Gazeteciler: Otoriter rejim basının susturulması üzerine inşa edildi

img

DİYARBAKIR - DİHA ve JİNHA'nın da aralarında olduğu onlarca Kürt basın kuruluşunun kapatılmasının üzerinden 5 yıl geçti. Gazeteciler, otoriter rejimin o dönem basın yayın kuruluşlarının kapatılması ile inşa edildiğini söyledi. 

Basın meslek örgütlerinin verilerine göre, 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK), 20 Temmuz ile 31 Aralık 2016 tarihleri arasında toplam 178 medya kuruluşu kapatıldı. Kapatılan basın kurumlarından 9’u yapılan itiraz sonrası tekrar açılırken, 169 yayın bir daha açılamadı. Dönemin Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ise, 9 Mayıs 2018’de, KHK ile 6 haber ajansı, 18 televizyon, 22 radyo, 50 gazete ve 20 dergi olmak üzere toplam 116 basın-yayın kuruluşunun kapatıldığını iddia etti. 
 
“Gülen Cemaati ile mücadele” adı altında yapılan bu baskılardan Kürt basını başta olmak üzere muhalif basın da nasibini aldı. 675 sayılı KHK ile 29 Ekim 2016’da Dicle Haber Ajansı (DİHA), Jin Haber Ajansı (JİNHA), Azadiya Welat, Yüksekova Haber, Batman Çağdaş Gazetesi, Cizre Postası, İdil Haber, Güney Expres, Prestij Haber, Urfanatik Gazetesi, Kızıltepe’nin Sesi, Tiroji Dergisi, Evrensel Kültür Dergisi, Özgürlük Dünyası Dergisi kapatıldı.
 
SOLUKSUZ BIRAKMA ÇABASI
 
Basın yayın organlarının kapatılmasının üzerinden geçen 5 yıllık süreci değerlendiren Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, bunun unutulmaması gerektiğini belirterek, “Bu açıdan o günü, o tarihi bir milat olarak almamız gerekir. Ondan sonra yaşananları o tarihte olanların artçılarıydı. Artık, dijital medyaya el atan, onu bile yasaklayan, durduran toplumu tamamen soluksuz bırakma çabası içerisinde olan bir hükümetle, bir devletle karşı karşıyayız” diye konuştu. 
 
HAVUZ MEDYASI KURUMSALLAŞTI
 
O dönemden sonra medyanın yapısının da değiştirildiğine değinene Altan, “O tarihten sonra yandaş medya diye tabir edilen medya tamamen kurumsallaştı. AKP ortağı MHP ile birlikte kendilerine bağlı bir medya imparatorluğu kurdular. Sadece uydu üzerinden 700’ün üzerinde yayın kuruluşunun neredeyse tamamı bunlara hizmet eden yayın kuruluşları haline geldi. Elbette muhalif medya ve Kürt medyası yine kurumlarını oluşturdu. Bir şekilde ayakta kalma çabası içerisine girdiler, direndiler. Geldiğimiz aşama hala bu şekilde devam ediyor. Ama 2016 yılını unutmamak gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
‘FAŞİZMİ HER YERE YAYDILAR’
 
Hükümetin toplumu basın üzerinden zapturapt altına aldıktan sonra, normal koşullarda hayata geçiremeyeceği ajandasını, adım adım ilerlettiğini kaydeden Altan, şöyle konuştu: “O süreçten sonra savaş çok ciddi bir şekilde tırmandırıldı. Muhalifler üzerindeki baskı arttırıldı. Halkın oyu ile seçilenler tutuklandı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi getirildi. Bunların tamamı, medyanın susturulması sonucu yapıldı. Türkiye’nin tamamına faşizmi yaydılar. Demokrasisi tamamen askıya alındı. İmralı’da ağırlaştırılmış bir tecrit uygulanmaya başladı ve bu tecrit toplumun tamamına uygulandı. Böylece AKP hükümeti, bu 5 yıllık süreçte istediklerini almada büyük bir yol kat etti. Otoriter rejim, o dönem basın ve medya organlarının bir bütün olarak susturulması üzerine inşa edildi. Ama geldiğimiz aşamada Kürt basını bir şekilde ayakta durdu, faşizme karşı koyma yolunda emin adımlarla ilerliyor.”
 
AMAÇ YOL TEMİZLİĞİ
 
KHK ile kapatılan ve Kürtçe yayın yapan tek günlük gazete olan Azadiya Welat’ın İmtiyaz Sahibi Ramazan Ölçen ise Kürt kırımı politikasının önündeki engelin kaldırılması için Kürt basının hedef alındığını söyledi. Kürt basının susturulmasının hükümetin kendi politik hedeflerine ulaşması için “yol temizliği” olarak niteleyen Ölçen, ama hükümetin Kürt basının direngen yapısını hesaba katmadığını ifade ederek, “Bugün saldırı ve darbelerden sarsılan ama kendini çabuk toparlayabilme kabiliyetini gösterebilmiş bir basın bu. Doğrudur iktidar politikalarını pratiğe geçirdi ve geçiriyor, ama bunun yanında Kürt basını da tüm olan biteni kayıt altına alıyor. Hafıza oluşturuyor” dedi. 
 
AZADİYA WELAT BİR AKADEMİYDİ
 
Günlük tek Kürtçe gazete olan Azadiya Welat’ın kapatılmasının gazetenin misyonuyla alakalı olduğunu belirten Ölçen, son olarak şunları söyledi: “Azadiya Welat sadece bir gazete değildi ve bunu da en iyi bilenlerden biri de iktidardı. O bir akademiydi bir okul ve gerçek manada Kuzey'in tek ve biricik Kurmanci ve Kırmancki okuluydu. Binler ve hatta on binler Azadiya Welat sayesinde kendi dillerini öğrendi. Ben de bu okulun öğrencisiyim. Onlarca yazar ve belki mübalağa gibi gelecek ama Welat ile başlayan Kürtçe gazetecilik serüveninde yüzlerde gazeteci yetiştirdi. Halk ve hak gazeteciliğinin tüm özelliklerini yaşadı ve yaşattı. Bu yüzden kapatıldı. Ve bu yüzden yola devam ediyor.”