Faili serbest bırakıldı ama kalemi yerde kalmadı 2023-06-07 09:15:40   AMED - “Kaleminiz kırılacak” tehditlerinin ardından 31 yıl önce Hizbullah tarafından katledilen Özgür Gündem Gazetesi muhabiri Hafız Akdemir’in faili serbest bırakıldı ancak kalemi yerde kalmadı.    Kurdistan’da 1990’lı yıllarda işlenen cinayetlerin faili olan Hizbullah üyelerinin 2019’dan sonra tahliye edilmesi, devlet-Hizbullah ilişkisini bir kez daha gündeme getirdi. Hizbullah üyelerinin tahliyesinin önünün açılması, siyasi kanadı olan Hür Dava Partisi ile AKP’nin “seçim” adı altında ittifakını getirdi.    AKP ile Hür Dava Partisi’nin ittifakının tartışıldığı bu günlerde, 8 Haziran 1992’de Hizbullah tarafından katledilen Özgür Gündem Gazetesi Amed muhabiri Hafız Akdemir’in 31’inci ölüm yıldönümü karşılanıyor.    GAZETE BİNASINA ‘SIRA SİZDE’ NOTU   Özgür Basın hayatına Yeni Ülke Gazetesi’nde başlayan Akdemir, gazetenin kapatılmasının ardından Özgür Gündem Gazetesi’nin Amed muhabiri olarak çalışmalarını sürdürdü. 1990’lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetleri, köy yakmaları ve yaşanan birçok hak ihlalini kamuoyuna duyuran Akdemir, bu dönemde tehditler almaya başladı. Türkiye’nin karanlık dönemleri olan bu günlerde, gazetenin kapısına "Kaleminiz kırılacak, sıra sizde" tehdidinin yer aldığı bir not bırakıldı. Daha sonra Akdemir, polislerin kimlik kontrolü sırasında "Yazdıklarına dikkat et" denilerek tehdit edildi.    8 YIL BOYUNCA İLERLEME OLMADI   Akdemir, 8 Haziran 1992'de ise gazetenin Amed bürosuna giderken, bugün adının verildiği Sur ilçesi Melik Ahmet Caddesi üzerindeki Hafız Akdemir Sokağı'nda uğradığı silahlı saldırıda katledildi. Akdemir’in katledilmesiyle ilgili başlatılan soruşturmada, 8 yıl boyunca hiçbir ilerleme kaydedilmedi. 90’lı yıllarda devlet tarafından kullanılan Hizbullah sorumlusu Hüseyin Velioğlu’nun, 17 Ocak 2000’de İstanbul Beykoz'da bulunan bir villada öldürülmesinin ardından Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan Hizbullah Ana Davası’nda yer alan 31 sanığa yöneltilen 188 cinayet arasında Hafız Akdemir’in katledilmesi de yer aldı.    FAİL KISA SÜRE SONRA SALIVERİLDİ    Cinayetin tetikçisi olduğu belirtilen Hizbullah üyesi "Hüseyin" kod adlı Cihan Yıldız ise, 2008 yılında İnterpol tarafından Avusturya’nın başkenti Viyana'da yakalanıp getirildiği Türkiye’de, Akdemir’in de aralarında olduğu 11 cinayetten sorumlu tutuldu. Yargılama sonucunda Yıldız, 6 cinayet ve 2 silahlı yaralama suçundan müebbet hapis cezasını çarptırıldı. Yıldız, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “adil yargılanma hakkının ihlali” kararıyla diğer Hizbullah hükümlüleri ile birlikte 11 yıllık tutukluluğun ardından salıverildi.    KATLEDİLDİĞİNDE YANINDAYDI    Akdemir’in katledildiği sırada yanında olan yeğeni Veysi Polat, olaya dair tanıklığını anlatırken, faillere dönük cezasızlık politikasını değerlendirdi. Polat, Yeni Ülke Gazetesi’nde çalışan Akdemir’in yanında bir süre sonra çalışmaya başladığını ifade ederek, “Evimize bitişik olduğu için her sabah beraber gidip geliyorduk. 8 Haziran’da Melik Ahmet Caddesi üzerinde bulunan Palu Sokak’ta sabah saat 08.25 sıralarında iki el ateş edildi, kafasından vurulmuştu ve bana da bir el ateş edilmişti. O anki refleks ile katilin peşinden gittim. Daha sonra hastane süreci başladı. İki, üç saat yaşam mücadelesi verdikten sonra hayatını kaybetti” diye anlattı.    CENAZESİ HASTANEDEN KAÇIRILDI   Polat, katledilen Akdemir’in cenazesine de saldırı olduğunu belirterek, cenazenin kaçırılma sürecini şöyle anlattı: “O dönem fiziki olarak ortadan kaldırmasının ötesinde naaşına yapılan saygısızlıktı. Sadece öldürülmedi Hafız, Hafız’ın naaşı hastaneden kaçırıldı. Daha sonra Mardin Kapı Mezarlığı’na defnedildi. Biz bu durumu kabul etmeyince, ısrarlarımız sonucu Sisê köyüne götürdük ve burada defnettik. Bu Hafız’ın vasiyetiydi. Orada polis ve askerlerin saldırılarından, baskılarından dolayı defin sırasında kanlı kefenle gömmek zorunda kaldık. O dönemde biz helalliğini de alamadık, namazını da kılamadık.”   ‘COĞRAFYADA YAŞANANLARA KAYITSIZ KALMADI’    Polat, Özgür Basın’da ve ailesi içerisinde sevilen biri olan dayısını, “Hafız, kişiliğiyle, ahlakıyla, çalışkanlığıyla örnek biriydi. Bu coğrafyada yaşananlara karşı kayıtsız kalmadı. Nerede bir hukuksuzluk varsa, oraya koşan bir gazetecilik refleksi vardı. Ailemizin de en dürüst, en sevilen, en kültürlü üyelerinden biriydi” şeklinde anlattı.   TÜRKİYE’NİN KARANLIK TARİHİ    90’lı yıllarda baskıların sadece gazeteciler üzerinde olmadığını, gazeteyi dağıtımcılarının ve okurlarına dönük de ciddi baskıların ve saldırıların olduğunu aktaran Polat, “90’lı yıllar Türkiye’nin karanlık tarihidir. Köy boşaltmaları, işkenceler, işkenceyle katledilmeler, faili belli ama ‘faili meçhul’ diye açıklanan ve her gün yaşanan cinayetler, dolayısıyla bu coğrafya bir ateş topuna dönmüştü. Özgür Basın çalışanlarının yaşanan ihlalleri bu coğrafyadaki kamuoyuna değil, Türkiye ve uluslararası kamuoyuna duyurma gibi bir görevleri vardı. Tabi o dönemde sadece Hafız Akdemir değil, görev yaptığımız gazete içerisinde onlarca arkadaşımız, muhabir, gazetenin dağıtımcıları, hatta okurlarına kadar bu coğrafyada bu tür saldırılar yaşandı. Bu gazetenin emekçileri ve okurları, satırlarla, silahlarla, gözaltılarla, baskılarla sindirilmeye ya da fiziki olarak ortadan kaldırılmaya çalışıldı” diye konuştu.   DEVLETİN ÖZGÜR BASIN RAHATSIZLIĞI    Akdemir’in faili Cihan Yıldız’ın 6 cinayet ve iki yaralama olayından sorumlu olduğunu ancak sadece 11 yıl tutuklu kaldığını, AYM kararıyla salıverildiğini söyleyen Polat, tetiği çeken kişinin önemli olmadığını, Özgür Basın’dan rahatsız olan bir devletin olduğunu söyledi.    Polat, devletin Özgür Basın’dan rahatsızlığına, geleneğin devamı olan Özgür Ülke Gazetesi’nin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararıyla bombalanmasıyla örnek gösterdi.    ‘TANIĞIM AMA YÜZLEŞME OLMADI’    “Bu şahıs aramızda ve sadece 11 yıllık bir tutukluluk süreci var, doğru düzgün bir yargılama süreci yok” diyerek failin cezasız bırakılmasına tepki gösteren Polat, “Bu olayın bir tanığı var, ancak yerim adresim belli olmasına rağmen yargılama sürecinde mahkemeye çağrılmadım, dinlenilmedim ve bir yüzleşme olmadı” ifadelerinde bulundu.    ‘HİÇBİR FAİL YARGILANMADI’   Özgür Basın emekçilerini katleden hiçbir failin yargılanmadığını hatırlatan Polat, sözlerini şöyle sürdürdü: “6 kişiyi katleden, 2 kişiyi yaralayan, birçok karanlık olayda yer alan, tetikçilik yapan kişi elini kolunu sallaya sallaya dışarıda geziyor. Özgür Basın’a saldıran hiçbir fail yakalanmadı. Şimdi yargılama süreci, 4 Eylül 1993 tarihinde Batman'da öldürülen Demokrasi Partisi (DEP) Milletvekili Mehmet Sincar'ın dosyası üzerinden devam ediyor. Hafız Akdemir dahil 6 cinayetle ilgili ise yargılama durdurulmuş durumda. Yurtdışı yasağı var ama cezaevinde yatmış olarak geçirdiği süre göz önünde bulundurarak, tahliye kararı var. Yurtdışı yasağı da Mehmet Sincar davasıyla alakalı. Yoksa 6 cinayet 2 yaralama olayıyla ilgili olarak cezaevinde yatmış olduğu süreç yeterli görülmüş mahkeme tarafından, dolayısıyla Hafız Akdemir soruşturmasında ve diğer 5 ayrı cinayet soruşturmasından herhangi bir yargılama söz konusu değil” diye belirti.   ‘GAZETECİLERİN ALANI DARALTILDI’   90’lı yıllardan bugüne Özgür Basın emekçileri üzerinde baskıların sürdüğüne vurgu yapan Polat, “90’lı yıllarda fiziki olarak ortadan kaldırma, bombalama, katletme, yok etme yöntemi vardı, 2000’li yıllarda ise gazetecilerin alanı daraltıldı. Özellikle Özgür Basın çalışanlarına yönelik soruşturmalar, internet sitelerine erişim engelleri, toplatma kararları, açılan dava ve verilen cezalarla birlikte bir sindirme süreci başladı. Daha sonra onlar için erişim engelleri ve toplama kararları yeterli olmayınca Özgür Basın geleneğini devam ettiren arkadaşlarımız tutuklamalarla karşı karşıya kaldılar. Geçen yıl 16, bu yıl da yine seçim öncesi birçok meslektaşımız cezaevine konuldu. O dönemin silahı, satırı, bombası günümüzün dört duvar arasına tutsak etme süreciyle devam ediyor” dedi.    Polat, Hafız Akdemir’in kaleminin yerde kalmadığını ifade ederek, “Onun arkasından onlarca, yüzlerce Özgür Basın geleneği içerisinde yer alan emekçi arkadaşlarımız var, O’nun kalemi yerde kalmadı, kalmayacak” sözlerinde bulundu.   MA / Cengiz Özbasar - Rewşan Sağlam