Avrupa ülkeleri Türkiye’deki konsolosluklarını neden kapattı? 2023-02-06 09:07:11   İSTANBUL - Türkiye’deki konsoloslukların kapatılmasının arkasında, seçim öncesi AKP’nin de işine gelecek bir saldırı olabileceği gibi iktidarın politikalarından rahatsızlık duyan ülkelerin yaptırımı da olabileceği belirtildi.     ABD Büyükelçiliği’nin 27 Ocak’ta yayımladığı güvenlik uyarısının ardından birçok İngiltere, Almanya, Hollanda, Fransa, Kanada, İsviçre ve Belçika da benzer açıklamalar yapıp, İstanbul’da özellikle Taksim civarında bulunan konsolosluklarını geçici olarak kapatma kararı aldı. Güvenlik uyarısının yabancı misyonları, kilise ve sinagoglar ile turistik noktaları hedef alabilecek bir eyleme ilişkin alınan bir istihbarata dayandığı açıklandı.   Konsoloslukların kapatılması tartışmaları beraberinde getirirken, İçişleri Bakan Süleyman Soylu, konsolosluklarını kapatan ülkeleri Türkiye’ye karşı “psikolojik harp” uygulamakla suçladı. Daha sonra konsolosluklarını kapatan ülkelerin büyükelçileri ve temsilcileri, Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Görüşmelerin ardından açıklama yapan Bakan Mevlüt Çavuşoğlu da, konsoloslukları kapatma kararını “maksatlı” bulduğunu belirtti.    Gazeteci Musa Özuğurlu, konsoloslukların kapatılması ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi.    OLASI İHTİMALLER    Konsoloslukların kapatılmasının birkaç başlık altında değerlendirilebileceğini belirten Özuğurlu, bunlardan birinin seçim sürecinde halkın demokratik katılımını engellemeye dönük bir takım saldırılar, diğer ihtimalin ise Türkiye’ye karşı bir baskı aracı olabileceğini söyledi. Özuğurlu, “Batı ülkelerin böyle bir kararı almış olmasında, gerçekten bir ‘istihbarat’ bilgisinin olup olmadığına bakmak gerekiyor. Çünkü bu ülkelerin karşılıklı iddiaları var. ABD ve İngiltere’nin daha önce yaptığı bir takım açıklamalar vardı. İngiltere’nin açıklaması daha ayrıntılıydı ve belli merkezlerin isimleri anılarak, özellikle dini merkezler ve figürlere yönelik saldırı olacağı iddiası söz konusu oldu. Bunların irdelenmesi lazım” diye belirtti.    YAPTIRIMLARIN İŞARETİ Mİ?   Batı ülkeleriyle Türkiye arasında “güvenlik” konusunda sıkı bir işbirliği olmasına rağmen istihbarat bilgisinin Türkiye ile paylaşılıp paylaşılmadığının bilinmediğine dikkat çeken Özuğrulu, bu durumun kafa karışıklığına neden olduğunu söyledi. Saldırı ihtimali dışında Türkiye'nin diğer ülkelerle devam eden sorunlardan kaynaklı batının bir yaptırım uygulama ihtimalinin de olduğuna işaret eden Özuğurlu, özellikle İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik süreci, AKP’nin iktidarda kalıp kalamayacağı ve son zamanlarda Türkiye ile Rusya arasında yaşanan ilişkilerin batıyı rahatsız ettiğini söyledi.     Türkiye’nin Rusya ile ilişkisinin ABD’yi ciddi anlamda rahatsız ettiğinin altını çizen Özuğurlu, “Diğer bir husus ise ABD’nin Suriye politikası özellikle Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ilgili olarak tanımlamaları Türkiye’ninkinden çok farklı. Türkiye SDG’yi kendi varlığına bir tehdit olarak görüyor ya da ‘terör örgütü’ olarak tanımlıyor. Fakat ABD aynı tanımlamayı yapmıyor ve Türkiye için bir tehdit yaratmadığı kanaatinde. Bir takım tanımlamalarda ortak olsalar bile bu konuda farklı düşünüyorlar” dedi.    SEÇİM ÖNCESİ SALDIRI    DAİŞ’in son süreçte daha çok hücresel bazda kaldığını ancak bunun yeni eylemler yapmayacağı anlamına gelmediğini ifade eden Özuğurlu, DAİŞ’in bir takım istihbarat örgütleri tarafından kullanılmaya müsait olduğunu söyledi. Özuğurlu, şöyle devam etti: “Türkiye, batı nezdinde özellikle Kuran yakılmasıyla ilgili geliştirdiği retoriği tamamen tersine çevirebilir. Bu nedenle eğer böyle bir iş gerçekten planlanmışsa birçok noktayı harekete geçireceğini düşünüyorum. Ayrıca seçim öncesi böyle bir patlama olma durumu en çok iktidarın işine yarar. Bunun kime yükleneceği ve kimlerin hedef gösterileceği de ayrı bir tartışma konusu. Bu anlamda çok geniş ve katmanlı düşünmemiz lazım.”