Boşaltılan köy şimdi de maden tehdidi altında

img

DERSİM - Ovacık’ta 90’lı yıllarda yakılıp yıkılan ve ardından “güvenlik bölgesi" ilan edilen Otlubahçe köyünü, bu sefer maden şirketi tehdit ediyor. 

Dersim’in Ovacık ilçesine bağlı Xezko (Otlubahçe) köy sınırları içerisinde “Bakır Madeni” aramaları çerçevesinde 15 Kasım tarihinde Savaş Sertkaya adlı kişiye ait maden şirketi, köyün ormanlık sahasında köylüler ve Orman İşletme Müdürlüğü’nden izin almadan sondaj çalışması başlattı. Sondaj çalışmasını bir gün sonra fark eden köylüler, izinsiz yapılan çalışmayı 17 Kasım’da Ovacık Orman İşletme Şefliği’ne bildirdi. Aynı gün sondaj çalışmasının yapıldığı alana giden Ovacık Orman İşletme Şefliği, 50 metreyi bulan sondaj çalışmasını, izin alınmadığı için durdurarak, sorumlular hakkında Ovacık Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
 
KAÇAK SONDAJ
 
Söz konusu maden şirketi, Orman İşletme Şefliği’nin “durdurma” kararına rağmen, 17-21 Kasım tarihleri arasında da çalışma yapıldığı ve sondaj derinliğinin 135 metreye çıktığı öğrenildi. 40 hektarlık alanı kapsayacağı ifade edilen maden sahasına karşı, 22 Kasım’da kamuoyunda oluşan tepkiler nedeniyle maden şirketi, iş makinalarını alandan uzaklaştırdı. “Özel güvenlik bölgesi”  olması nedeniyle şu an alanda bir çalışmanın yapılıp yapılmadığına ilişkin ise net bir bilgi bulunmuyor.
 
SİYANÜR TEHLİKESİ
 
Maden arama çalışmalarının yapıldığı alana yakın Deasürê (Yaylagünü), Xezko (Otlubahçe), Balîqan (Balikan), Nenko (Aslıca), Remko (Çemberlitaş) ve Qolcû (Kozluca) köylerinin yanı sıra birçok mezra bulunuyor. Bölgedeki Xezkan ve Reşo derelerini besleyen Çilmek Baba Dağları’nda akan sular, birleşerek Munzur Vadisi’ne akıyor. Bölgede maden sahasının kurulması halinde kullanılacak siyanür sonrası oluşturulacak atık su göletlerinde yaşanacak bir yıkım, Munzur Vadisi  için risk oluşturuyor.
 
Dersim’de 1994 yılında “güvenlik” gerekçesi yakılıp yıkılan Munzur Mili Parkı sınırları içerisindeki Xezko köyü de maden arama çalışmasından nasibini aldı. Şu an Ovacık ilçe merkezinde kalan köylüler, 2018-2020 yıllarının sadece yaz aylarında yaylaya çıktıkları zaman köylerine gidebiliyor. Bu yıl Dersim’de Tunceli Valiliği tarafından ilan edilen “özel güvenlik bölgeleri” sınırlarında Xezko köyü de bulunuyor. Bu nedenle Xezkolular, tekrardan köylerinden koparıldı. Şu an, köy sınırlarında başlatılan maden arama çalışmalarının devam etmesi halinde ise, köylerinin tamamen yok olacağını belirtilen yurttaşlar, maden projesine karşı olduklarını ve herkesin projeye karşı kendilerine destek olmasını istiyor.
 
'MADEN SAHASI İSTEMİYORUZ’
 
Maden arama çalışmaları kapsamında köylerinde 15 Kasım’da başlatılan sondaj çalışmasını bir gün sonra öğrendiklerini ifade eden Xezko Köyü Muhtarı Celal Sayılı, sondaj çalışmasının kaçak bir şekilde yapıldığını belirtti. Söz konusu maden şirketinin Orman Genel Müdürlüğü’nden izin alması halinde tekrardan çalışmalara devam edebileceği uyarısında bulunan Sayılı, “Arazilerimiz yapılan sondaj çalışmaları ile hemen hemen iç içe.  Alana gittiğimizde sondaj çalışması yürütenler bizlere, ‘Evler yıkılmış, köyde kimse yaşamıyor’ dediler. Doğrudur, orada kimse yaşamıyor ama orası bizim köyümüzdür. Oradaki arazilerimizin hepsi tapulu ve bizler yazın köyümüze gidiyoruz. Maden ayrıştırmasında siyanür kullanılacağı söyleniliyor. Herkes yaşanacak tahribatın farkında. Daha önce zarar görmüş bir köy ve biz tekrar zarar görmek istemiyoruz. Orada ikinci bir mağduriyeti yaşamamamız için bütün herkesin, bu maden sahasına, demokratik hakkını kullanarak karşı çıkmasını istiyoruz” çağrısında bulundu.
 
‘KÖYÜMÜZ YOK OLURSA ÖLÜRÜZ'
 
Xezko Köy Derneği Başkanı Ali Şimşek (72) ise köylerinin yakılması ile uzun yıllar köyleri ile irtibatlarının kesildiğini belirtti. Birkaç yıldır köye gidip arıcılık yaptığını dile getiren Şimsek, “Maden sahası açıldığında köyümüze tekrar gidemeyeceğiz. Köyümüz zehirlenir, yok olur. Köylerimiz yok olursa bizde ölürüz. Mezarlıklarımız ve değerlerimiz halen orada. Oranın yok olmasını hangi adalet, vicdan ve insanlık kabul eder? Bizler oranın yok olmasını nasıl kabul edebiliriz? Bu nedenle maden çalışmasına kesinlikle karşıyız ve maden istemiyoruz. Elimizden gelene kadar bütün kanuni yolları kullanarak bu madene karşı çıkacağız” dedi.
 
ALTIN MADENİ
 
Bakır madeni için çalışmaların yapıldığı yönündeki açıklamanın gerçeği yansıtmadığını ifade eden köy sakinlerinden Hıdır Sayılı ise, “Açılmak istenen maden sahası, bakır maden sahası değil altın, maden sahasıdır” bilgisini paylaştı. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi kendi köylerinde maden sahasının açılmak istenmesiyle doğaya saldırının gerçekleştiğine dikkat çeken Sayılı, “Bölgemiz aynı zamanda bulunduğu coğrafi konum nedeniyle yabani hayvanların da yaşadığı bir alan. İçinde endemik bitkiler bulunuyor. Çok büyük ormanlık alanların olduğu bölgeler ama yok edilmek isteniliyor” şeklinde konuştu.
 
MÜCADELE VURGUSU
 
Herkese çağrıda bulunan Sayılı, “Bizleri yalnız bırakmasınlar. Bu mücadele uzun soluklu olacak biliyoruz. Ne kadar çok olup bunlara karşı olabilirsek, o kadar geri adım attırabiliriz. Bunlar pervasızca bütün doğaya saldırıyor. Göz göre göre doğamızı yok edecekler ve 20 sene sonra insanlar içecek su bulamayacaklar. Onların umurunda değil ki, altın veya bakır ne ise çıkarıp gidecekler. Orada çorak, cansız bir toprak bırakıp gidecekler. Peki, 20 yıl sonra bizler ne yapacağız? Dolayısıyla, bunun karşısında insanlık için topyekün durmamız lazım” dedi.
 
MA / Cengiz Özbasar