Açlık grevi davasında beraat: Mevzuatta suç değil

img

ANKARA - Cezaevinde açlık grevine girdiği gerekçesiyle hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla dava açılan Rozerin Kurt, mevzuatta açlık grevine dair suç tipi bulunmadığı için beraat etti. 

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde Melike Kaya, Süheyla Taş, Simanur Pamuk, Fatma Aslan, Newroz Müçel, Arjin Yüksekdağ, Dilber Tanrıkulu, Necla Yıldız, Mukaddes Kabak, Sevim Akdağ, Pınar Tikit, Dilan Oynaş, Mehtap Kıyal, Saadet Akın, Selver İvpir, Sariye Taşkesen ve Rozerin Kurt hakkında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit ve hak ihlallerinin son bulması için açlık grevine girdikleri gerekçesiyle, “örgüt üyeliği” iddiasıyla ayrı ayrı davalar açıldı. Bunlardan Rozerin Kurt hakkında açılan dava sonuçlandı.
 
ÜYELİĞE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
 
Kurt’un açlık grevine başladığı yönünde 26 Ocak’ta Adalet Bakanlığı’na dilekçe yazması üzerine cezaevi yönetimi tarafından hakkında 1 ay süreyle bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası verildi. Kurt’un bakanlığa yazdığı dilekçeye ilişkin öncelikle Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca “Örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla fezleke düzenlendi. Ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Örgütü üyeliği” iddiasıyla iddianame hazırlandı. İddianame Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
 
MÜTALAADA BERAAT İSTEMİ
 
Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın tensip aşamasında esasa ilişkin iddia makamı verdiği mütalaasında, açlık grevinin suça yönelik bir eylem olmaması nedeniyle Kurt hakkında beraat talep etti. 
 
SUÇ TİPİ BULUNAMADI
 
Mütalaanın ardından davayı beraatle sonuçlandıran mahkemenin gerekçeli kararında, açlık grevine dair mevzuata suç tipinin bulunmadığı belirtilerek, “Ortada hukuki değerlendirme ve taktir hakkı kullanılmasını gerektirecek bir durum bulunmayan sanık hakkında derhal beraat verilmesi gerektiği anlaşıldığından yokluğunda tensiben, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla CMK’nın 223/2 a maddesi gereğince beraatine…” denildi. 
 
KANUN MADDELERİ 
 
Kararda, açlık grevi süreçlerinde yapılacak müdahalelere dair kanun maddeleri yer aldı. Kararda, “5275 sayılı infaz kanunun 78 ve müteakip maddelerinde hükümlülerin sağlığının korunması tıbbi müdahaleler, muayene ve tedavi hakkında düzenlemeler yapılmıştır. İnfazı engelleyecek hastalık haline 85’inci maddede yer verilmiş olup 82’inci maddede hükümlünün kendisine verilen yiyecek ve içecekleri reddetmesi halinde yapılacak uygulama gösterilmiştir. Hükümlülerin sağlıklarının korunması ve tedavilerine yönelik zorlayıcı tedbirler, onur kırıcı nitelikte olmamak şartıyla uygulanır” ifadeleri yer aldı.
 
‘AÇLIK GREVİ BİR PROTESTO YÖNTEMİ’
 
Açlık grevinin bir protesto yöntemi olarak tanımına yer verilen kararda, “BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi yaşam hakkının insanın olmazsa olmaz haklarında birisi olduğunu vurgulamıştır. Bu hakların sadece üçüncü kişiler tarafından yapılan bir müdahaleye karşı sağlanan korumayı ihtiva edip etmediği hukuk doktrininde tartışılmaktadır. Mahkemece kişinin kendi sağlığına ve bedenine zarar verme durumunun bir kısım kararlarda değerlendirdiği görülmektedir” denilerek,  AİHM Pretty/ Birleşik Krallık kararı, zorla beslenme kavramı ve AİHM’in konuyla ilgili yaklaşımına atıfta bulunuldu.
 
MA / Zemo Ağgöz