WAN - Tutsaklara dönük baskıların İmralı tecridinden kaynaklandığını belirten İHD Wan Şube Eşbaşkanı Salih Coşkun, tutsaklara para gönderildiği gerekçesiyle yapılan yargılamaların hiçbir hukuki zemininin olmadığını söyledi.
Cezaevlerindeki tutsaklara para yatıran aileleri, vasileri, avukat ve yakınlarına dönük yargı baskısı devam ediyor. Para yatıran kişiler ya gözaltına alınıyor ya haklarında dava açılıyor ya da tutuklanıyor. Gözaltı, tutuklama ve davalara gerekçe ise, "örgüte finans sağlamak" olarak gösteriliyor.
Var olan hukuksuzluğa karşı Amed Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) öncülüğünde 21 Kasım’da “Tutsaklara para göndermek suç değildir” şiarıyla kampanya başlatıldı. Kampanyaya birçok kurum ve kuruluş da destek verdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şube Eşbaşkanı avukat Mehmet Salih Coşkun, uygulamaya ve kampanyaya dair konuştu.
'TECRİT ARTIK SONLANDIRILMALI'
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecride tepki gösteren Coşkun, “Düzenli olarak hakkında disiplin cezası verilerek, aile ve avukat görüşmeleri yasaklanıyor. Yeğeni Ömer Öcalan ile 43 ay sonra bir görüşme gerçekleştirebildi ve ardından tekrardan aile ve avukat görüş yasağı getirildi. Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit, tüm topluma ve cezaevlerine sirayet etmiş durumda. Abdullah Öcalan’ın Kürt meselesine yönelik söylediği şeyler önem arz etmektedir. Bu meselenin çözüme kavuşmasında söyleyecekleri önemlidir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tecritten söz etti. Abdullah Öcalan’ın Meclis’te konuşması gerektiğini vurguluyorlar. Bizler de İHD olarak her zaman bu şekilde düşünüyoruz. Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile görüşmesi gerektiğini, diğer tüm mahpuslar gibi hukuk zemininde görüşmeleri gerçekleştirmesi gerektiğini belirtiyoruz” dedi.
'HUKUKİ ZEMİNİ YOKTUR'
Cezaevlerine para göndermenin “suç” olmadığının altını çizen Coşkun, “Mahpuslar, cezaevindeki görevlilerin denetiminde isimlerine açılmış bir hesapla, yine cezaevi denetiminde bu paraları kullanabiliyor. Aslında orada işlenemez bir suç söz konusu. Mahpuslar devletin kontrolü altında o paraları kullanıyor. Aileler, avukatlar ve yakınların göndermiş olduğu paralar üzerinden kişiler hakkında soruşturma açılıyor. Yargılamalar sonucunda ceza veriliyor. Daha önce bu dosyalara verilen cezalar beratla sonuçlanmıştı. Ne yazık ki son dönemlerde bir değişikliğe gidilerek, para yatıran kişilere ceza verilmektedir. Bu yargılamaların hukuki bir zemini yoktur. Bir an önce bu yanlış uygulamadan vazgeçilsin. Mahpusların sosyal ve ekonomik haklarını kullanılması engellenmesine yönelik politikalardan vazgeçilmesi gerekiyor” diye belirtti.
Kampanyanın son dönemlerde yargı eliyle arttırılan baskılara tepki olarak başlatıldığını söyleyen Coşkun, şöyle devam etti: “Bu yargılamaların hukuki hiçbir temeli yoktur. İçerdeki mahpusların bütün hakları hapishane yönetiminin gözetimi ve denetimi altındadır. Bizler bu sürecin de takipçisi olacağız. Bu yargılamalar hukuki bir zeminde beraatla sonuçlanır. Sivil toplum örgütü ve yurttaşların da bu konuda duyarlı olması gerekiyor.”