DÊRSIM - Yerine kayyım atanan ve hakkında ev hapsi kararı verilen Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan, "Bizi evlere tıkasalar, tutsak da etseler her yer bir direniş ve mücadele alanıdır" dedi.
İçişleri Bakanlığı tarafından 22 Kasım'da Dêrsim Belediyesi Eşbaşkanları Birsen Orhan ve Cevdet Konak görevden alınarak yerlerine kayyım atandı. Kayyımın atandığı gün, Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan hakkında gözaltı kararı verildi. Kayyım karşıtı yapılan eylemlerde Birsen Orhan gözaltına alınmak istendi, ancak halkın izin vermemesi üzerine gözaltı gerçekleştirilemedi. Daha sonra ifade için Tunceli Emniyeti Müdürlüğü’ne giden Birsen Orhan, çıkarıldığı savcılıkça tutuklanma istemiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Hakimlik, Birsen Orhan hakkında ev hapsi adli kontrol tedbirinin uygulanmasına karar verdi.
Pêrtag'daki (Pertek) evinde ayak bileğine takılı elektronik kelepçeyle ev hapsinde olan Birsen Orhan, ev hapsi ile hem kendilerine gözdağı vermek istendiğini hem de halkla aralarındaki bağın koparılmak istendiğini ifade etti. Birsen Orhan, 31 Mart seçimlerinin hemen akabinde, kayyım atamaların kayyım atamalarını gündeme getirildiğini belirtti. Birsen Orhan, 20 Kasım'da Dêrsim'de olağandışı bir hareketlilik başladığını, görevden alınan Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Cevdet Konak ve Pulur (Ovacık) Belediye Eşbaşkanı Mustafa Sarıgül'ün duruşmasının görüldüğü davada, alınan yoğun güvenlik önleminin kayyım atama sinyali olarak kendini gösterdiğini kaydetti. Birsen Orhan, "Ancak o gün halkın yoğun sahiplenmesiyle bu süreç biraz daha ertelenmiş oldu. 22 Kasım'da bir anda kuşatma şeklinde etrafımız sarıldı. Bizler yaka paça alanın dışına çıkarıldık. O sırada gözaltına alınmak istendim ve çekiştirildim. Vücudumda yaralanmalar meydana geldi. Yaşadıklarımızı kayıt altına alan kadın arkadaşlarımızın telefonları kırıldı. Onlar da şiddete maruz kaldı" ifadelerini kullandı.
'HAKİKATİ DİLE GETİRDİM'
Kayyım atandığı gün hakkında gözaltı kararı çıkarıldığını ve halkın tepkisinden dolayı gözaltına alınmadığını anımsatan Birsen Orhan, "Evden eşyalarımı alırken etrafımız sarıldı. Ne olduğunu anlamadım. Bir provokasyon da olabileceğini düşündüm. Ancak Dêrsim halkı orada da tepkisini gösterdi, vekillerimizin müzakeresi sonucu ertesi gün ifadem alındı. Bu ifade süresi içerisinde de adeta bir psikolojik işkence yapıldı. Gözaltına alınan gençlerin yüzlerini duvara çevrili bekletildi. Yine hiçbir tutuklama ya da mahkeme sürecine taşıyabilecek bir suç unsuru ortada yoktu. Kurduğum bir söz yüzünden hakkımda gözaltı kararı verilmiş. Kurduğumuz sözde bir hakikattir. Dêrsim halkının bir gerçekliğidir. Dêrsim halkının 1938'den var olan travmaları, 1990'lı yıllar ve akabinde 2016 kayyımları ve 2024 kayyımıyla yine canlandı. Biz bu süreci tanımlarken Dêrsim'in bir yarasının olduğunu ve bu yaranın sürekli kanatılması nedeniyle bu refleksleri göstermesiyle bir toplumsal gerçeklik olduğunu ve bizim bu hakikati her zaman dile getirmekten asla ve asla bir geri adım atmayacağımızı söyledik. Olan şeyi söylüyoruz. Biz olmayan şeyler üzerine söz kurmuyoruz. Dolayısıyla kurmuş olduğumuz sözler üzerine bir noktada suça tahrik olabilecek bir söylem yok" diye konuştu.
'GERİ ADIM ATMAYACAĞIM'
İfade vermek için sabah emniyete gitmeden önce birçok yerde tutuklandığı haberlerinin servis edildiğini aktaran Birsen Orhan, "Gözaltı süreci uzatılarak, toplumsal bir mesaj verilmek istendi. Bir diğeri gecenin bir yarısı apar topar avukatlığınıza tebligat gönderildi. İkamet adresim olan ilçeye benim hemen gönderilmem istendi. Sabah 06.30'da Pertek'e geldim ve evimde hemen buraya da memurlar gelip o süreci işletmeye başladılar. Bu anlamda da o süreç çabucak işletildi. Normalde tebligatların süresi var, sabahına tebligatın gönderilmesi ve hızlıca başlatılması da aslında biraz daha keyfi tutumun ne kadar belirgin olduğunun da göstergesidir. Aldığım ceza insanlık onurunu zedeleyen bir ev hapsi. Bunu neden böyle ifade ediyorum? Gecenin belli bir vakti sizi arayıp 'Sinyal çekmiyor' deyip bir rahatsızlık verebiliyorlar. Çünkü gün içerisinde de aynı ortamı kullanıyorum" şeklinde konuştu.
Kurduğu sözlerin arkasında olduğunu ve hakikati dile getirdiğini söyleyen Birsen Orhan, "DEM Parti'den seçilen bir belediye eşbaşkanı olarak da hiçbir zaman geri adım atmayacağım ifade etmek istiyorum" dedi.
'HER YER DİRENİŞ VE MÜCADELE ALANIDIR'
Ev hapsinin sebebinin halkla iletişimlerini kesmek olduğunu kaydeden Birsen Orhan, "Ama şunu unutmasınlar ki her gün gelip ziyaret eden desteklerini sunan, arayıp soran ve bu süreci sahiplenen binlerce insan var. Yani Dêrsim kendisi küçük, ama etkisi büyük bir kent. Dêrsim halkı geleneğini yere düşürmedi, mücadele geleneğini, tarihsel farkındalığı olan, tarihsel hafızası olan, bu hafızaya da sahiplenen bir yerden süreci işletti. Dolayısıyla ben tüm Dêrsim'de olan dostlarımıza bu süreçte yanımızda olan herkese sevgi ve selamlarımı göndermekle beraber her ne kadar bizi evlere tıksalar, zindanlara da gönderseler, tutsak da etseler sürgünlere de gönderseler her yer bir direniş ve mücadele alanıdır. Bu anlamda tekrar altını çiziyorum Dêrsim'in mücadele geleneği yere düşmesin. Bizler her zaman halkımızın yanındayız. Her zaman da olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
MA / Şirvan Şilan Çil – Heval Önkol