Korucuyla ağaç pazarlığı: Sürekli kesiyoruz, güvenliği askerler sağlıyor

HABER MERKEZİ - Sadece asker ve ağaç kesimi yapan kişilerin girebildiği Besta'da kıyımı organize eden B.B. ile bir oduncunun pazarlık kayıtlarına ulaştık. Yıllardır kesim yaptıklarını belirten korucu,"Anlaşırsak size ayarlayabiliriz. Güvenlik açısından hiçbir sıkıntısı yok. Askeri bölgeler, üsler var orada. Güvenliği sağlıyorlar” sözleriyle dönen çarkı anlattı. 
 
Şırnak'ta 1990'lı yıllardan bu yana "özel güvenlik bölgesi" olan ve tamamen askeriyenin kontrolünde bulunan Besta bölgesindeki ağaç kesimi sürüyor. Kıyımı yapıldığı bölgeye sadece kesim yapan korucular ve kişiler alınıyor. Bölgede tapulu arazileri bulunan kişiler, "özel izin" almaları halinde bölgeye girebiliyor. Sivil toplum örgütleri ve Şırnak Barosu tarafında bölgede yaşanan tahribata dair resmi mercilere yapılan başvurular ise yanıtsız bırakılıyor. Söz konusu nedenlerden kaynaklı bölgede ne kadar ağacın kesildiği, kalekol ve askeri üs bölgeleri için yapılan yollar nedeniyle doğaya ne kadar zarar verildiğine dair net bir bilgiye ulaşılamıyor. 
 
 
ODUNCUYLA PAZARLIK 
 
Kesilen ağaçların satışını organize eden korucu ve aynı zamanda muhtar olan B.B. ile pazarlık yapan bir oduncunun telefon kayıtlarına ulaştık. B.B., telefon görüşmesinde dosya haberimizin bir önceki bölümünde geçtiğimiz bilgileri teyit ediyor. 
 
Güvenlik gerekçesiyle adını ve sesini paylaşmadığımız oduncu ve B.B.’nin diyalogu şöyle: 
 
- Oduncu (O): E.B. ile görüştük, kendisinin satış kısmıyla ilgilenmediğini söyleyerek, bizi size yönlendirdi.
 
- B.B.: He, çocuklarıyla beraber biz ilgileniyoruz, kesim falan yapıyoruz buradan. 
 
- O: Şimdi biz oradan nasıl odun alabiliriz? 
 
- B.B.: Valla abi biz odunları normalde şey olarak, kamyonla fişlerini kesip, Mardin’e gönderiyoruz. Urfa’ya gönderiyoruz. Maraş’a gönderiyoruz. Diyarbakır’a gönderiyoruz. Ama hiç Mersin’e göndermedik doğrusunu isterseniz. 
 
- O: Peki getirme şansımız olur mu?
 
- B.B.: Sizi pek fazla tanımadığımız için ne dersek boş çıkar. Sadece E. amcam aradı diye. Bizim müşterilerimiz bellidir. Onlara götürüyoruz. Benim amcaoğlum şimdi aradı ilgilen dedi. Odun falan istiyorlar. Şimdi siz nasıl istiyorsunuz? Burada mı istiyorsunuz? Mersin’de mi istiyorsunuz? 
 
- O.: Fark etmiyor. Biz nasıl alabiliriz diye soruyoruz. Kendimiz de gelir oradan alırız. Ya da siz gönderiyorsanız, siz de gönderebilirsiniz. 
 
- B.B: Valla şimdi kamyoncularımız pek fazla Mersin’e yanaşmıyorlar. Başka bir arkadaş da çıktı. Belki sizinle alakalıdır, büyük ihtimal. Bizden istedi, göndermedik kamyonlarımızı. Kamyonlarımızla sadece Urfa, Maraş arasında çalışıyoruz. Yani Mersin’i biraz şey yaptık da onay vermediler. 
 
- O.: Antep ya da Urfa’dan da alabiliriz biz...
 
- B.B.: Şimdi kendi kamyonlarınız var mı sizin? 
 
- O.: Kendi kamyonumuz yok. Onları ayarlayacağız artık. 
 
- B.B.: Ha, siz ayarlayabilirsiniz değil mi?
 
-O.: Biz onu ayarlarız. 
 
- B.B.: Şimdi bizim burada gelecek olan varsa pahalı geliyor. Ama sizin orada gelseler, basılı olsa biraz daha kırımlı geliyorlar. Şimdi bizimki tonajı 500 deseler, oradaki 450 derler. Bizimkiler biraz fazla istiyorlar. Ondan diyorum siz gönderirseniz daha şey olur. Daha tasarruflu olur bence. 
 
-O.: Biz gönderirsek daha tasarruflu olur yani?
 
- B.B.: Siz normalde odunu nereden alıyorsunuz?
 
- O.: Çorum’dan geliyor abi normalde. 
 
- B.B.: Çorum’dan mı geliyor size?
 
- O.: Bu sene biraz kıtlık var sanırım? Onunla alakalı bir durum var. Şimdi sorduk soruşturduk. 
 
-B.B.: Peki, siz daha önce Şırnak’ta aldınız mı? 
 
-O.: Yok daha önce almadık.
 
-B.B.: Hiç bu taraftan almadınız?
 
- O.: Hiç almadık. Biz de soruşturuyorduk öyle; Bizim bir TIR şoförü var Y.O... Öyle ulaştık size. 
 
- B.B.: Yani abi şimdi anlaşırsak, yani bizim burada da odun şimdi azaldı. Valla bugün boştayız. Bugün yükleme yapmadık. Dün 3 tane kamyonumuz yüklendi. Urfa, Maraş’a gönderdik. Ama bugün hiç yükümüz yoktu gerçekten. Yani sahada depoda odun kalmamış çok da az geliyor. Şu an kesimciler azaldığı için az geliyor. Ama sizle bir anlaşma yasarsak, bir pazarlığımızı yapsak anlaşırsak, buradan size ayarlayabiliriz. Kamyonu süren buraya gelirse, yükleyip, fişlerini kesip gönderebiliriz. 
 
-O.: Abi şimdi biz nasıl yapacağız?
 
-B.B.: Abi şimdi sizin aldığınız fiyat ne kadar orada?
 
-O.: Burada normalde ortalama 700 ile bin arası dönüyor. 
 
-B.B.: Ha, nakliye hariç. O zaman 700’e geliyor. Valla sizin orada 700’e geliyorsa demek ki çok ucuza alıyorsunuz. Bizim bu taraf daha pahalıdır. Şimdi ben Maraş’a getiriyorum. Orada boşaltıyorum. Her şey bana ait.  Bin 750 TL’ye veriyorum ton başı. 
 
-O.: Nakliyesiyle değil mi?
 
-B.B.: Evet, her şey dahil. Hiçbir şeye karışmıyorlar. Her şey bana ait. Kamyonumu tutuyorum. Yüklüyorum. Vergisini veriyorum. Yükleme parasını veriyorum. Fiş parasını veriyorum. Her şey bana ait. Gönderiyorum, Maraş’a boşaltıyorum. Bin 750 TL paramı hesabıma atıyor. Yani o şekil. 
 
-O.: Her şey dahil bize ne olur? Bir de bu işleyiş nasıl oluyor çok bilmiyoruz? 
 
-B.B.: Şimdi bizim oraya kamyon bulmamız biraz zor olur ya. Kamyonu siz gönderseniz. Her şey burada bize ait olsa. Yükleme parası. Fiş parası falan masrafları falan hepsi bize ait. Biz burada kamyonunuzu yükleriz. Kantara getiririz. 1270 TL’den size veririz. Artık ne kadar kira istiyorsa kamyoncunuz o kadar verirsiniz. O zaman hesabınızı siz yaparsınız. 
 
-O.: Şimdi kamyoncular bize ait olursa bize maliyeti ne olur?
 
- B.B.: Valla şimdi tam olarak daha önce odunlar daha ucuzdu. Daha ucuza veriyorduk. Yani kesimciler de bize ucuz veriyordu. 100 TL. Şimdi 100 TL biraz zamlanmış burada. Biz 1250 TL’ye veriyorduk. Biraz masraflarda yükselmiş. Biz 20 TL daha ekledik. 1270 TL’ye size burada yükleyip, hazır bir şekilde getirip, kamyon da size ait olacak masrafları falan siz götüreceksiniz artık. Devletin fişini de kesiyor. Oradan da bir 5-6 milyar (bin) gidiyor. Bir de kamyon yüklemesi falan 3-4 milyar (bin) masrafı var. 
 
-O.: Peki, siz Urfa ya da Maraş’a kadar getirirseniz ne kadara olur? 
 
- B.B.: Valla ben Urfa, Maraş’a kadar getiriyorum. 1650 TL’ye veriyorum orada. Maraş’a geldiği zaman Bin 750’ye veriyorum. Orada boşaltıyorum. Her şey bana ait. 
 
-O.: Peki, bir araç kaç ton alıyor, siz yüklediğinizde. 
 
- B.B.: Valla şimdi Urfa’ya yüklediğimiz zaman bazen 44 ton da yüklüyoruz. Bazı şoförler de diyorlar; kantarını yükleyeceğiz. Şimdi TIR’ların sabit yükü 28’dir. 28 ton yüklüyorlar trafik kurallarına uymak için. Ama bazıları da tam yükleyin diyorlar. Geçenlerde bir tane yükledik 44 buçuk ton aldı. Bazıları da 28. 30 da atan var 35 de atan var. Yani bu şekilde değişiyorlar. 
 
-O.: Peki, sizin de elinizde olursa istediğimiz kadar alma şansımız var mı?
 
-B.B.: Yok o kadar. Her gün işte 4-5 kamyon gönderebilirsin desen gönderemeyiz. Çünkü odun sahada çok azaldı. Ben de en son dün yükledim. Zar, zor 4 kamyon yükleyebildim. Gönderdim. Bugün sahayı dolaştım, gezdim. Tek bir kamyon da bulamadım. 
 
-O.: Kesim yok muydu?
 
-B.B.: Şu an yok. Cumartesi, Pazar kesiyorlar. Sahaya indiriyorlar. Biz de kamyonları getiriyoruz. Oradan yükleyip götürüyoruz. 
 
-O.: Peki, fiş dediniz ya. Bu orman Müdürlüğüne kesiliyor değil mi?
 
-B.B.: Hı, hı. O bize aittir. Devletimize vergi veriyoruz ya, odur. 
 
-O.: Kamyon başı ne kadar fiş kesiliyor ki? 
 
-B.B.: Valla ortalama 5 bin TL kesiyorlar. 
 
-O.: Sizden de çok alıyorlar öyleyse?
 
-B.B.: He, çok alıyorlar ya. En az 4-5 milyar (bin) kesiyorlar. Yani onlar da pahalı. 4,5 kesen var, 5 kesen var. 6 kesen var. Tonaj başı değişiyor. 
 
-O.: Güvenlik noktasında endişe duyuyoruz. Oraya geldiğimizde nasıl alabiliriz? Yani kırsala girebiliyor muyuz? Yoksa gelip sizin topladığınız bir yer mi var? 
 
-B.B.: Şimdi topadığımız bir yer. Biz saha açıyoruz. 
 
-O.: Kent merkezinde mi?
 
-B.B.: Yok. Köye yakındır. Askeri bölgeler, üsler falan var zaten orada. Yani güvenlik açısından hiçbir sıkıntısı yok. O traktörle sahaya getirenler onlar tehlikede ama kamyoncuların yol güvenliği yüzde 100. Biz gidiyoruz. Yani zaten kuleler var. Bir sürü kule var. Güvenliği sağlıyorlar. Bir sıkıntı yok orada. 
 
-O.: Siz sağlıyorsunuz yani?
 
-B.B.: Yok, yok. Öyle bir şey yok. Allah’a şükür rahattır şu an. 
 
-O.: Bu aralar elinizde olmadığını söylediniz. Ne zaman olur tahmini? 
 
-B.B.: Valla tahmini, şimdi Cumartesi, Pazar yoktur. Çünkü ormancılar fiş kesmiyorlar. Mesaisi yok, onlar tatil yapıyorlar. Pazartesi buradan çıkartabiliriz kamyonu. 
 
-O.: E. ile görüştük biz. O da kesimler bu aralar yok dedi. Yol olmadığı için mi kesim biraz durmuş?
 
-B.B.: Kesimler çoğu tarafta, askeri ihaleler var. Hepsi oralara çekilmişler. Askeriye için ihaleler açılmış onların odunları falan kesiyorlar. O yüzden bizim kesimciler biraz azalmış. Ondan fazla odun gelmiyor. Şimdi bir ay önce deseydiniz, 20 kamyon, 30 kamyon deseydiniz gönderebilirdik. 
 
-O.: Günlük değil mi?
 
-B.B.: He, günlük gönderebilirdik. Ama şu an çok azalmış.
 
-O.: Siz geçen yıl da gönderiyor muydunuz? Sanki geçen yıl da çok geliyordu oradan bu taraflara...
 
-B.B.: He, çok geliyordu. Bu kaç senedir sürekli kesiyoruz burada. Kesimlerimiz sürekli vardı. Bu 30-35 senedir var. 
 
-O.: Son 2-3 yıl çoğaldı sanki?
 
-B.B.: Son 2-3 yıl bu pençe (Pençe adlı operasyonlar), bu terör nedeniyle kesimler daha da çoğaldı. İşte güvenlik nedeniyle. O yüzden daha çok geliyorlar. 
 
MA / Azad Altay - Ahmet Kanbal