Van ve Urfa’da 14 Temmuz anması

img
URFA/VAN - Van ve Urfa'da 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu'nda yaşamını yitiren Kemal Pir, Akif Yılmaz, Hayri Durmuş ve Ali Çiçek anıldı. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa İl Örgütü, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 78'liler Girişimi ve Özgür Kadın Hareketi (TJA), Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu’nda yaşamını yitiren Kemal Pir, Akif Yılmaz, Hayri Durmuş ve Ali Çiçek için panel düzenledi. HDP binasında yapılan panelde, Ali Çiçek'in ablası Ayşe Çiçek, HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü ve çok sayıda kişi katıldı. Moderatörlüğünü DBP PM üyesi Salih Mevali’nin yaptığı panelde, Ayşe Çiçek, 78'liler Girişimi üyeleri Vahit Akgün ve Mehmet Ali Artuk konuştu. Panelin yapılacağı salona, Türkçe ve Kürtçe "Berxwedan jiyan e” pankartı asıldı. 
 
Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde hayatını kaybedenlerin anısına yapılan saygı duruşunun ardından konuşan DBP’li Mevali, Urfa'da doğup büyüyen Ali Çiçek'in hayatını anlattı. 
 
CEZAEVİ SÜRECİ
 
Diyarbakır 5 Nolu’da bir süre tutuklu kalan 78'liler Girişimi üyesi Vahit Akgün, 12 Eylül 1980 darbesine kadar yaşanan süreci anlattı. Askeri darbe sonrası Kürt özgürlük hareketinin her alandan tasfiye edilmek istendiğini ve bunun son ayağının da cezaevinde bulunan yaşam olduğunu belirten Akgün, “1981 yılına kadar Diyarbakır zindanında komünal bir yaşam vardı. Bir örgütlülük vardı. Esat Oktay Yıldıran geldikten sonra en başta bu örgütlülük ortamını ortadan kaldırmak istedi. Bunun için öncelikle tecridi yaygınlaştırmaya çalıştı. Siz bir koğuştasınız ve yanı başınızdaki koğuşta ne olup bittiğini bilmiyorsunuz. Bunun en tipik örneği 18 Mayıs 1982’de Dörtler’in gerçekleştirdiği eylemi Temmuz ayındaki duruşmada öğrendik” diye konuştu.
  
Urfa 78'liler Girişimi üyesi ve aynı zamanda Diyarbakır Cezaevi tanığı Mehmet Ali Artuk ise, Dörtler ve Büyük Ölüm Orucu direnişin başlangıcını anlattı.  
 
Panel, soru-cevap ve sinevizyon gösterimiyle devam etti. 
 
 VAN’DA PANEL DÜZENLENDİ
 
Van’da ise HDP, DBP, TJA ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), 14 Temmuz direnişine ilişkin panel düzenledi. HDP il binası bahçesinde yapılan panele, HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, Barış Anneleri Meclisi, tutuklu yakınları ile çok sayıda partili katıldı. Panelin yapıldığı bahçede 14 Temmuz ölüm orucunda yaşamını yitirenlerin fotoğrafı ve "Ruhê  14’ê Tîrmehê ruhê berxwedanê ye” pankartı asıldı.
 
Moderatörlüğünü HDP İpekyolu İlçe yöneticisi Ayvaz Hazır’ın yaptığı panelde, TJA Aktivisti Gönül Uzunay, Yazar Heval Dilbihar ve Barış Annesi Aslıhan Timür konuştu. 14 Temmuz ölüm orucunda yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşunun ardından, 1982 yılında Diyarbakır Askeri Cezaevinde yaşananlara ilişkin sinevizyon gösterimi yapıldı.
 
‘DEVLETİN TAHTINI SARSMIŞTIR’
 
Sinevizyon gösteriminin ardından konuşan Yazar Heval Dilbihar, 1982 yılından Diyarbakır Askeri Cezaevinde gösterdiği direniş sonrası Kürt Halkı’nın mücadelesinin daha da güçlenmeye başladığını belirtti. Dilbihar, “Dünyada tarih boyunca sömürgecilere karşı büyük mücadeleler verilmiştir. Bu mücadeleyi Hazreti İsa,  Musa ve binlerce kişi vermiştir. Kürdistan’da ise yolumuzu aydınlatan Şeyh Sait, Seyit Rıza binlerce direnişimizden biliyoruz. Devlet direnişe geçen Kürt halkına karşı binlerce katliam yapmıştır. Kürtleri yok etmek için her türlü özel savaş politikasına başvurmuştur. 1982 yılında Diyarbakır Askeri Cezaevinde verilen direniş devletin tahtını sarsmıştır. Bu durumu gören devlet Kürtlere karşı tekrar ölüm ve faili meçhul cinayet yöntemlerini devreye koymuştur. Devlet Diyarbakır Askeri cezaevinde gösterilen direnişten sonra yenilmiştir” diye konuştu.
 
‘MÜCADELELERİ KADINLARA YOL GÖSTERMİŞTİR’
 
Diyarbakır Askeri Cezaevinde verilen direniş ile kadınların özgürlük yolunun açıldığını söyleyen TJA Aktivisti Gönül Uzunay,  “Diyarbakır Askeri Cezaevinde kadınlar ölüm orucu eylemine girmediler ama o dönem tutuklu kadınların mücadelesi unutulmaz. Sakine Cansız ve binlerce Kürt kadını faşizme karşı bir adım geri atmadılar. Diyarbakır Askeri Cezaevinde geliştirilen direniş ruhu ile beraber devlet özellikle bu günde kadar Kürt kadınların bitirmek yok etmek istiyor. O zaman kadınlar, bu direnişi vermemiş olsalardı, Kürt kadınları bugüne gelmezdi. Sakine Cansız ve Kürt kadınlarını verdiği mücadele kadınlara yol gösterici olmuştur” dedi.
 
‘TECRİDİ KABUL ETMİYORUZ’
 
Hasta ve infazları yakılan tutuklular serbest bırakılması için 6 aydır Van’da  Adalet Nöbeti sürdüren barış annesi Aslıhan Timür ise, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin derhal son bulmasına  gerektiğini söyleyerek, “Biz anneler 6 aydır Adalet Nöbetini sürdürüyoruz. Sadece kendi çocuklarım için değil, cezaevlerinde bulunan bütün siyasi tutukluların serbest bırakılması için eylemi sürdürüyoruz. Biz Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kabul etmiyoruz ve bu tecridin derhal kaldırılması gerekiyor. Artık herkesin ayağa kalkması gerekiyor. Kimse bu zulmü kabul etmesin. Sayın Öcalan üzerinde tecrit kalkarsa cezaevlerinde bu vahşet son bulur” dedi.