HABER MERKEZİ - Türkiye’nin sınır ötesinde 550 köyde 6 farklı türde kimyasal silah saldırısında bulunduğunu tespit ettiklerini belirten KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamus, hazırladıkları raporu 40 ülkeye gönderdiklerini söyledi.
Türkiye'nin Federe Kürdistan Bölgesi'ne bağlı Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik 23 Nisan 2021'de başlattığı operasyon 9 aydır devam ediyor. Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) bağlı özel güçlerin desteği ve yığınağı, paramiliter grupların takviyesine rağmen istediği sonucu alamayan Türkiye, bölgeye yönelik kimyasal silah saldırılarına başvurdu. Türkiye’nin kimyasal saldırılarında bugüne kadar 33 HPG'li yaşamını yitirdi. KCK başta olmak üzere aydın, yazar ve sanatçıların da aralarında bulunduğu birçok kesimin yaptığı uluslararası çağrılara rağmen bölgede kimyasal silah kullanımına dair herhangi bir inceleme yapılmadı. İncelemeler yapılmadığı gibi uluslararası kamuoyu, Türkiye’nin sınır ötesinde KDP ile birlikte doğa talanına da sessiz kaldı.
Türkiye’nin sınır ötesine yönelik operasyonları boyunca bölgede incelemelerde bulunan Kürt Ulusal Kongresi (KNK), elde edilen bilgi ve bulguları raporlaştırarak, uluslararası kurum ve kuruluşlara gönderdi. Uluslararası düzeyde kurum ve kuruluşlarla yüz yüze görüşmeler de yapan KNK, bu yönlü çalışmaları devam ediyor. KNK Eşbaşkanı Ahmet Karamus, Türkiye’nin operasyonları, kimyasal silah kullanımı, buna dair yaptıkları incelemelere dair değerlendirmelerde bulunarak, uluslararası kurumların sessizliğine tepki gösterdi.
323 KİMYASAL SALDIRISI
Karamus, Türkiye’nin uluslararası kurumların desteğiyle saldırıları sürdürdüğünü belirterek, bu saldırılarda kimyasal silah kullanımının ilk olmadığını söyledi. Türkiye’nin Garê’ye yönelik yenilgiyle sonuçlanan operasyonunu hatırlatan Karamus, bunun getirdiği çaresizlikle kimyasal silah kullanımına başlandığını ifade etti. Karamus, elde ettikleri bilgilere göre operasyonun başlangıcıyla kimyasal silahların devreye konulduğunu dile getirerek, “Kanimasî, Avaşîn ve Metîna bölgelerinde havadan ve karadan yapılan saldırılarda, 323 kez kimyasal silah kullanıldı. Bazı uluslararası kuruluşlar bu alanlara giderek incelemelerde bulundu. Kimyasal silah kullanımı sonucu hayatını kaybedenlerin üzerinde testler yapıldı, Türkiye'nin kimyasal silah kullandığı bir kez daha kanıtlandı" dedi.
6 FARKLI KİMYASAL
Türkiye’nin farklı türlerde kimyasal silah kullandığına dikkat çeken Karamus, şöyle sıraladı: "Elimizdeki bulgulara göre; Türkiye çeşitli kimyasal silahlar kullanmıştır. Bunlardan biri sinir gazıdır. Yani insanın sinir hücrelerini dondurarak, hareketsiz kalmasına, kısa sürede insanın yaşamını yitirmesine neden oluyor. İkincisi insanı boğan türden bir gaz. Bu silah Kloropin gazını barındırmaktadır. Bu gaza Green Cross da denilmektedir. Bu silahın esas menşei Almanya’dır. Üçüncüsü yakıcı bir gazdır ve kimyasal adı da Sülfür Mustant’tır. Bu da Alman yapımıdır. Dördüncüsü, Yellow Cross’dur. Kullandıkları diğer bir gaz, insanı halsiz düşürmekte, hafıza kaybına neden olmakta ve bayıltmaktadır. Beşincisi ise biber gazıdır. Bölgede kullanılan kimyasal silahlardan biri klorokin gazıdır."
RAPORLAR 40 ÜLKEYE GÖNDERİLDİ
Kimyasal silah kullanımına dair yaptıkları incelemeler sonucunda elde edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda hazırladıkları raporu 40 ülkeye gönderdiklerini aktaran KNK Eşbaşkanı, "Bu durum sadece KNK’nin sorumluluğu altında değil. Kimyasal silah kullanımına karşı harekete geçmek her bir Kürt kurum ve partinin temel görevidir. Çünkü Kürtlerin bu konuda tecrübesi var. Kimyasal silah kullanımında ağır bedeller ödemiştir. KNK olarak bu konuda çok sayıda görüşmeler ve ziyaretler gerçekleştirdik. Görüştüğümüz kuruluşlardan biri de OPCW’dir (Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü). Topladığımız kanıtları ve raporları kendilerine teslim ettik. Defalarca başvuruda bulunduk. Raporlarımızı ve belgelerimizi aldılar. Ancak kendileri bölgede olmadıkları için dahil olamayacaklarını söylediler. Şimdiye kadar bizim gönderdiğimiz raporlara herhangi bir cevap verilmedi. Bunun yanı sıra bölgede herhangi bir incelemede de bulunmadılar. Elbette bunun da nedenleri var. Bu kurum politize oldu. Bazı kişilerin menfaatlerine göre hareket ediyor ve bazı devletlerin hizmetinde. Biz Birleşmiş Milletler'den (BM) ve NATO ülkelerinden de bugüne kadar gözle görülür bir sonuç görmedik. Türkiye, NATO üyesi olduğu için uzak duruyorlar” diye belirtti.
LAHEY’E TÜRKİYE BAŞVURU
KNK Eşbaşkanı, hukukçulardan oluşan bir komisyon kurduklarını ve bu komisyonun Türkiye’nin Hollanda'nın Lahey (Den Haag) kentinde bulunan Adalet Divanı’nda yargılanması için başvuruda bilgisini paylaştı. Karamus, “Türkiye'nin uluslararası adalet mahkemesinde yargılanması için çabalarımız var. Hiçbir devlet yasaklanmış kimyasal silahları kullanmamalı. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki; bazı devletler uluslararası hukuku kabul etmiyor, bu yüzden onlara baskı yapmak bizim görevimiz. Kürt ulusal kazanımları korumak için birlikte çalışmalıyız" ifadelerini kullandı.
550 KÖYDE KİMYASAL SİLAH KULLANIMI
Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarında 550 köyde kimyasal silah kullanıldığını söyleyen Karamus, şunları kaydetti: "Bunun sonucunda yaralanan veya hastalananlar sağlık kuruluşlarına başvurdu. Ama maalesef ki büyük bir sessizlik var. Bunu netleştirmek sadece KNK'nin sorumluluğunda değildir. Kürdistan hükümetinin ve bölgesel kurumların omuzlarına milli ve manevi bir görev düşmektedir. Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Irak ve merkezi hükümetler Türkiye'ye dava açmalıdır. Biz KNK olarak kimseyi beklemeyeceğiz, diplomatik ve ulusal alanda çalışmalarımızı sürdüreceğiz" dedi.
MA / Zeynep Durgut