Çakıroğlu: Cumhuriyetin 2'nci yüzyılının kurucularından biri Abdullah Öcalan olacak

img

HABER MERKEZİ - Cumhuriyetin ikinci yüzyılının kurucularından birisinin Abdullah Öcalan olacağını söyleyen gazeteci Gürkan Çakıroğlu, “Abdullah Öcalan’ın 30 yıl önce söyledikleri ile bugün söyledikleri yüzde yüz aynıdır” dedi. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısıyla başlayan süreç devam ediyor. Sürecin bugünlere kadar gelmesinde en büyük rol oynayan Abdullah Öcalan oldu. 
 
Gazeteci-yazar Gürkan Çakıroğlu, süreci Yeni Yaşam Gazetesi’nden Nezahat Doğan’a değerlendirdi. 
 
Çakıroğlu, “Türk’ün özünü önümüze koydu. Türk’ün töresi neyi emrediyorsa, Oğuz’un töresi neyi emrediyorsa Devlet Bahçeli onu yaptı. Ne diyordu Oğuz’un töresi ve Türk’ün anayasası? İl gider, töre kalır. Kutsal olan devlet değildir. Kutsal olan adalettir, hukuktur. Hukuk adaleti de aşan bir kavramdır. Bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti’ni konuşuyoruz, 1923’te ilan edildi ama içinde yaşadığımız rejim 1925’te kuruldu. Bu rejimin iki temel sacayağı var. Birincisi Kürt yoktur, ikincisi Müslüman Türk yokmuş gibi davranmak. Batılı yaşam tarzına asimile olan ve medeniyetten, moderniteden anladığı da tamamen birçok açıdan etek boyundan ibaret kalan yani şekilci bir modernizasyondu bu. İçinde demokrasi yok, içinde hukuk yok ve bu yıkılıyor. Yani 1925’te kurulan rejim 2025 itibarı ile yıkılıyor. Bunun neticesinde bu ara dönemin kapandığını yavaş yavaş görüyoruz. Bunun da sancıları yaşanıyor kendi içerisinde. Daha geniş perspektiften bakarsak ben Türk’ü ve Kürt’ü bir görmem ama birlik görürüm. Birleştirmek biraz problemli bir tabir olmaya yüz tuttu artık içinde bulunduğumuz çağda. ‘Birlik olmak’ bundan çok daha kıymetlidir” dedi. 
 
‘UZATILAN ELİN ABDULLAH ÖCALAN’IN SIKMASI KIYMETLİ’
 
Yeni bir düzenin kurulduğunu belirten Çakıroğlu, “100 yıl önce yapay olarak çizilen sınırlar değişecek. Önümüzdeki 50 yıllık takvimde görünen bu. Devletin içerisinde bir kanat bunu gördü ‘Biz ne yapabiliriz?’ diye. İşte bundan dolayı düne kadar ip attığına bugün el uzatıyor Devlet Bahçeli. Ne olursa olsun o eli uzatmak kıymetli. Ama uzatılan o eli Abdullah Öcalan’ın sıkması çok daha kıymetli. Çünkü artık son aşamaya gelindiğini görüyoruz. Kürtlerin varlığı ve Kürt modernizasyonu… Kürt modernizasyonunun Türk ve diğer modernizasyonlardan farkı devletsiz modernleşme olması. Ulus devletin yıkıcı yanlarına bulaşmadan kendi içerisinde bir halkın kendi modernizasyonunu bu kadar kısıtlı imkânlara rağmen başarabilmesi, tetikleyebilmesi ve varlığını ayakta tutabilmesi muazzam bir şey” diye belirtti. 
 
‘ARTIK TERİF VE TERKİP DÖNEMİ’
 
Çakıroğlu, “Bir toplumsal sözleşme ve rıza ekseninde oluşacak bir devlet sistem mi” sorusuna, “Bundan bahsediyorum ve daha ilerisini söylüyorum. Biz Türkler olarak bin yıl önce hem İslam’ın hem de mevcut devlet yapısının yükümlülüğünü üstümüze aldık. Bunu biz yürüttük. O dönem Arap ve Fars kendisini dayatıyordu. Türk bu dayatmaya karşı isyan etti ve biz Selçuklularla, sonra Anadolu Selçuklularla, sonra Osmanlılarla kendi içimizde 300-400 yıl onlar götürdüler. Ondan sonraki son 200 yılımız yine maalesef çok kötü geçti. Şimdi bu son 200 yıllık tedhiş ve tefrika dönemini kapatıyoruz. Artık terif ve terkip dönemi. Yani uzlaşacağız, birleşeceğiz ve bambaşka bir yapı ortaya çıkaracağız. Artık bin yıldır Türk’ün yürüttüğü yükümlülük muhtemelen Kürtlerin olacak. Yani Türkiye yüzyılı, Kürtler üzerinde yükselecek. Türkiye Cumhuriyeti devletini hukukla, demokrasiyle ve refah ile yükseltecek olan ana akım, ana lokomotif kimlik Kürtler olacak. Şimdi bu anlamda Öcalan’ın ne yapacağı çok büyük önem arz ediyor” yanıtını verdi. 
 
‘PKK KAZANDI’
 
Cumhuriyetin ikinci yüzyılının kurucu babalarından birisinin Abdullah Öcalan olacağını söyleyen Çakıroğlu, “İçinde bulunduğunuz ortam, büyüdüğünüz ortam zaten korkunç bir propaganda makinesi. Yaşanmış acılar var ve bu acıların yarattığı çok yoğun bir tahribat var. Bir ülkede isyan olursa devlet iki şekilde reaksiyon gösterir; ya anlamaya çalışır ya ezmeye çalışır. Ezmeye çalışırsa çok büyük katliamlar olur. Ve bu katliamlar neticesinde ezmeye çalıştığı kesim ayakta kalırsa o kazanmış demektir. Bu anlamıyla da zaten PKK kazandı. Çünkü ayakta kalmak bile çok zor iken PKK ayakta kalarak kazandı. Barış kaybedeni olmayan bir anlamdır diyoruz ya; barış bu şekilde olursa bir anlam ifade eder. Diğer türlü olur, yani barışın kaybedeni olursa bu bir sonraki büyük savaşın gerekçesi olur sadece. Bugün geldiğimiz noktada bir Türkiye yüzyılı vaadi söz konusuysa, Türkiye’ye müreffeh bir gelecek vaat ediyorsa bunda PKK’nın payı mümkün. Çünkü PKK ayakta kalarak mevcut devlet yapısına, mevcut devlet terörüne direnerek kazandı. Aslında PKK’nın kazanması başta da Türkler olmak üzere tüm Türkiye halklarının kazandığı anlamına geliyor. Bu noktada PKK kazandı diyoruz ve şimdi sıra devletin kazanmasında” diye konuştu. 
 
‘DEVLETİN DE KAZANMASI İÇİN ANLAMASI GEREK’ 
 
Devletin de süreci anlayarak kazanacağını kaydeden Çakıroğlu, “Anlayarak kazanacak. Devletin kazanması için anlaması gerekir, anlaması için de Kürt vardır kardeşim diyeceksin, Kürtçe vardır diyeceksin. Kürtçe anadilde eğitim haktır diyeceksin. Ben bunu bir Türk devrimi olarak görürüm. Büyük Türk Devrimi ancak ve ancak Kürtçe ile mümkün. Eğer Türkiye Cumhuriyeti devleti Kürtçenin önünün açılması adına emek sarf ederse Türkiye’de Kürtçe ama Balkanlardan Çin Seddi’ne kadar da Türkçe konuşulacak. Numan Kurtulmuş ağzının ucuyla ürkek bir iki Kürtçe kelam edince bile sesler yükseldi.  Yani anlamak, kavramak gerek. Sonrasında fütüvvet gerek. Yani cesaret. Cesaretle adil olanın yanında durmak gerek. Bizim kendimizi aşmamız için Kürtçenin varlığını kabul edip, onun kanallarını açmamız gerekiyor. Kürtçenin bu coğrafyanın en güzel, en önemli, en büyük dillerinden birisi olabilmesi için üzerindeki tazyikin kaldırılması yeterli. Başka türlüsü mümkün değil” diye kaydetti. 
 
‘BEN KÜRT OLSAYDIM DAĞA ÇIKARDIM’
 
“Ben Kürt olsaydım dağa çıkardım. Bu konuda ufak bir tereddüdüm yok” diye Çakıroğlu, “Dil onurdur, dil şereftir. Kimlik şereftir. Ben Türklüğüme dokundurmam. Eğer dediğim gibi burası Türkiye değil de Kürdiye olsaydı ve ben Isparta’da, Maraş’ta veya İzmir’de yaşayan bir Türk olsaydım dağlara çıkardım. ‘Ferman padişahınsa dağlar bizimdir.’ Öyle bir dünya yok! Sen benim dilime dokunamazsın. Türklerin Kürtlerle bir sorunu yok. Devletin Kürtlerle bir sorunu var. Türk’ün varlığının özü, tekrar diyorum “il gider, töre kalır” demektir. Yani kutsal olan devlet değil, hukuktur. Töre hukuktur. Bugün geldiğimiz noktada Türk Allah’tan çok devletten korkuyorsa bu hukukun katledildiği anlamına gelir” ifadelerini kullandı. 
 
‘ABDULLAH ÖCALAN BİR ADIM ÖNDE’
 
“Neden Cumhuriyetin ikinci yüzyılında kurucu babalar diyorsunuz ancak Abdullah Öcalan’ı Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin önüne koyuyorsunuz” sorusuna, “Bahçeli’den ve Erdoğan’dan önce birinci sıraya koyuyorum çünkü Öcalan bu işe kafasını yormuş ve hayatını vakfetmiş. Savaşırken bile barışı, inşayı düşünmüş, bunu nasıl yapacağımızı düşünmüş. Devlet Bey’in ve geldiğim Türk milliyetçiliğinin buna dair okumaları çok az ve sığ. Tayyip Bey dediğiniz kişi de tamamen koltuğa endeksli bir figür. Temel içgüdüsü bu. O yüzden Öcalan’ı işin teorik noktasında kurucu babaların bir adım önüne koyuyorum. Ama diğerleri olmadan da bu iş olmaz” cevabını verdi.
 
‘ZEHİRLİ DİLİN SORUMLUSU DEVLETTİR’
 
Kullanılan zehirli ve keskin dilin değişmesinin tek sorumlusunun devlet olduğunu kaydeden Çakıroğlu, “Çünkü bizim toplumumuzun, özellikle Türkler ve Kürtlerin de genelde tümdengelimli bir yapısı var. Yani bir kanaat önderine ve lider dediği bir figüre bir kere güvendiyse tamam. O saatten sonra kendisi onun gösterdiği istikamete göre keskin dönüşler olsa bile yol alıyor. Bu açıdan da Bahçeli’nin söylemi muazzam derecede kıymetliydi. Bütün diyalektiği değiştirdi, bütün paradigmayı değiştirdi. Öcalan’ın 27 Şubat’ta bunu tahkim etmesi işi bambaşka bir noktaya getirdi. Şimdi üç kurucu babadan ikisiyle alakalı birer tarih atıyorum. 22 Ekim ve 27 Şubat… Üçüncü kurucu baba Tayyip Erdoğan Bey. Kendisiyle ilgilenen bir tarih var mı? Şu anda yok. Tayyip Erdoğan’ın da final yapma arzusu olacaktır muhakkak. Finali ben yapayım diyecektir” ifadelerini kullandı. 
 
‘SURİYE’DE ŞARA’NIN YANINDA DEĞİL MAZLUM EBDÎ’NİN YANINDA OLMAN GEREK’
 
Suriye’de yaşanan gelişmelerin süreci etkilediğine dikkati çeken Çakıroğlu, “Oraya gelemememizin sebebi de biraz Tayyip Erdoğan. Suriye özelinde çok problemli bir yapı var bu sürece dair. Hakan Fidan bugün hala işte Suriye’nin birlik ve bütünlüğü bizim için çok önemli diyor. Bu bizim devletin Stockholm Sendromu. Sykes Picot ile bölünen suni yapay sınırları tahkim eden her dil ve siyaset emperyalizme hizmet etmenin ötesine geçmez. Sen onlar Sykes Picot ile bölmüş, ben Bahçeli – Öcalan ile yeni bir paradigmada birleştireceğim demen gerekiyorken; Suriye’de Şara’nın yanında değil, Mazlum Abdi’nin yanında olman gerekiyorken; tıpkı 10 yıl önce TSK tankları IŞİD ile mücadelede SDG ile beraber olması gerekirken, bu senin acizliğini ve politikanın yanlışlığını gösterir. Buradaki amaç aynı şey, aynı korku, aynı kompleks. Daha ifade ettiğim telif ve terkip politikasından uzak, korku ve kompleks ile hareket edildiğini gösteriyor. Bugün Bahçeli’nin açıklamalarında da altının çizildiği yeni bir dünya düzeni kuruluyor. Biz bu dünya düzeninde geçmişteki acılar ve komplekslerle hareket edersek kaybedeceğiz ve bütün coğrafya kaybedecek. Öcalan bunu 30 sene önce çözmüş; Kürtleri ulus devlet yaparak İsrail’in uydusu haline getirmeye çalışacaklar. Kürtleri mahvedecekler. Tıpkı bu şekilde Türkleri mahvettikleri gibi. Bizim Türk olarak birçok noktada; demokrasi, hukuk ve insan hakları noktasında, refah noktasında bu kadar geri olmamızı neyle açıklayacağız biz” diye sordu. 
 
‘TÜRKİYE GÜÇLÜ OLABİLMEK İÇİN KÜRTLERİN DE DEVLETİ OLMAK ZORUNDA’
 
“Abdullah Öcalan ‘Biz İsrail’le değil, Türkiye ile bu sorunu çözmek istiyoruz’ sözlerinin hatırlatılması üzerine Çakıroğlu, “Doğal. Çünkü yapay değil. İsrail’le Kürdistan ulus devletini kursan bile ilişki yapay olacak. Birçok noktada kültürler farklı, töreler farklı, yaşam biçimleri farklı. Geçmiş bir hikâye yok. Korkunç bir soykırım var orada. Türkiye bu soykırıma neden aciz kaldı? Çünkü Türkiye Kürtlerin de devleti değil. Türkiye güçlü olabilmek için Kürtlerin de devleti olmak zorunda. Kürtlerin de devleti olan bir Türkiye olsaydı, bugün İsrail Gazze’de o soykırımı yapamazdı. Abdullah Öcalan ‘Bizim derdimiz devlet yıkmak değil, devlet kurmak değil, devletin içerisinde var olmak, devleti demokratikleştirmek, yeni bir sistem oluşturmak’ diyor. Her türlü adımlar atıldı. Örgüt silah da bıraktı geri de çekildi. Bu anlaşılması zor bir şey mi? Bu kazan kazan süreci… Şimdi kazanma sırası devlette. Devletin de kazanabilmek için anlaması gerekiyor. Bu yüzden de artık bugünün sorusu “PKK geri çekilecek mi?” değil.  “PKK’lılar artık geri dönecek mi?”. Çünkü onlar bu vatanın çocuğu. Onlar Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşı. Onların itiraz ettikleri hususlar hukuksuzluğa, adaletsizliğe dairdir. Devlet terörüne dairdir. Bu dil artık kalkacak. Çünkü bu artık gerçek anlamda Türk ve Kürt için bir beka problemi. Geldiğimiz çağda yeni bir yüzyıl inşa ediliyor ve yeni şeyler söylenecek. Daha da ileri götürüyorum. Üç büyük barışa gebe bu topraklar” şeklinde konuştu. 
 
‘EN KOLAYI TÜRK’ÜN KÜRT İLE BARIŞI’
 
Barış sürecine işaret eden Çakıroğlu, “Birincisi ve en kolayı Türk’ün Kürt ile barışı. İkincisi Türk’ün Türk’le barışı. Sünni ve Şii, Sünni ve Alevi ayrışması, çatışması. Bu son bulacak artık. Biz bugün Yavuz ile İsmail’in savaşını bitireceğiz. O yüzden İran asla ötekileştirilmemesi ve düşmanlaştırılmaması gereken bir devlet bizim için. Bu tarihi ezberi artık tarihe gömmenin vakti geldi. Tebriz bir Türk şehri. Orada yine hakeza bir Kürt şehri var. İran’la Türkiye’nin de birçok açıdan beraber hareket etmesi gereken zamanlar gelecek. Bu tarihi bir barış olacak geçiyor. Eğer Sünni ve Şii, Sünni ile Alevi barışırsa bambaşka bir iklime yine gideceğiz. Ve son olarak bu seküler – dindar çatışması, AKP-CHP özelinde yine hakeza bitirilmesi gereken önemli bir fay hattı. Bu üç büyük barış bizi Türküyle, Kürdüyle bir cihan devleti olan Türkiye’ye kavuşturacak. Zaten bizim hiçbir zaman toplumsal sözleşmemiz olmadı. Yani 24, 61 ve 82 sözleşmeleri içinde yok. Hakkı gasp eden ve halkları yok sayan bir anayasa anayasa değildir. Öyle bir anayasadan refah çıkmaz, hukuk çıkmaz, adalet çıkmaz. Türkiye’deki yargı neden bu halde? Yani adaletin tecelli etmesi gereken mahkemeler bizatihi en büyük hak gasp eden mecralara dönüştülerse, bundan sorumlu olan yegâne unsur rejimdir” dedi.
 
Komisyondan sonra basının da İmralı’ya gitmesi gerektiği kaydeden, “I·mralı’daki imkânların genişletilmesi gerekiyor. İmralı’nın diyalog kanallarının daha çok açılması gerekiyor. Bu devlet projesi diyorsun ama devlet propagandası yok. Yıllarca savaşın propagandasını dibine kadar yaptın değil mi? Her türlü istismarı, suistimali, yalanı, şunu bunu dayattın millete. Milleti zehirledin. Bugün onun panzehrini zerk etmen gerekiyor. O propaganda malzemesini neden kullanmıyorsun? O yüzden basın İmralı’ya kesinlikle gitmeli diyorum. Komisyondan sonra basın gitmeli. İmralı’nın imkânları genişletilmeli ve Öcalan’a şu fırsat verilmeli. 30 yıl önce Fatih Altaylı’ya verdiği röportaj tam olarak daha yeni yayınlanmış. Koskoca 30 yıl” diye kaydetti. 
 
’30 YIL ÖNCE İLE BUGÜN SÖYLEDİKLERİ AYNI’
 
Abdullah Öcalan’ın 30 yıl önce söyledikleri ile bugün söylediklerinin yüzde yüz aynı olduğunu aktaran Çakıroğlu, “O yüzden Anadolu çocuğu diyorum işte. Şöyle de ifade edeyim; Atatürk’ün siyasi askerî dehasının çok ötesinde. Yani ondan başkası bu kadar çekip çeviremezdi. Bu kadar siyaset oyunlarıyla, siyasetin, geniş perspektif isteyen bakış açısıyla süreci yürütmek çok zor. Atatürk bu konuda hakikaten gayet kudretli bir duruma kendisini verdi. Öcalan’ın da kendisini kudretli görmesi gibi benzedikleri noktalar var. Ama umarım gelinen nokta konusunda hiç benzemezler. Bu yüzden Öcalan’ın Türkiye için bir şans olduğunu düşünüyorum. Bir Türk milliyetçisi olarak benimle 10 yıl önce tanışsaydınız muhtemelen ben sizinle yan yana gelmek istemezdim, oturmak istemezdim. Muhtemelen siz de bana karşı aynı şekilde. Ben çok katı ve ilkel bir Türk milliyetçisiydim. Çok netim bu konuda maalesef” dedi. 
 
‘İLKEL MİLLİYETÇİLİĞİ PARAMPARÇA EDİYOR’
 
Yeni çözümlemenin ilkel milliyetçiliği paramparça ettiğini kaydeden Çakıroğlu, “Yerine demokratik milliyetçiliği koyuyor. İlkel milliyetçiliği ve bu Türkleşmiş Türklerin dayattığı şovenist milliyetçiliği yok etmemiz gerekiyor. Eşitlik göz hizasında. Ne aşağı ne yukarı. Bunun Osmanlıcılık ile uzaktan yakından alakası yok. Osmanlı zaten ağırlıklı olarak da Balkan imparatorluğu ve Türk ve Kürt’ün posasını çıkartarak bunu yapıyor. Türk’ün hem kanını emiyor hem cebindeki parayı boşaltıyor, vergi alıyor, çocuğunu alıyor askere götürüyor, Yemen’de şehit ediyor. Bu bitti, bu dönem bitti. Cumhuriyetin Anadolu’ya odaklanması kıymetliydi. Ama hatası belli bir prototip geliştirerek ve asimile ederek bunu yapmak istemesiydi. Ve buna Türklük diyorlar. Cumhuriyetin dayattığı Türklük, Türklük değil. O Türk, Türk değil, o başka bir şey. Çok suni, yapay bir şey. Hatası da buydu. Çünkü entegre kabiliyeti yüksek, asla asimile etmeyen, asimilasyona itiraz eden, eşit yurttaşlık payesine bir araya gelebilecek bir kavim Türkler. Bizim bunu yapmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. 
 
‘EN BÜYÜK PAYEYİ CHP’YE VERİYOR’
 
Çakıroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öcalan en büyük payeyi CHP’ye veriyor, CHP’siz olmaz diye. CHP ona her türlü lafı söylüyor negatif anlamda ama ona rağmen CHP’den vazgeçmeyen bir Öcalan var. Buna rağmen Özgür Bey ve ekibi İmralı konusunda tereddüt gösteriyor. CHP İmralı’ya DEM’den bile önce gitmesi gereken parti. Özgür Özel’in yerinde olsam bizzat giderim İmralı’ya. Bizzat heyetin başı ben olacağım derim. Orada Abdullah Öcalan’la tartışırım. Ama Abdullah Öcalan’la Özgür Özel tartışırken Özgür Özel’in tartışacak bir fikriyatı var mı? Bu konu muğlak. Zaten temel problemlerden bir tanesi de o. Türkiye’deki siyasi parti liderlerinin teori ve pratikteki zayıflıkları.
 
Benim derdim hak. Hakkı gözeteceksin, hakikati konuşacaksın ve halkla beraber olacaksın. Ben Muhteşem Yüzyıl istiyorum. Biz, bizim olana sahip çıkmıyoruz. HDP bizim, SDG Şam’ın değil bizim, Erbil, Süleymaniye bizim, Kandil bizim. Bizim olana, bizimle olana biz sahip çıkalım. Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. Derdim sürekli hakkın gasp edilmesi, hakikatin yok sayılması ve halka zulmedilmesidir. Benim derdim bu bozuk düzenin değişmesi adına karınca kararınca mücadele edebilmek… Nemrut’un ateşine su götürüyorum. Başka bir şey yapmıyorum.”

Diğer başlıklar

06/12/2025
23:49 Yemeklerinde ölü fare çıktığını söyleyen öğrencilerden protesto
23:23 Paramiliter grupların işkence ettiği Efrînli M.S. yaşamını yitirdi
23:13 Uluslararası konferansta yarın da önemli başlıklar tartışılacak
23:07 Metin ve Kemal Kahraman’ın konserine yoğun ilgi
22:54 Muhittin Böcek hastaneye kaldırıldı
22:51 Hatun Esen: Doğayı katledenler değil mücadele kazanacak
22:11 BMGK'den Lübnan'a destek açıklaması
22:01 Ankara'da 'Ev' filmi gösterimi ve söyleşisi
21:14 'Hakikat ve adalet olmadan barış inşa edilemez'
20:49 Kaldırım çalışmaları esnafı da yurttaşı da mağdur etti
18:41 Halep’te Abdullah Öcalan için özgürlük çağrısı
18:33 Fidan: Öcalan Suriye'de rol oynayabilir
18:08 BM: Suriye’de insan hakları ihlalleri devam ediyor
18:04 Azime Işık: Dönüşüm için ilkin adalet kıstası benimsenmeli
17:56 Êlih'te panel: Barışı örgütlemek zorundayız
17:48 İsrail, 70 bin 354 Filistinliyi katletti
17:45 Afşin Belediyesi’nin işine son verdiği işçi intihar etti
17:01 Cizîr'de mağarada bir kişiye ait cenaze bulundu
16:32 Aydın Erdem mezarı başında anıldı
16:31 İrlandalı milletvekili Kearney: Sivil toplum sürece dahil edilmeli
Katalonya eski Başbakanı Garcia: En önemlisi halkınızla yaptığınız sözleşmedir
16:20 Bahçeli: Barış kuşunun ikinci kanadı takılacak ve herkes uçuşunu görecektir
16:18 Wan’da Şiyar Be Platformu kitlesel yürüyüşle deklere edildi
16:01 Gazeteci Aykol’un tedavisi sürüyor
15:54 Suriye’de Alevilere dönük saldırılar Amed’de protesto edildi
15:52 Prof Köker: Nihai hedef barış ve demokratik toplumun inşasıdır
15:19 Neçirvan Barzani: Barışın inşa edilmesi tüm bölgeyi etkiler
15:18 Amed Sağlık Platformu çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı
15:04 Üç kentte hasta tutsaklar için çağrı
15:03 CHP'de yeni MYK belli oldu
15:01 Güney Afrikalı Senatör Bhabha: Yasal kılındığımız an dönüm noktası yaşandı
14:49 Arzu Yılmaz: Abdullah Öcalan’ın söylediği entegrasyon, birlikte yaşamın formülüdür
Nobel Ödüllü Oleksandra Viacheslavivna Matviichuk: Kadınları sürece dahil etmeliyiz
14:19 DAİŞ saldırısı ihtimaline karşı kutlama yasağı
14:02 İstanbul’da Barış Çalıştayı: Süreçte aktif rol almak istiyoruz
13:59 Suriye’de savaş kalıntıları nedeniyle 665 kişi yaşamını yitirdi
13:44 İmralı Heyeti üyesi Erol: Abdullah Öcalan Kürtlerin hukuka dahil edilmesini istiyor
13:36 İmralı’ya giden komisyon üyesi Yıldız: Süreç ertelenmeyecek bir devlet meselesidir
13:27 Yiğit ve Turgut’un taziyelerine kitlesel ziyaret
13:19 'Esas duruş' dayatmasını reddeden tutsak, 10 gardiyan tarafından darp edildi
13:13 Mehmet Güler, Rojhat Özdel ve Faik Kevci için adalet istendi
13:11 Cumartesi Anneleri Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu
12:28 İstinaf da 'yetki davası'nda DİSK Basın-İş'i haklı buldu
12:26 Barzani: Sürece her anlamda katkı sunmaya hazırım
Talabani: Barış ve demokrasi umudu için atılan her adımı savunuruz
12:01 Îlham Ehmed: Kendimizi Türkiye’de, Türkiye’yi burada görmek istiyoruz
11:26 15'inci İnsan Hakları Film Günleri başlıyor
11:18 Boşanmak isteyen kadın ve kız kardeşine saldırı
11:07 Abdullah Öcalan: Demokratik toplum sosyalizmi temelinde kurtuluşa yürüme zamanı
10:53 ‘Uluslararası konferasta’ barış deneyimleri tartışılacak
10:38 Uluslararası konferans: Abdullah Öcalan’ın demokratik paradigması büyük bir çözümdür
10:30 Osmaniye'de kaza: Çok sayıda ölü ve yaralı var
09:41 Dilan Karaman’ın ölümüne dair açılan soruşturma ne aşamada?
09:31 DAİŞ Suriye'de yeniden varlık gösteriyor
09:13 Kuvvetli yağış ve rüzgar uyarısı
09:12 ‘Katıldığı sınav bulunmadı’ iddiasıyla 30 yıllık tutsağın tahliyesi 9 ay ertelendi
09:11 1 ayda 4 kez hastane sevk edildi: Artık beni hastaneye götürmesinler
09:09 Her Yer Çocuk Derneği gönüllüsü: İktidarın politikalarıyla çocukluk kısalıyor
09:08 Wan-Bedlîs-Colemêrg Eczacılar Odası Başkanı: Fiyat belirsizliği ilaçları vurdu
09:07 'Savaş engelliliği artırıyor, barış için mücadele edeceğiz'
09:07 Kayyıma gerekçe yapılan davadan beraat etti: Belediye iade edilmeli
09:06 Avukat Özdemir: 11'inci Yargı Paketi beklentileri karşılamadı
09:05 ÖHD'li Kantarci: Abdullah Öcalan'ın özgür yaşar ve çalışır koşulları sağlanmalı
09:04 Türkdoğan: Komisyon raporunun en önemli başlığı entegrasyon olacak
09:04 Licêlilerden 'fuhuş ağına' karşı birlik çağrısı
09:03 31 yıllık tutsağı arkadaşı anlattı:Yaşamını halkının mücadelesine adadı
09:02 Kırmızı halısız festival
09:00 06 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
05/12/2025
23:34 Rojin Kabaiş’in telefonu 10 gün içinde İspanya’ya gönderilecek
22:56 BM: Gazze'de insani kriz kritik seviyede
22:38 Suriye Geçiş Hükümeti’ne bağlı silahı grup, Alevi türbelerini yaktı
22:06 Abdullah Öcalan'dan komisyona: Görüşme tarihidir
21:37 Provokatör polis açığa alındı
21:27 Barış paneli: Daha somut uygulamaların tartışılması gerekiyor
21:06 Licê’de fuhuşa karşı çalışmalar 5’inci gününde
20:52 Tetwan’da Zîn Kadın Dinlenme Merkezi açıldı
19:35 SAMER araştırması: Katılımcıların yüzde 70'i boykotu etkili buluyor
19:25 Alevi katliamına karşı birlik olma çağrısı
19:17 30 yıldan sonra tahliye edildi: Artık Kürt halkının özgürlüğünün zamanı
19:08 Erxenî'de kavga: İki kişi hayatını kaybetti
19:01 İşçilerin hak arayışı 129'uncu gününde
18:15 Ferdi Zeyrek davasında tahliye
18:08 İstanbul’da yapılacak konferansın hazırlıkları tamamlandı
17:34 Son bir yılda 85 çocuk işçi yaşamını yitirdi
16:40 Gazeteci Aykol’un tedavisi antibiyotiklerle sürüyor
16:30 Cizîr’de Kezi Dayanışma Mağazası açıldı
16:29 ÇHD: İdare ve Gözlem Kurulları lağvedilmeli
16:20 Kadri Bağdu'nun anısına 'Yara' belgeseli yayımlandı
16:05 Kadınlardan uyuşturucu ve fuhuşa karşı ortak mücadele çağrısı
15:30 İzBB işçileri, eylem takvimini açıkladı
15:29 Rapçı Barody madde bağımlılığına karşı şarkı besteledi
15:26 'Hasta tutsak Yıldırım tahliye edilmeli'
14:42 Şerzan Kurt öykü ödülü sahiplerini buldu
14:41 Sosyolog Holloway’den Asrın Hukuk Bürosu’na ziyaret
14:39 BM ve AK'ye Suriye'deki katliamlara karşı sorumluluk alma çağrısı
14:11 Neslihan Şedal hakkında beraat kararı
13:49 Îlham Ehmed de İstanbul’daki konferansta konuşacak
13:44 BES'ten 'adil ücret' çağrısı
12:56 HPG'li Ali Kaya'nın taziyesine kitlesel ziyaret
12:34 Ajanlaştırma baskısı ve takip tacizine suç duyurusu yapılacak
11:54 Filozof Bourg: Kürtlerin siyasete aktif katılımı demokratikleşme için zorunlu
11:41 Eğitim Sen: MESEM iktidarın eğitimi piyasalaştırma politikasıdır
11:36 İmralı görüşmesini anlattı: Bir güç orduya katılacak, diğer güç asayişi sağlayacak
11:22 Abdullah Öcalan’dan Mexmûr Kadın Meclisi Konferansı’na mesaj
11:12 Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'na kimler katılacak, neler tartışılacak?
10:39 Kayyım atama davasında beraat
10:34 Bahis soruşturmasında 46 kişi hakkında gözaltı kararı verildi
10:02 Ebru Günay: Kürt sorunu uluslararası zeminde tartışılacak
10:00 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu'nda kabul edildi
09:22 Siyaset bilimci İnsel: Bütüncül hukuk ikili hukuk yapısına son vermektir
09:21 KYK yurdundan ‘çalışmayan kombi’ savunması: Mülk sahibi yaptıracak
09:20 Katı atık toplayıcısı: Barışın gelmesi refah ve huzurun gelmesidir
09:19 DAD Eş Genel Başkanı: Abdullah Öcalan’ın toplumla buluşacak koşulları oluşturulmalı
09:17 Hedef iki milyon palamudu toprakla buluşturmak
09:16 'Koza Altın Bergama için yeni bir facianın habercisi'
09:15 Bölgesel savaşlar ve fahiş fiyatlar Wan turizmini vurdu
09:14 Wan'da festival: Müzik özgürleştirir, barış büyür
09:13 İntihara sürüklenen kadının dosyasında şüphelilere tahliye
09:12 Licê'deki kadınlardan 'fuhuş çetesine’ tepki: Herkes ayaklanmalı
09:10 Amed Uluslararası Film Festivali: Sanatla iç içe olalım
09:05 'Hasta tutsaklar kaderine terk edildi'
09:02 Zenobia'nın kenti Palmira'daki tahribatı görüntüledik
09:00 05 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
04/12/2025
23:57 ABD'den Venezuela'ya yönelik seyahat uyarısı
22:44 Licê’deki fuhuş çetesine karşı çalışmalar sürüyor
21:29 TİP'li gençlerin tutuklanması protesto edildi
21:21 Madenciler anıldı: Çıkış yolu direnişlerin birleşmesinde
21:17 AKP'li belediye 3 sokağı borç karşılığı sattı
21:14 DEM Parti komisyon üyeleri: Görüşme içeriği bağlamından koparıldı, tamamı paylaşılsın
20:37 Güngören’de 6 katlı binada patlama
20:32 'Hakime rüşvet suçlaması, eşine 9 milyon TL avukatlık ücreti kararı' haberine erişim engeli
20:24 DEM Parti’den tarım işçisi kadınlara ziyaret
20:17 DEM Parti komisyona sunacağı raporunun ana hatlarını paylaştı
19:30 'Barış ve halkların kardeşliği inşa edilmeli'
19:25 Abdullah Öcalan: Sürecin başarıya ulaşması için tüm gayretimi ortaya koyuyorum
19:06 BM’den Sudan’daki iç çatışmanın durdurulması çağrısı
19:01 MSD: Krizden çıkmanın yolu diyalog
17:47 Dilovası’nda 7 işçinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin rapor hazırlandı
17:46 Komisyonda 'tutanak' krizi
17:15 İsrail'in saldırıları sürüyor
17:11 MHP'li Yıldız: İmralı görüşmesi çok olumlu geçti
17:01 Ayşegül Doğan: Tutanaklar açık biçimde okunmalıdır
16:56 Gazeteci Aykol’un durumu stabil
16:52 Kınık Merası'nın statüsünün değiştirilmesine tepki
16:51 AKP: Kayyum uygulaması düşmeli
CHP: TMK değişmeli, eşit yurttaşlık sağlanmalı
16:37 İHD ve TİHV İnsan Hakları Haftası programını açıkladı
15:24 HPG'li Can'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:07 Wan'da şüpheli kadın ölümü
15:06 Tutuklanan öğrencilere destek eylemi: Talepleri taleplerimizdir
14:14 Zınar Altuntaş hayalini gerçekleştirdi
14:07 Komisyonda tutanakların okunmasında 'fikir' ayrılığı
14:01 Komisyon ‘İmralı ziyareti’ gündemiyle toplandı
13:19 AP Türkiye Raportörü Amor DEM Parti'yi ziyaret etti