Tutsak yakını: Devletin maskesi zindanlarda düşüyor 2025-11-16 09:23:35   AGIRÎ - Adana’da “kuyu tipi” olarak adlandırılan cezaevinde kardeşini ziyaret eden Burhan Kartal, “Zindanlara gidince yüzlerindeki maske düşüyor. Cezaevlerinde özel savaş politikası uygulanıyor” dedi.   Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Özellikle 2021 yılından itibaren devreye konulan S ve Y tipi cezaevi modeliyle tutsaklara ağırlaştırılmış tecrit dayatılması yapılıyor. Kamuoyunda “kuyu tipi” cezaevleri olarak da bilinen bu cezaevlerinde tutsaklara yalnızlaştırma, iradelerini kırma, psikolojilerini bozma ve benliklerini teslim alma gibi dayatmalar yapılıyor.   Ağır hak ihlallerinin yaşandığı cezaevlerinden biri de Adana Suluca 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi. Agirî’den Adana’ya giderek cezaevindeki kardeşini ziyaret eden Burhan Kartal, tutsakların maruz kaldığı hak ihlalleri anlattı. Kartal, kardeşi Metin Kartal’ın (41) 2002’de askeri bir operasyonda yaralı olarak yakalandığını ve sırasıyla Wan, Oltu, Gümüşhane, Xarpêt cezaevlerinde tutulduğunu ve son olarak da Adana “kuyu tipi” cezaevine sevk edildiğini söyledi.    29 Ekim’de kardeşiyle görüşmek için cezaevine gittiğini belirten Kartal, “Daha önceki süreçlerde de bu cezaevine görüşe gitmiştim. Bu cezaevindeki koşullar, 12 Eylül faşist darbesinin getirdiği koşullardan çok daha kötüdür. Belki fiziki olarak o dönem kadar değil ama özellikle psikolojik olarak o dönemden çok daha ağır koşulları var” dedi.   ‘AİLELER YILDIRILMAYA ÇALIŞILIYOR’   Cezaevine gittiği zaman 5 farklı arama noktasından geçirildiğini dile getiren Kartal, “Aramalarda bilinçli olarak zorluklar çıkartıp ailelerin cezaevlerindeki yakınlarını ziyaret etmesini engellemeye çalışıyorlar. Bu tür uygulamalarla aileleri bezdirmeye çalışıyorlar. Arama noktalarını aştıktan sonra görüş için girdiğimiz alanda da yine başka bir zulüm var. Görüş alanında karşılıklı iki ayrı kabin yapmışlar. Bu iki kabinlerin arasında bir boşluk var ve bu boşluğun içinden de gardiyanlar gidip geliyor. Tutsak ve aile ayrı ayrı kabinlere konuluyor. Bununla tutsak ve ziyaretçinin hem birbirilerinin yanlarına gelmesini hem de diğer tutsak ve ziyaretçilerle iletişim kurmasını, bir selam dahi vermesini engellemeye çalışıyorlar. Bu uygulamaya rağmen yan yana gelebilmeyi başaranlar hakkında da tutanaklar tutuluyor ve daha sonra görüş, telefon gibi iletişimleri kesilerek disiplin cezaları veriliyor. Bunun yanında zaten yapılmayan spor gibi çeşitli sosyal aktiviteleri de yasaklanıyor” diye konuştu.   ‘KOŞULLAR ÇOK KÖTÜ’   Devletin bu cezaevi modeline “S tipi” cezaevi dediğini fakat halk arasında “kuyu tipi” cezaevi olarak görüldüğünü söyleyen Kartal, “Bu son gittiğim görüşmede kardeşim yaşananları aktardı. Kardeşim, cezaevindeki koşullarının çok kötü olduğunu söyledi. Kuyu tipi cezaevinin içindeki hücreleri ‘Kümes odalarla’ doldurmuşlar. Tutsakları bu odalara götürüyorlar. Bu odalar sürekli kamera ile gözetleniyor. Ayrıca bu odalarda havalandırma alanı bulunmuyor. Tutsaklar 24 saat boyunca kapalı hücrede kalıyor. Şu an kardeşimle birlikte 2 hasta tutsak bulunuyor. Bu hasta tutsaklardan biri 70 yaşındadır. Bu insanlar havalandırmaya bile çıkamıyor. Diğer yandan siyasi tutsakların koğuşlarını birbirinden uzak yerlere koyuyorlar. İki siyasi koğuş arasına İŞİD’li çetelerin koğuşlarını koyuyorlar. Bu kişilerde çıkardıkları gürültüyle siyasi koğuştaki insanları rahatsız ediyor” ifadelerini kullandı.   ‘MASKELERİ, ZİNDANLARDA DÜŞÜYOR’   Tutsakların yeme-içme noktasında da sorunları yaşadıklarını aktardığını ifade eden Kartal, “Başlayan sürecin zindanlara zerre miskal yansıması olmamış. Aksine zindanlarda tecridi daha derinleştirmişler. Tutsakları tamamıyla yalnızlaştırma politikası uyguluyorlar. Bu da ikiyüzlü politikalarını gösteriyor. Bir maskenin arkasına gizleniyorlar. Zindanlara gidince yüzlerindeki maske düşüyor. Bütün cezaevlerinde özelliklede Adana Kuyu Tipi Cezaevinde özel savaş politikası uygulanıyor” şeklinde konuştu.   Tutsakların kamuoyunun seslerini duymasını istediğini vurgulayan Kartal, “Bir an önce zindanlarda uygulanan politikalara karşı adım atılması gerekiyor. İnsan haklarını savunan kurumların devreye girmesi gerekiyor. Meclisteki İnsan Hakları Komisyonun zindanlara bir heyet gönderip yaşananları yerinde gözlemlemesi gerekiyor” çağrısını yaptı.    MA / Ömer Akın