İSTANBUL – Ekonomik krizin en fazla hisseden küçük esnafın doların yükselmesiyle işleri iyice düştü. Taksim’de börek dükkanı işleten Hüseyin Kılıç, “Dolar yükseliyor, işler düşüyor. Zamlar peş peşe geliyor. Müşteri tam porsiyon yerine yarım porsiyona istiyor” diyerek durumunu özetledi.
Ekonomik kriz, Euro ve Dolar’daki yükseliş küçük esnafı her geçen gün biraz daha zora koyuyor. İşlerin iyi gitmediğini dile getiren Taksim esnafı, artan zamlardan dert yandı. Mülakat engeliyle öğretmenliğe atanmayan Hüseyin Kılıç (26), açtığı börekçi dükkanında da işlerin ekonomik krize takıldığını dile getirdi.
‘ESNAFTA DURUM VAHİM’
Doların yükselmesinin kendilerini de etkilediğini belirten Kılıç, “Genel satış oranlarımıza baktığımızda bir dengesizlik söz konusu. Bu aralar doğru dürüst ne bir elemanın maaşını ödeyebiliyoruz ne de kendimize bir bütçe ayırabiliyoruz. Etrafımızdaki esnaflara sorduğumuzda onlarda da durum vahim” dedi. Bir zamanlar Taksim’in turistlerin güzide mekanlarından olduğunu anlatan Kılıç, “Turist sayısında bayağı bir azalma var. Eskiden turistler gelip alışveriş yapardı. En azından biraz kazancımız vardı. İlginç olan şey turistlerin yanı sıra yerel insanlar da azaldı. Bu da işlerimize olumsuz yansıyor. Turistlerin sayısındaki azalmayı da iktidarın oraya buraya saldırmasına bağlıyorum. Komşularla sıfır sorunu bıraktı, şimdi Avrupa’ya da saldırmaya başladı. Bu da turistlerin gelmemesini sağladı” diye konuştu.
‘AÇ KALACAĞIM!’
İki usta, bir garson, bir tezgahtar çalıştığını vurgulayan Kılıç, sıkıntılarını şöyle dile getirdi: “Neredeyse 10 bin liraya yakın çalışanların maaşını veriyorum. Kira, elektrik, doğalgaz, tüp, su faturalarının yanı sıra bir de ‘işgaliye parası’ denilen bir illet var. 3 masa için belediyeye ayda 500 lira işgaliye parası veriyorum. Bu işgaliye parasını sadece dışarıda bir çay satmak için veriyorum. Hesapladığımızda gelir gideri karşılamıyor. Bazen altta kaldığımızı bile görüyoruz. Kışın zaten kapatma noktasına geldim. Resmen günlük idaremizi yapıyoruz. Bir gün dükkanı kapalı tutsam aç kalacağım. Böyle bir duruma getirilmişiz.”
‘SÜRÜNMEYE Mİ ŞÜKREDELİM?’
“2 bin 500 börekçiye, 2 bin 500 pideciye, bin 600 garsona, tezgahtara bin 700, kira 6 bin, işgaliyeye 500, imalathaneye 2 bin, elektriğe bin, dükkanın suyuna 350, imalathanenin suyuna 600, imalathanenin elektriğine 650, tüpe 300, una 6 bin TL gidiyor” diye giderlerini sıralayan Kılıç, tepkisini şöyle sürdürdü: “Ufak tefek şeyleri saymıyorum. Kabataslak 26 bin lira giderim oluyor. Ve ben bunu 1-2 liraya sattığım ürünlerden çıkarmaya çalışıyorum. İktidar, insanlara artık ‘şükredin’ kelimesini dayatıyor. Bizi Azerbaycan ve Özbekistan ile değil, Almanya, İngiltere, Fransa ile karşılaştırsınlar. Neyine şükredelim? Sürünmeye mi?”
‘AYDAN AYA ZAM GELİYOR’
Kullandığı malzemelerin fiyatları hakkında da bilgi veren Kılıç, “3 ay önce aldığımız peynirin tenekesi 165 TL iken şimdi 180 TL. Soğan 1.5 liradan 1.9 TL’ye çıktı. Böreklik hamur ununu geçen yıl 95 liraya alırken bu yıl 110 lira. Yağda hakeza aynı Yıllık zammı geçtik. Bir bakıyoruz aydan aya zam gelmeye başlıyor. Bir ay önce aldığım 5 kilo şeker 25 lirayken şu an 30 liraya çıktı. Plastik kaplardan peçeteye kadar zam geldi. 11 paketini 30 liraya aldığım peçeteyi şimdi 40 liraya alıyorum. Günden güne küçük esnaflar erime noktasına geliyor. Başka bir insanın yanına gidip çalışmamak için direniyoruz. Kendi işimiz olsun, bir kuruş az kazanalım düşüncesindeyiz. Tabii böyle devam ederse kapatmak zorunda kalacağız. Şöyle bir durum da var. Eskiden insanlar gelirken bir porsiyon börek yerlerdi. Şu an insanlar gelip yarım porsiyon istiyor. Hatta gramajın peşine düşüyorlar artık.”
Türkiye ekonominin düzeleceği yönünde bir beklentisinin olmadığını vurgulayan Kılıç, “Ülkeye giren her şey dolar üzerinden geliyor. Dolar 4,15’i bulmuş bunda da bir düzelme bekleyemeyiz. ‘Belki bir umut’ dersek onda da kendimizi avuturuz” dedi.
MA / Muhammet Doğru