor. Kur'an-ı Kerim bir dile ya da bir ırka gelmedi. Tüm insanlığa geldi. Bu yüzden yasaklamaları bırakın Kürtçe ile barışın. Umut hakkı başta olmak üzere birçok adım komisyon beklenmeden atılsın" diye belirtti.     'BARIŞ, BARIŞ, BARIŞ'   Dernek üyesi Figen Keleş ise annelerin gözyaşlarının dinmesi ve bir daha ağlamaması için onurlu barışın hep birlikte inşa edilmesi çağrısında bulundu. Devletin somut adım atma yerine halen eski pratiğinde devam ettiğine dikkat çeken Figen Keleş, "Eşit, özgür ve demokratik bir ortamda yaşamak istiyoruz. Kadınlar olarak sürecin öncüsü olacağız. Özgür kadın ile özgür toplumu inşa edeceğiz. Hiçbir annenin yüreği yanmadan güzel bir yaşam sürdürmek istiyoruz. Dinimizi, kimliğimizi ve dilimizi özgür bir ortamda yaşamak istiyoruz. Ve bunun için 'Barış, barış, barış' diyoruz" şeklinde konuştu.    MA / Fethi Balaman