Cezaevi önünde Adalet Nöbeti: Sessizlik vicdanı çürütür

img
İZMİR - İzmir’de süren Adalet Nöbeti’nde konuşan HDP Milletvekili Musa Piroğlu, "Hapishanelere karşı duyarsızlık ve hasta tutsakların durumuna karşı sessizlik, toplumsal vicdanın çürümesi demektir” dedi. 
 
İzmir’de hasta ve infazı yakılan tutuklu yakınlarının sürdürdüğü Adalet Nöbeti eylemi 86’ncı gününde. Aileler, talepleri için Buca Kırıklar F Tipi Cezaevi önünde bir araya geldi. Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği  (EGE TUHAYDER), Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ve çok sayıda kişi ailelerin eylemine katıldı. “Ji girtiyên nexweş re azadî (Hasta tutuklulara özgürlük)” yazılı önlükler giyen aileler, sık sık “Bijî berxwedana zindana” ve "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganları attı. 
 
Eylemde konuşan Fehime Poyraz, “Hasta tutsakların tedavi edilmelerini ve serbest bırakılmasını istiyoruz. Tutuklulara yapılan zulme son verin. İnfazları yakılan insanlar 30 senedir cezaevinde tutuluyor. Aysel Tuğluk gibi binlerce hasta tutuklu bulunuyor. Artık adalet yerini bulsun istiyoruz” çağrısı yaptı. 
 
HAK İHLALLERİ 
 
HDP Milletvekili Musa Piroğlu ise, cezaevi politikasının ülkeye vaat edilen geleceğin özeti olduğunu vurguladı. Piroğlu, “Yüzlerce hasta tutsak, acımasızlığın, hukuksuzluğun ve insafsızlığın pençesinde ölüme terk edilmiş durumda. İnfazlar yakılıyor, cezaevleri yönetimleri kendilerini mahkemelerin yerine koyup, bütün hukuku ve kazanımları yok sayarak, yıllarca hapis yatmış insanların infazlarını yok ediyor. Cezaevi yönetimleri kendilerini oranın sultanı gibi görerek, kendi kurallarını tutuklulara dayatıyor. Mahpusların tedavi olma hakkı ellerinden alınıyor. Elleri kelepçeli hastaneye götürülüyor, ağız araması adı altında insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılıyorlar. Buna karşı gelen tutsakların tedavi hakkı ellerinden alınıyor” şeklinde konuştu. 
 
'İKTİDAR SORUMLUDUR'
 
“Hapishaneler toplumun ortak vicdanıdır” diyen Piroğlu, şöyle devam etti: “Hapishanelere karşı duyarsızlık, hasta tutsakların durumuna karşı sessizlik, toplumsal vicdanın çürümesi demektir. Vicdanı çürüyen toplumlar her türlü zulme boyun eğmeye mahkumdur. Hapishane yönetimlerine, politikalarına ve zulmü karşı çıkmak demek iktidarın var oluş konseptine itiraz etmek demektir. Hapishanelerde hasta tutsakların başına gelen ve gelecek olan her türlü şeyden iktidarın, Adalet Bakanı, ATK ve hapishane yönetimleri sorumludur.”