Mersin Şehir Hastanesi'nde sorunlar diz boyu

img

MERSİN - 1 yıldır hizmette olan Mersin Şehir Hastanesi’nde, hem hastalar hem de çalışanlar için sorunlar bitmek bilmiyor. Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan, ticarethane mantığı ile işletilen bu hastanelerin hem sistemsel hem de iyi hekimlik değerleri açısından sürdürülebilir olmadığını ifade etti.

Türkiye'nin kamu-özel iş birliğiyle hayata geçirilen ilk şehir hastanesi projesi olan ve yapımı üç yılda tamamlanan Mersin Şehir Hastanesi, 1 yıldır hizmette. Otel konforunda tek kişilik odalar, kapıda karşılayan valeler, hastane içinde golf arabalarıyla gezdirilen hastalar şeklinde şaşalı tanıtımlarla hizmete sokulan hastane, geçen bir yıl içerisinde hastaların ve hastanede çalışan sağlık emekçilerinin sorunlarına yanıt veremez hale geldi. Her şeyden önce kent merkezinden hastaneye ulaşabilmek için bile 2 araç değiştirmek gerekiyor. Devası yapısı ile gidilmek istenen servisi bulmak için bile neredeyse dakikalarca çaba harcanmak zorunda. Polikiniklerin önleri tıka basa solu. 1550 yataklı hastanede, bloklardaki poliklinik ve servislere sadece asansörlerle gşidilebiliniyor, çünkü merdiven yok. 
 
Devlet memuru olarak yaklaşık 2 bin 500 emekçi ve 8 ayrı taşeron firmaya bağlı olarak da 750 üstünde işçinin çalıştırılan çalışma koşulları da olukça ağır.
 
Buna rağmen Mersin İl Sağlık Müdürü Sinan Bahçacı, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Mersin Şehir Hastanesi'nin İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin eğitim ve araştırma hastanesi olması için başvuru yaptıklarını paylaştı. 
 
MERSİN TABİP ODASI BAŞKANI: SAĞLIK KURUMUNA ERİŞİM ZORLAŞTI
 
Hastanenin durumunu değerlendiren Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan, sağlık kuruma erişimin ciddi olarak zorlaştığını ifade etti.
 
Sağlık hizmetleri ile ilgili birçok hizmetin özel sektöre devredilmesinin, kamu sektörünün bu işleri yapma kapasitenin zamanla kaybolmasına neden olma riskini barındırdığını belirten Dr. Uğurhan, “Hastanede yatak başına düşen kapalı alan 260 metrekaredir. Oysa gelişmiş ülkelerde bu oran yeni yapılan hastanelerde 150-200 m kare arasındadır. Yatak başına düşen kapalı alanın büyük olması temizlik, enerji tüketimi, bakım onarım giderlerinin artması ve artan maliyetin bir süre sonra karşılanamayacak olması riskini doğuracaktır" dedi.
 
'SAĞLIK BAKANLIĞI'NA DEVREDİLMELİ'
 
Hastaneler kar amacı güdülen ticarethane mantığı ile işletilmemesi gerektiğini söyleyen Uğurhan,
bunun hem sistemsel hem de iyi hekimlik değerleri açısından sürdürülebilir olmadığını vurguladı. 
 
Uğurhan, "Şehir Hastaneleri; uzak, yorucu, kaynakların verimsiz kullanıldığı, pahalı, sağlık işletmesinden ziyade ticari işletme mantığıyla çalışan kamu özel ortaklığı modelidir. Kamu özel ortaklığı olan bu sistem Birleşik Krallık'tan ithal edilmiş bir sistemdir ve Birleşik Krallık'ta 2017 yılında hazırlanan bir raporda, KÖO uygulamalarının İngiliz Sağlık Sistemini (NHS) çökerttiğinden söz edilmektedir. Henüz yolun başında iken bu tarz hastanelerin yapımından vazgeçilmeli, mevcut hastanelerin ise en kısa sürede Sağlık Bakanlığına devri yapılmalıdır" diye konuştu.
 
'SERVİS VE KREŞ YOK'
 
Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası (SES) Mersin Şube Eşbaşkanı Özge Göncü de, Şehir Hastaneleri'nin ücretsiz, nitelikli ve anadilde sağlık hakkına tamamen ters düşen ve sağlık hizmetini özelleştirmeyi baz alan bir uygulama olduğunu ifade etti.
 
Şehir Hastaneleri'nde hastaların “müşteri” olarak görüldüğünü ve halk sağlığını değil, rant odaklı bir sağlık anlayışının Türkiye’de yaygınlaştığını gördüklerini paylaşan Göncü, hastaneye konumu itibariyle de erişimin zor olduğunu ve çalışanlara servis ve kreş hizmeti sunulmadığını belirtti.
 
'ARTAN BİR İŞ YÜKÜ VAR'
 
Yataklı servislerde çalışan hemşirelerin ve temizlikte çalışan emekçilerin iş yükünün yoğun olduğunu belirten Göncü, "Hastanenin optimum büyüklüğün üzerinde planlanmış olması, personel yetersizliği ve şişirilmiş yönetici kadrosu sayısı ile artan iş yükü sebebi ile bu birimlerde çalışan sağlık emekçilerinde sürekli baş ağrısı, tükenmişlik depresyon belirtileri sıklıkla dile getiriliyor. Üçüncü öne çıkan sorun ise, yetkililer tarafından her ne kadar ‘Burası hala Devlet Hastanesi’ dense de, özel sektör tarafından işletilen bir hastane olduğunu için burada çalışan emekçiler yoğun bir şekilde çalıştırılıyor" dedi. 
 
Önceki dönemde kapatılan Devlet Hastaneleri'nde yönetici kadroları ile iletişime geçilerek sorunların çözülebildiğini belirten Göncü, Şehir Hastanesi'nde ise çalışanların sorunları hakkında şu anda muhatap bulmakta güçlük çekildiğine dikkat çekti. 
 
Mersin Şehir Hastanesi'nin kendine yetmeyen durumlarda devlet bütçesinden destek alacağını ifade eden Göncü, "Halkın cebinden çıkacak paranın artacak. Nitelikli sağlık hizmeti yerine fiziki koşulları iyileştirmek için bunun yapıldığı sonucuna varabiliriz" dedi.