Öcalan yıllar önce söylemişti: Eymür beni imha etmek için tünel kazdı

img

HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan, Şam’da 1996’da yapılan suikastin içinde yer aldığını itiraf eden eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün, kendisini imha edebilmek için tünel kazdığını, onlarca girişimde bulunduğu ancak başaramadığını söylemişti.

 
Küresel güçlerin ortaklığında uluslararası komployla 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999’da teslim edildiği Türkiye’de 23 yıldır ağır tecrit altında tutuluyor. PKK Lideri, uluslararası güçlerin kendisine yönelik “imha” planında ortaklaştığını belirterek, komplonun Suriye’nin başkenti Şam’da 6 Mayıs 1996’da düzenlenen bombalı saldırıyla başladığını söylemişti. 
 
PKK Lideri Öcalan, 1993’ten itibaren uluslararası güçlerin kendisini kontrol altına almaya çalıştıklarını bunun gerçekleşmemesinin sonucunda da suikastların başladığını belirterek, bu suikastlarda Gladio, MİT ve kontra güçlere işaret etti. Öcalan’ın dile getirdiği isimlerden biri olan eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, yıllar sonra buna dair itiraflarda bulundu. T24 Ankara Temsilcisi Gökçer Tahincioğlu’na konuşan Eymür, Mayıs 1996 yılında Şam’da Öcalan’a yönelik suikast girişiminde yer aldığını söyledi. 
 
Eymür, Öcalan’a yönelik o dönem giriştiği suikasta dair şu itiraflarda bulundu: “Maşallah her yerden engel aldık. Bugün cezaevinde olan Çevik Bir. O zaman istihbaratın başında. 1 ton patlayıcı aldık. Ertesi gün Cumhuriyet gazetesinde yazı çıktı, ‘MİT patlayıcıyı ne yapacak’ diye. Cumhurbaşkanından, siyasilerden izin aldık. MİT Müsteşarı bile yapamaz izin almadan. İzin almadan nasıl yapacağız. Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı okeylemişti zaten. Takdim yapmıştık. Elimizdeki bilgileri bildirmiştik. Güzel bir takdimdi. Çalışmalardan bahsettik. Tamam dediler. Devam ettik. Yeşil vardı. Bir de asker şahıslar vardı. Oraya yolladığımız resmi görevliler vardı gizlice giren. Esasen başarısız da denilemez. Apo'yu öldüremedik ama öyle büyük bir patlama yaptık ki Suriye ürktü. O zamanki Kara Kuvvetleri Komutanı'nın bir beyanı oldu. O konuşmadan sonra Suriye'den çıkarttılar. Yani ön ayak oldu. Bir başarıdır. Korkuttu çünkü Suriye'yi. 17 metre çukur açılmış patlamanın olduğu yerde.”
 
KARAR 1996’DA VERİLDİ 
 
Öcalan, teslim alınmasının NATO kararı olduğunu ve bu kararın 1996 yılında alındığını belirttiği 10 Mayıs 1999’da, “Teslim alınma NATO kararıdır. ABD buna önderlik etti. Dikkat edin, o gün tüm Avrupa ülkelerine inişimiz yasaklandı. Pirimakov da yasakladı o gün. Bu tespit edilmeli. Benim hakkımda NATO seviyesinde de karar var. Bu kararın ne içerdiğini bilemiyorum. Bildiğim kadarıyla silah bırakma karşılığında demokratik çözüm var. Benim hakkımda karar ‘96 yılında alınmıştı. NATO kararı direnirsem vurulmam, esir alınırsam da çözümdü” dedi.
 
Öcalan, “Benim imha kararımı 1993’ten sonra verdiler. İngilizlerin bu kadar tehlikeli uğraşmaları önemli” tespitinde bulunduğu 26 Ağustos 1999 tarihi görüşmede, “Almanya da dahil, siyasi çıkarlarıyla Kürt meselesi hakkındaki yaklaşımları nedeniyle benim etkisizleştirilmemde Avrupa’nın hepsi uzlaşmıştır. Yunanistan’ın bu süreçten temiz çıkmasını sağlamak için, beni zorla dışarı çıkarıp Türkiye’ye vurdurmak istiyorlardı. Sadece amaçları bir Kürt-Türk çatışmasını geliştirmek, bu olmazsa beni pazarlamak istiyorlar. Bununla Türkiye’yi de komplo içine çekmek istiyorlar. Bu komployu bozmak için çalıştım. Moskova ve Atina, Türkiye ve ABD ile pazarlık yapmışlardır. Rusların politikası krediye dayalıdır. İhanet, manipülasyon, sahtekarlık, güç, her şey vardı. Bir halk benim şahsımda yok edilmek isteniyordu” şeklinde konuştu.
 
BOMBAYI GÖTÜRENLER
 
PKK Lideri, Londra’nın 1993’ten itibaren kendisine yönelik planlar üzerine çalıştığını söylediği 13 Aralık 1999 tarihli görüşmede, “Olay çok derinliklidir. ‘96 bombası bizim işimiz değil’ dediler soruşturmada. Onun içinde Talabani de var. İlk haberi Londra’da verdi; ‘Apo infilak etti’ dedi. Türkiye’de de bir kanat vardı, Çiller de içindeydi. Mesut Yılmaz bu işin içinde değil. Hatırlıyorsunuz; Çiller utanmadan ‘Mesut Yılmaz Apo’ya haber verdi’ dedi. Dikkat ederseniz aralarındaki çelişkiler o günden itibaren derinleşti. O olayda şuna dikkat edin. Çatlı, Viranşehir Belediye Başkanı Keleş Abdioğlu ile görüşmüş. Bombayı götüren kişi bu Sino ailesinden, belediye başkanın akrabasıdır. 50 milyon dolar verilmiş. 10 milyon dolarda Suriye muhaberatı kaptı. Çiller; ‘Apo asılmalı’ derken, çok iyi biliyor ki, o olay açığa çıkarılacak, sorgu ifadelerinde de vardı” diye belirtti. 
 
ÇATLI, BUCAK VE YEŞİL ÇIKTI
 
Öcalan, İmralı’ya getirildikten sonra yürütülen soruşturmada yetkilinin 1996 saldırısına dair ısrarla “Biz yapmadık, bu bizim işimiz değildi” dediğini aktardığı 13 Eylül 2000 tarihli görüşmede, “Bunu niye dedi? Bu bombalamanın devlet tavrı olarak algılanmaması gerekir diye söyledi. Sonradan bunun çetelerle ilişkisi çıktı. Arkasından Viranşehir eski Belediye Başkanı, Çatlı, Bucak ve Yeşil çıktı” dedi. 
 
EYMÜR KONUŞMALI!
 
Öcalan, 6 Ağustos 2008 tarihli görüşmede, Mehmet Eymür’ün kendisini imha edebilmek için tünel kazdığını, onlarca girişimde bulunduğu ancak başaramadığını söyledi. 1993 döneminin boşa çıkmasının ardından maddi ve manevi acılar yaşandığını, binlerce faili meçhul cinayetin yaşandığını dile getiren Öcalan, 4 Mart 2009 tarihli görüşmede, şunları söyledi: “Bu dönem aydınlatılmadan ve failleri yargılanmadan kalıcı bir barış sağlanmayacaktır. Onun için sürekli Hakikatleri Araştırma ve Uzlaşma Komisyonu kurulmalı dedim. Namuslu, onurlu aydınlar bu komisyonun kurulması için çalışsınlar. Tüm bu döneme ait olayların bütün bilgileri toplansın. Bütün bilgileri, belgeleri toplasınlar. Bu komisyonlar gazetelerde çıkan haberleri bile toplasınlar. Hazırlık yapsınlar, bir arşiv oluştursunlar. Koşullar olgunlaştığında bunları sunarlar. Bu suçların faillerinin bir kısmı yargılanıyor. Bunları yapanların bir kısmı halen yargılanmıyor. Hakikatleri Araştırma ve Uzlaşma Komisyonu oluşturulduğunda herkes bu komisyona bildiklerini anlatmalı. Çiller bu komisyona konuşmalı. Eymür bu komisyona konuşmalı. Demirel konuşmalı, Ağar konuşmalı, Mesut Yılmaz konuşmalı.”
 
MA / Özgür Paksoy