3 milyon insan köye dönüş için çözüm bekliyor 2025-11-21 09:15:52   MERSİN - Çukurova GÖÇ-DER Eşbaşkanı Mehmet Ali Oral köy koruculuğu, mayınlı bölgeler ve mera yasakları kaldırılmadan sürecin ilerlemeyeceğini belirterek, "Üç milyon insan köylerine dönmek için çözüm bekliyor" dedi.   Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında Kürt Özgürlük Hareketi gerilla güçlerini geri çekerek olası çatışma risklerini azalttı. Devlet kanadında ise halen somut bir adım sözkonusu değil. Sürecin pratikleşmesi biraz da devletin geçmişle yüzleşmesiyle olacak. Yine çözüm bekleyen temel bir başlıkta zorunlu göçlerin geri dönüşü ve köylerin yeniden inşası. Çukurova Göç İzleme ve Araştırma Derneği (Çukurova GÖÇ-DER) Eşbaşkanı Mehmet Ali Oral, yüz yıllık zorla göç politikasını ve geri dönüşün önündeki engelleri hatırlatarak barışın gerçek bir yüzleşmeyle mümkün olabileceğini ifade etti.   GÖÇÜN TARİHSEL SÜRECİ   Türkiye’deki göç tartışmalarının yüz yıllık devlet politikalarının bir sonucu olduğunu belirten Mehmetali Oral, zorunlu göç ile zorla göçün bugün hala en temel ayrım olduğunu vurguladı. 1925'ten 1990’lara kadar süren zorla göç uygulamalarının milyonlarca insanı yerinden ettiğini hatırlatan Oral, "Zorunlu göç afetlerde ve bazı savaşlarda olur ama zorla göç, insanları zorla göçe mecbur etmektir. Köylerin yakılması, insanların infaz edilmesi 1925’e kadar gidiyor. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında mecburi iskan yasası çıkarılıyor ve bu uygulamalar 1930’lar, 1938'ler 1950’ler ve 1990’lara kadar devam ediyor. 3 bin 428 köy ve mezra yakıldı, üç milyona yakın insan 1990–2024 arasında metropollere sürgün edildi. Köyleri yakılmış, arazileri alınmış, hayvanları telef olmuş üç milyon insanın geri dönüşü nasıl sağlanacak? Toplumsal barışı sağlamak istiyorsan devletin bu halktan özür dilemesi gerekiyor" diye belirtti.   ATILMASI GEREKEN ADIMLAR   Oral, geri dönüşün yalnızca siyasi bir karar olmadığını, köylerdeki fiili engeller kaldırılmadan milyonlarca insanın geri dönemeyeceğini ifade etti. Koruculuk sistemi, mayınlı alanlar ve mera yasaklarının geri dönüşü pratik olarak imkansızlaştırdığını ifade ederek, "Bir halkın köyüne dönebilmesi için köy korucularının oluşturduğu engellerin kalkması gerekiyor. İnsanlarımız arazisini süremiyor, hayvan besleyemiyor, çiftçilik yapamıyor. Korucular çekilmediği sürece geri dönüş mümkün değildir. Devletin mera ve orman yasakları, mayınlı bölgeler var, bunların kaldırılması ve temizlenmesi gerekiyor. Devlet yıktığı evleri yeniden inşa etmelidir. Ekonomik ve yerleşim imkanları sağlanırsa insanlar köylerine döner. Gençler metropollerde madde bağımlılığı, hırsızlık, fuhuş gibi sorunlarla karşılaştı. Göç ettirilme nedenlerinden biri asimilasyondur. Karadeniz ve İç Anadolu'ya gönderilen insanlar asimile olmuş durumda. Göçler bugün en yoğun Mersin, Adana, Antep, İç Anadolu, Ege ve Marmara’dadır, özellikle İstanbul ve İzmir’de" ifadelerini kullandı.   'ÖCALAN'LA GÖRÜŞMEYEN KOMİSYONA HALK İNANMAZ'   Abdullah Öcalan'ın başlattığı sürecin Meclis’e taşınmasının kritik bir döneme işaret ettiğini belirten Oral, komisyonun sıradan bir yapı değil çözüm komisyonu olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Oral, halkın beklentisinin sürecin hızla tamamlanması ve geri dönüş koşullarının oluşturulması olduğunu belirterek, "Meclis Komisyonu bir çözüm ve anayasa değişikliği komisyonudur. Araştırma raporu Meclis Başkanı’na sunulacak, karma komisyon yeniden değerlendirecek ve yasalaşma süreci başlayacaktır. Halkımız sorunun bir an önce çözülmesini istiyor, üç milyon göçmenimiz köylerine dönmek istiyor. Şimdi devlet toplumsal barışı mı sağlamak istiyor, süreci yaymak mı istiyor, yoksa yasal düzenleme mi yapmak istiyor? Eğer bu yasal düzenleme ise uzun vadelidir. Meclis’te görüşülmeden hiçbir düzenleme geçerli olmaz. Biz göç platformu olarak raporumuzu Meclis'e sunduk. Umarız geçmiş araştırma raporları gibi olmaz. Asıl muhatap sayın Abdullah Öcalan’dır. Onunla görüşmeyen bir komisyonun raporu inandırıcı olmaz ve halk inanmaz. Tek muhatap Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’dır, böyle olursa komisyonun hazırlayacağı rapor amacına ulaşır" dedi.   MA / Abdulkadir Ayten