ANKARA - AKP hükümetinin 16 Nisan referandumu öncesi ekonomiye dair verdiği vaatlerin hiçbiri gerçekleşmedi. Ne ekonomi şaha kalktı, ne enflasyon çift haneliden düştü, ne işsizlik düştü, ne de dış ticaret ve bütçe açığında herhangi bir azalma yaşandı.
AKP Genel Başkanı Tayip Erdoğan olmak üzere AKP’ye yakın tüm çevreler 16 Nisan referandumunda "Evet" çıkması halinden Türkiye'nin ekonomik ve siyasal istikrara kavuşacağını ileri sürmüş, “Evet çıkarsa ekonomi şaha kalkacak” gibi vaatlerde bulunmuştu. Aradan geçen 1 yılın ardından gelinen noktada AKP'lilerin söylemleri ile ekonomi göstergeler arasında büyük fark söz konusu.
AKP'NİN ÖNGÜRÜLERİNDE CİDDİ SAPMALAR YAŞANDI
Hükümetin, makroekonomik göstergelere ilişkin 16 Nisan referandumunda öngördüğü hedeflerde ciddi sapmalar yaşandı. Çift haneli enflasyon, işsizlik ve faiz; büyüyen dış ticaret açığı, cari açık ve bütçe açıkları dolayısıyla 2017 yılı ekonomide bozulmanın arttığı bir yıl oldu. Artan belirsizlik ve güven kaybı nedeniyle özellikle yılın sonuna doğru piyasalarda daralma, paranın dönmemesi, karşılıksız çek ve protestolu senetlerde artış, kapanan dükkan, mağaza ve işyerlerinde artış yaşandı. İstihdamda kalıcı olmayan kurgu yöntemlerle kağıt üzerinde sağlanan artış ve piyasaya pompalanan rekor hacimdeki kamu kaynakları ve de özellikle 7,4’lük suni büyüme rekoru üzerinden ekonomide kötüye gidiş perdelenmeye çalışıldı. Ancak ekonomideki kötü gidişat 2018 yılına da taşındı.
ENFLASYON ÇİFT HANELERDEN DÜŞMÜYOR
AKP ekonomi kurmaylarının söylemlerinin aksine 16 Nisan Referandumundan "Evet" çıkmasına rağmen enflasyon çift haneli rakamlardaki seyrine devam etti. Öyle ki referandumdan yaklaşık 8 ay sonra açıklanan enflasyon rakamları son 14 yıldaki en yüksek değeri olan 12,98'e yükseldi. En son açıklanan 2018 yılı Nisan ayı enflasyon rakamlarına göre de yıllık enflasyon 10,85 olarak gerçekleşerek, çift haneden düşmedi.
HER BEŞ GEÇTEN BİRİ İŞSİZ
Eleştirel iktisatçılar tarafından bir ülkenin ekonomik durumunu gösteren en kritik verilerden biri enflasyon, bir diğeri ise işsizlik olarak kabul ediliyor. Türkiye ekonomisinde işsizlik de çift haneli rakamlardan inmiyor.
Hükümetin 2017 yılını “istihdam seferliği” olarak ilan etmesine ve başta İŞKUR olmak üzere kamu kaynaklarından işverenlere büyük teşvikler sağlanması da işsizliğin artmasının önüne geçemedi. İstihdam seferberliğinde hedefin 1,5 milyon yeni istihdam olduğu belirtilmişti. Aralık 2017’de yüzde 10.4 olan işsizlik 2018 yılının ilk ayında 10.8'e yükseldi. 2018'de açıklanan en son işsizlik verilerine göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 3 milyon 409 bin kişi olarak açıklandı. İşsizlik oranı yüzde 10,8 seviyesinde olurken tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 12,7 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı ise yüzde 19,9 olarak açıklandı. Yani Türkiye’de her 5 gençten biri işsiz durumda.
DIŞ TİCARET VE BÜTÇE AÇIĞI ARTIYOR
Dış ticaret açığı 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 37 artış kaydederek 77 milyar dolara çıktı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın yayınladığı en son verilere göre ise Türkiye'de dış ticaret açığı Nisan 2018'den bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 32.83 artış gerçekleştirdi.
Merkez Bankası'nın en son verilerine göre cari işlemler açığı, bir önceki yılın Şubat ayına göre 1,5 milyar dolar arttı. Bunun sonucunda, 12 aylık cari işlemler açığı 53,3 milyar dolar oldu.
Yine en son verilere göre Türkiye'de bütçe açığı da artış gösterdi. Buna göre Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın duyurduğu son verilere göre, Bütçe gelirleri Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 23.4 artarak 48.2 milyar lira, bütçe giderleri ise yüzde 16.8 artarak 68.4 milyar lira olarak gerçekleşti. Bu çerçevede bütçe açığı 20.2 milyar lira, faiz dışı açık ise 10.6 milyar lira olarak gerçekleşti.
EN ÇOK DEĞER YİTİREN PARA TÜRK LİRASI
16 Nisan referandumundan sonra Türkiye ekonomisinin büyüyeceği yönündeki söylemlerinin aksine, ekonomi TL'deki düşüşle de kötü gidişatı yaşadı. Mart ayının ilk 16 gününde TL’nin ABD doları karşısındaki değer kaybı yüzde 2.91’i buldu. Böylelikle TL, ABD doları karşısındaki değer kaybıyla dünya lideri pozisyonuna ulaştı.
TÜRKİYE'NİN EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ SÜREKLİ DÜŞÜYOR
Referandum öncesi "ekonomide istikrar sağlanacak" söylemleriyle birlikte üç ayrı uluslararası derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's, Moody's ile Fitch’in Türkiye'nin kredi notunu düşürdü. 28 Ocak 2017 tarihinde Fitch, kredi notunu bir basamak düşürerek, yatırım yapılabilir seviyenin altına çekti. 8 Mart 2018 tarihinde Moody's, kredi notunu "Ba1"den "Ba2"ye düşürdü ve not görünümünü "negatif"ten "durağan"a çevirdi. 2 Mayıs 2018 tarihinde bir başka kredi derecelendirme şirketi Standard & Poor's (S&P) bozulan mali disiplin ve yüksek enflasyon gerekçesiyle Türkiye'nin kredi notunu düşürdü. Türkiye'nin kredi notu böylece yatırım yapılabilir düzeyin üç kademe altında bulunan BB-'ye inmiş oldu.
İKTİDAR 17 YILDIR HEP AYNI YERDE
AKP, iktidara gelmeden önce Türkiye dünya ekonomisi içerisinde 17’nci sıradaydı. AKP’nin tüm iddialarına rağmen yıllar içinde bu sıra 16-18 arasında değişiklik gösterdi. Kişi başına milli gelir açısından Türkiye’nin rakip ekonomileri 20 bin dolar düzeyine artış yaşarken, Türkiye, 10 bin dolar düzeyinde orta gelir tuzağında sıkışıp kalmış görünüyor.
MA / Selman Güzelyüz