Ekonomik krizin fotoğrafı: Sadece 1 patlıcan alabildi

AGIRÎ - Agîri'de Pazar alışveriş için pazara çıkan yurttaşlar, evlerine eli boş dönüyor. Bir öğrencinin sadece bir patlıcanla evine dönmesi ekonomik krizin geldiği boyutu gözler önüne serdi. 
 
Savaş politikalarında ısrar ekonomik krizi derinleştirirken, krizin en çok etkilediği kentlerin başında Agirî geliyor. Pazar alışverişine çıkan yurttaşlar, evlerine eli boş dönerken, esnaflar da satış yapamamaktan dert yanıyor. 
 
Murat Nehri'nde balıkçılık yaparak, pazarda balık tezgahı açan Kasım Demirkan, alım gücü düşüklüğü nedeniyle balık satamadığını dile getirdi. Geçen yıl, kilogramını 25-30 TL arası sattığını bu yıl, balığın çeşidine göre fiyatın 50 ile 70 TL arası değiştiğini ifade etti. "Geçen yıl 4 kilogram balık alan biri bu yıl 1 ya da yarım kilogram alabiliyor" diyen Demirkan, geçen yıllara göre kazancının yok denecek kadar azaldığını söyledi. 
 
EKONOMİ UMUT VAAT ETMİYOR
 
Üniversitede okuyan bir çocuğunun bulunduğunu ifade eden Demirkan, 5 kişilik bir aile olarak zor geçindiklerini belirterek, "Aylık bazen 4 -5 bin TL üniversite de okuyan oğluma gönderiyorum. Mutfak giderim aylık nerden baksan 20 bin TL'yi buluyor. Geçen yıl 600 TL gelen doğalgaz faturası, bu yıl bin 200 TL geldi. Elektrik fiyatı da aynı şekilde geliyor. Ekonominin iyi olacağına dair bir umut yok" ifadelerini kullandı. 
 
'HIRSIZLIK OLMAZSA EKONOMİ HERKESE YETECEK'
 
Pazar alışverişine çıkan 71 yaşındaki Salim Özmen, kamudan emekli olan ve 18 bin TL aylık aldığını belirterek "Aileden 5 kişiyiz ve çalışan kişi yok. Eğer evimiz kira olsaydı bu para bize yetmeyecekti. Emekli maaşı 25 bin altında olmamalıdır. Bu pahalığın nedeni hükümettir. Eğer hırsızlık olmaz ve yönetenlerde Allah korkusu var ise herkese yetecek kadar para var. Yok, eğer hırsızlık devam ederse ekonomi düzelmez. Her geçen gün ekonomi daha da kötüye gidiyor. Hükümetten bir beklentim ve umudum yok. Eğer Türkiye'de hırsızlık olmazsa bu ülke 200 milyona yetecek para var" diye konuştu. 
 
'BARIŞ SAĞLANIRSA EKONOMİ DÜZLÜĞE ÇIKAR'
 
Köylerden kilogramını 150 TL'den aldığı peyniri, 155 ile 165 TL arası bir fiyatla sattığını ifade eden pazar esnafından İrfan Ulutaş, "Peynirden kilo başına 5 TL ile 15 TL arasında bir kar elde ediyoruz. Mecburen, satmak zorundayız. 30 yıldır peynir işi yapıyorum, ama bu yıl kadar kötü bir sezon görmedim. 10 yıl öncesine kadar işimiz çok iyiydi. Ama şuan halkta para yok. Halk parayı nerden getirsin? Sabah saat 07.00'da geliyorum ve akşama kadar burada kalıyorum. Akşama kadar, ancak 8 kilo yoğurt satabiliyorum ve kazancım 80 TL. Bu para benim çay parama yetmiyor. Emekli bir maaşım da yok ve geçinmek zorundayız. Bazen oluyor, kuru ekmek yiyerek geçiniyoruz. Devlet bize '3 çocuk yapın' diyor, benim 9 çocuğum var ve hepsi sürünüyor. Eğer bir barış sağlanırsa bu ülke düzlüğe çıkar ve burası cennet olur. Aksi olursa ölümler daha da çok olur ve yok olur" dedi.  
 
'TEK NEDENİ DEVLETTİR'
 
Pazar alışverişine çıkan Mine Kıyant isimli yurttaş, pazardan sadece 4 kilogram, 4 kilogram portakal alabildiğini belirterek, bu ürünlere 300 TL verdiğini söyledi. Mine Kıyant, "Bunun tek bir nedeni devlettir. Kim gelse aynısını yapıyor. Her şeyi Tayyip yaptı ve batırdı" dedi. 
 
HİÇBİR ŞEY ALAMADAN EVİNE DÖNDÜ
 
Pazar alışverişine çıkan Zemzem Besk isimli yurttaş ise pahalılıktan dolayı hiçbir şey alamadan evine döndü. Zemzem Besk, "Her şey çok pahalı. Bir ekmek olmuş 9 TL. Pazardan soğan, patates ve domates alacaktım, ancak pahalılıktan alamıyorum. İki domates 50 TL olmuş.  Geçen yıla göre fiyatlar çok artmış, geçen yıl pazarda bir kilo biber 15 TL iken bu yıl 45 TL olmuş. Markette de 80 TL'ye kadar çıkmış. Ekonomik durum çok kötü, insanlar geçinemiyor. Artık bu pahalık dursun ve fiyatlar düşsün. Bir kişi, bir ay boyunca çalışıyor ve aldığı para 10 günlük giderine yetmiyor. Elinizi vicdanınıza koyun" dedi.  
 
Pazar alışverişine çıkan bir üniversite öğrencisi, sadece 1 patlıcan alabildi. İsminin haberde yer almasını istemeyen öğrencinin pazardan sadece 1 patlıcanla evine dönmesi ekonomik krizin geldiği noktayı gözler önünde serdi. 
 
MA / Mehmet Güleş