AYM’den makul sürede yargılamaya ilişkin pilot karar

img
İSTANBUL - Yargılamanın makul sürede yapılmadığını belirten Nevriye Kuruç başvurusu hakkında karar veren AYM, sorunun yapısal olduğunu belirterek, pilot karara imza attı. AYM, Meclis’ten sorunun giderilmesini istedi.
 
Anayasa Mahkemesi (AYM), yapılan yargılamalarda makul süreye ilişkin pilot karara imza attı.  Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde 23 Temmuz 1999’da temizlik işçisi olarak işe başlayan Nevriye Kuruç, 27 Ekim 2014’te emekli oldu. Kuruç’a kıdem tazminatı, fazla mesai ücretinin yanı sıra milli ve dini bayramlarda çalışma ücretleri eksik verildi. Kuruç, bu nedenle 18 Ekim 2017’de Bakırköy 7’nci İş Mahkemesi’nde dava açtı. Sağlık Bakanlığı ve çalıştığı Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi hakkında şikayetçi olan Kuruç’un davası reddedildi. Kuruç, daha sonra yerel mahkemenin kararını İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne götürdü. 
 
Bölge Mahkemesi, 8 Ocak 2020’de itirazı kabul ederek dosyayı iş mahkemesine gönderdi. Kuruç, bu süre zarfında yargılamanın makul sürede yapılmadığına dair 16 Ağustos 2021’de AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Öte yandan İş Mahkemesi, 7 Aralık 2021’de Kuruç’un talebini kısmen kabul edecek düzeyde karar verdi. Davalı Sağlık Bakanlığı, karara karşı istinaf yoluna gitmek istedi, anca İş Mahkemesi, 17 Şubat 2022’de bakanlığın istinaf talebini süre yönünden reddetti. Buna rağmen verilen karar hala kesinleşmedi.
 
AYM, 7 Temmuz’da verdiği kararla makul sürede içinde yargılama yapılmadığına karar vererek, durumun yapısal olduğunu ve TBMM’de değiştirilmesi gerektiğine hükmetti.
 
HAK İHLAL EDİLDİ
 
Mahkemenin makul sürede yargılama yapılması gerektiğini ve gereksiz yere gider yapılmaması yönünde karar veren AYM, yargılamanın 7 yıldır sürdüğüne dikkat çekti. Adil yargılanma hakkı ile ilgili Anayasanın devlete uyuşmazlıkların makul süre içinde nihai olarak sonuçlandırılmasını garanti edecek bir yargı sistemi kurma ödevini yüklediğine işaret eden AYM, “Bu amaçla kanun koyucu, iş hukukunun çalışanı koruyucu niteliğini ve iş davalarının özelliklerini dikkate alarak genel mahkemelerin dışında özel iş yargılaması sistemi oluşturmuş ve iş davalarının konunun uzmanı mahkemelerce mümkün olduğunca hızlı, basit ve ucuz bir biçimde sonuçlandırılmasını amaçlamıştır. Nitekim gerek 7036 sayılı Kanun gerekse 5521 sayılı mülga Kanun'da yargılama faaliyetinin hızlı yapılmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmış, istinaf ve temyiz incelemelerinin de kısa sürede sonuçlandırılması öngörülmüştür. Bu nedenle iş mahkemelerinde görülen davalarda basit yargılama usulü uygulanarak bu davaların daha kısa sürede sonuçlandırılması hedeflenmiştir” ifadelerine yer verdi.
 
ETKİLİ BAŞVURU HAKKI İHLALİ
 
Söz konusu davanın karmaşık olmadığı ayrıca başvurusu Kuruç’un tutum ve davranışlarıyla, usule ilişkin haklarını kullanırken, özensiz davranmadığını ifade eden AYM, buna rağmen yargılamanın 7 yıl sürmesinin ihlal olduğunu kaydetti. Yargılamada Anayasanın 36’ncı maddesinin ihlal edildiğine hükmeden AYM, ayrıca makul sürede yargılama hakkının ihlaline bağlı olarak etkili başvuru hakkının da ihlal edildiğine karar verdi. AYM, “Etkili başvuru hakkı, bağımsız nitelikte koruma işlevine sahip olmayıp temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını, korunmasını ve başvuru yollarını güvence altına alan tamamlayıcı haklardandır. Somut olayda Anayasa'nın 40. maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkı, somut başvuru yönünden Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılıdır. Dolayısıyla bu hak, Anayasa’da güvence altına alınmış ve Sözleşme kapsamında olan temel hak ve özgürlüklerin koruma alanında yer almaktadır. Bu nedenle etkili başvuru hakkının makul sürede yargılanma hakkı ile bağlantılı olarak incelenmesi mümkündür.Açıklanan gerekçelerle açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir” diye kaydetti.
  
İZAHI YOK!
 
Yargı makamlarının makul sürede yargılama yapması gerektiğini ifade edilen karard , bu durumun adil yargılama hakkını güvence altına almak ile ilgili olduğunu kaydetti. Devletin yargılama sisteminde çözüm bekleyen uyuşmazlıkların ve davaların makul sürede sonuçlandırılması için gerekli tüm tedbirleri almakla yükümlü olduğunu belirten AYM, kararında “Yapısal sorunlar ve organizasyon eksikliklerinin yol açtığı gecikmeler nedeniyle yargılama sisteminde çözüm bekleyen uyuşmazlıkların uzun bir süre içinde artması ve birikmesi sonucu yargılamalarda makul sürenin aşılması Anayasa'nın 36. maddesinin ihlaline yol açmaktadır. Anayasa’nın 36. maddesi gereğince, yargılama sisteminin mahkemelerin davaları makul bir süre içinde karara bağlama yükümlülüğünü yerine getirebilecek biçimde düzenlenmesi zorunludur. Hukuk sisteminde var olan yapısal ve organizasyona ilişkin eksikliklerin yargılama faaliyetinin makul sürede sonuçlandırılmamasını izah edemeyeceği açıktır” şeklindeki ifadelere dikkat çekti.
 
2022’NİN İLK 6 AYINDA 34 BİN BAŞVURU
 
Bireysel başvurulara dair istatistiklere de işaret eden AYM, 2012’den beri alınmaya başlanan başvurularda makul süreye dair 16 bin 887 ihlal kararı verdiğini paylaştı. 1 Temmuz’da açıklanan istatistiklerine işaret eden AYM, şu anda önünde 55 bin başvuru olduğunu aktardı. 2020 yıllında 40 bin 402,  2021 yıllında 66 bin 121 ve 2022 yıllın ilk altı ayında ise yaklaşık olarak 65 bin başvuru yapıldığına dikkat çeken kararda, “Makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla yapılan başvurulara bakıldığında 2020 yılında 6 bin 782, 2021 yılında 24 bin 553 ve 2022 yılının sadece ilk altı ayında yaklaşık 34 bin başvurunun yapıldığı görülmektedir. Buna göre söz konusu hak yönünden yapılan başvuruların artış oranının çok yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Anayasa Mahkemesinde derdest başvuru sayısı 108 bin  civarında olup incelenmeyi bekleyen bu başvuruların yarısından fazlası makul sürede yargılanma hakkı ile ilgilidir. Bunun yanında bu hakka yönelik başvurularda verilen ihlal kararı sayısının yüksekliğine de dikkati çekmek gerekir” diye kaydetti.
 
SORUN ‘YAPISAL’
 
Makul süre sorunun temel anayasal hak olan adil yargılama hakkını ihlal ettiğini vurgulayan AYM, bu durumun yapısal bir sorun olduğunu dile getirdi. Bu yapısal soruna dair AİHM’in kararlarına ve kendi verdiği kararlara işaret eden AYM, kararında şu ifadeler yer aldı: “Bu olgunun farkında olan kanun koyucu, idari makamlar ve yargı organları da sorunu çözmeye yönelik çeşitli adımlar atmış; Bununla birlikte alınan her türlü tedbire rağmen yargılamanın makul sürede sonuçlanmadığı ve uzun sürdüğü durumlarda, bu ihlal nedeniyle ortaya çıkan zararları giderecek geçici de olmayan bir mekanizma ve dolayısıyla etkili bir başvuru yolu bulunmamaktadır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun ikincilliği ve hukuk sisteminde düzenlenen başvuru yollarının tüketilmesinden sonra başvurulabilecek bir anayasal başvuru yolu olması da dikkate alınarak yargılamaların uzun sürmesinden kaynaklı ihlaller nedeniyle ortaya çıkan ve yapısal sorun teşkil eden durumun telafi edilebilmesi için kanuni bir düzenleme ile bu konuda başvurulabilecek bir mercinin oluşturulması gerekmektedir.”
 
ÇÖZÜLMESİNİ İSTEDİ
 
Söz konusu yapısal sorunu Meclis’e  bildirilmesi gerektiğine işaret eden AYM, kararında, “Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen yetki ve görevlerini yerine getirerek makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla ilgili başvuru yapılabilecek etkili bir yolun ihdas edilmesi gerektiği tespitini yapmıştır. Dolayısıyla kararın bir örneğinin Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanında yer alan bir temel hak ve hürriyetin ihlaline yol açtığı tespit edilen söz konusu yapısal sorunun çözümü için Türkiye Büyük Millet Meclisine de bildirilmesi gerekir” denildi.
 
MANEVİ TAZMİNATA MAHKÜM ETTİ
 
Yaşanan ihlalin yapısal sorundan kaynaklanması nedeniyle Kuruç’un başvurusuna dair verilen kararın pilot karar usulünün uygulanmasına hükmeden AYM, kararın yayımlandığı tarihe kadar makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla yapılmış olan başvurular ile bu tarihten sonra kaydedilecek aynı mahiyetteki başvuruların incelenmesinin kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından itibaren dört ay süreyle ertelenmesine karar verdi. Mahkeme, ayrıca Kuruç’un makul sürede yargılama hakkı ve bu hakla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlali nedeniyle 35 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verdi. Mahkeme, tazminata ilişkin diğer talepleri ise reddetti.
 
PİLOT KARAR NEDİR?
 
Anayasa Mahkemesi, bireysel başvurunun yapısal bir sorundan kaynaklandığını ve bu sorunun başka başvurulara da yol açacağını öngörmesi durumunda pilot karar usulüne başvuruyor. Yüksek Mahkeme bir ya da birkaç dosya belirleyerek, benzer başvurulara ilişkin tek bir karar veriyor. Bu kararda; yapısal sorunun ne şekilde çözüleceğine dair ilkeler yer alıyor. İdari mercilerin bu ilkeler çerçevesinde sorunu çözmesi isteniyor. Sorunun verilen sürede çözülmemesi durumunda AYM, tüm dosyaları topluca görüşerek, ihlal kararı veriyor.
 
MA / Mehmet Aslan