Aydar: Türkiye’nin Lozan’ı güncelleme girişimleri nafile

img
İSTANBUL - KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, Türkiye’nin bu süreçte Lozan statüsünü yeniden inşa etmeye çalıştığını belirterek, bu girişimlerin nafile olduğunu söyledi.  
 
Yüzyıl önce aralarında Türkiye, Britanya, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Sırp, Hırvat, ve Yugoslavya temsilcileri tarafından 24 Temmuz 1923 yılında İsviçre’nin (Lausanne) Lozan kentinde imzalanan ve Kürtleri dört parçaya bölerek statüsüz bırakan Lozan Antlaşması’nın yıldönümüne az bir süre kaldı. Türkiye’nin Lozan Antlaşması’ndan sonra sürdürdüğü yüz yıllık inkar ve imha politikaları, ülkede başta Kürtler ve Ermeniler olmak üzere Ortadoğu’daki tüm halklara ölümler, katliamlar sundu. Statüsüz bırakılan, baskı ve saldırılarla katliamlara maruz kalan Kürtler, Lozan’dan bu yana mücadelelerini sürdürüyor. Kürt halkının yürüttüğü yüz yıllık bu mücadele bugün Ortadoğu’nun en dinamik halkası olarak görülüyor.
 
Lozan Anlaşması’nın 99’uncu yıldönümü dolayısıyla Kürtler, 57 siyasi parti ve kurum ile çok sayıda aydın, siyasetçi, sanatçı ve akademisyen Lozan’da bir araya gelerek konferans gerçekleştirdi.  Güncellenecek olan Lozan’ı bu haliyle kabul etmeyeceklerini her fırsatta ifade eden Kürtler, düzenledikleri konferansın ardından bir bildirge yayınladı. Yeni Lozan ile Kürt halkının bir yüzyıl daha statüsüz bırakılacağının hedeflendiğini ifade eden Kürtler, buna izin vermeyeceklerini belirtti.
 
Lozan konferansına katılan KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, düzenledikleri konferansın hedeflerini Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
 
‘LOZAN, HALKLAR İÇİN SOYKIRIM BELGESİDİR’
 
Yüz yıl önce devletlerarası güçlerin Lozan’da bir konferans gerçekleştirerek Kürt halkının geleceğiyle oynadığını belirten Aydar, bu konferansta Kürtleri temsil edecek kimselerin bulunmadığını hatırlattı. İngilizlerin Kemalistlerle beraber Kürt temsillerinin Lozan’a katılmasının önüne geçtiğinin altını çizen Aydar, “Kürt temsilciler engellendikten sonra Kürdistan dörde bölündü ve o günden sonra inkar edilip yok sayıldı. O günden sonra ‘Kürtler varsa da bizim için yok’ denildi. Devletlerarası güçler bölge devletlerine de ‘Kürtleri yok edebilirsiniz’ diyerek soykırımı kabul ettiler. Lozan aslında Kürtler için bir jenosit belgesi niteliğinde oldu. Aslında bu uygulamaya diğer halklar olan başta Ermeniler, Süryanilerde dahil edildi. Kürtlere uygulanan politikalar onarda da uygulandı. Belki bu halklar daha önce soykırıma uğradılar ama bu Lozan ile bu soykırımı onayladılar ” dedi.
 
İSYANLAR SÜRDÜ
 
Soykırım politikalarının günümüzde de devam ettiğinin altını çizen Aydar, Kürtlerin de Lozan ile beraber isyanının her alanda sürdüğünü aktardı. Aydar, “O tarihten bu yana Kürdistan’da katliam süreci başlatıldı ve bu süreç devam ediyor. O gün olanları kabul etmemiştik, bugün de kabul etmediğimizi her fırsatta dile getiriyoruz” dedi.
 
KONFERANSLA KÜRTLERİN TAVRI
 
Kürtlerin bugün Lozan’da gerçekleştirdiği konferansla yüz yıl önce Lozan’da yüz yıllık inkar ve imha politikalarının altına imza atan güçlere karşı bir tavır niteliğinde olduğunu belirten Aydar, “Lozan yıl dönümünde Kürdistanlıların tavrı diyebiliriz bu konferansa. Konferansla imzacı devletlere ‘Biz yüzyıl önce yoktuk ama şimdi buradayız, bizi yok edemediniz, halkımızın katliama maruz kalmasını ve ülkemizin bölünmesini kabul etmiyoruz. O yüzden biz Lozan’ı tanımıyoruz’ cevabıdır” ifadelerini kullandı.
 
KÜRTLER İÇİN BİR BAŞLANGIÇ
 
Düzenledikleri konferansla dünyaya seslendiklerini, yine bir direniş mesajı verdiklerini vurgulayan Aydar, bunun Kürtler için bir başlangıç olduğunu da sözlerine ekledi. Konferansta Kürtlerin önlerindeki süreçte neler yapması gerektiği gibi birçok konuyu masaya yatırdıklarını aktaran Aydar, katliamdan geçirilen, yok sayılan ve inkar edilen diğer halklar için de mücadele edeceklerinin kararını aldıklarını belirtti.
 
‘İSYANIN SOMUT İFADESİ’
 
Gerçekleştirdikleri konferansın, son yüzyıldaki tüm isyan ve başkaldırının somut ifadesi olduğunu belirten Aydar, “Bu Dersim’de, Zilan’da, Halepçe’de, Afrin’de, Şengal’de yaşanan tüm katliamlara karşı tutumun temsilidir. Son yüzyıldaki tüm serhildanların bir versiyonudur. Biz bu konferansla herkesin sesi olmaya çalıştık. Biz dünyaya ‘Bu Lozan bu haliyle devam edemez’in mesajını verdik. Her şeyin yeniden tartışılmasını ve Kürtlerin iradesinin yeniden ele alınmasını talep ettik. Bugün ortaya koyduğumuz ses budur” dedi.
 
‘KÜRTLER ESKİ KÜRTLER DEĞİL’
 
Lozan’ın yıl dönümüne yaklaşırken AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem son NATO toplantısında hem de Tahran’daki Rusya ve İran toplantısında Kürt karşıtı tutumunu değerlendiren Aydar, “Biz Kürt halkı olarak mücadelemizle gelinen yüz yıllık süreçte Lozan statüsünü delmiş durumdayız ama tamamen ortadan kaldırmış değiliz” dedi.
 
Aydar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizlerin bugün Güney’de Federasyon yapımız, Rojava’da oluşturduğumuz özgür bir alan, Kuzey’de ve Rojhilat’ta büyük bir mücadelemiz var. Ortaya çıkardığımız bu kazanımlarımız bugün Erdoğan’ın hedefinde. Türkiye bugün işini gücünü bırakıp her tarafta saldırıya geçerek Kürt kazanımlarını ortadan kaldırmayı hedefliyor. Erdoğanlı Türkiye’nin tüm diplomasisinin merkezinde Kürt karşıtlığı var. Yani Türkiye bu süreçte Lozan statüsünü yeniden inşa etmeye çalışıyor. Bugün Türkiye’nin varlık yokluk savaşı dediği durum tam olarak da bundan kaynaklıdır. Beka sorunu derken bundan kaynaklıdır. Ama Türkiye’nin tüm bu girişimleri nafile bir çabadır. Çünkü Kürt halkı tecrübe sahibidir artık. Kürtler eski Kürtler değildir. Bizi artık kimse Lozan statüsüne mecbur edemez. Beyhude bir çaba içerisindeler.” 
 
KÜRTLERLE SAVAŞ DERİN KRİZLERE NEDEN OLDU
 
Erdoğan’ın son yıllarda Kürtlere karşı geliştirdiği savaş politikalarının Türkiye’yi bugün ekonomi başta olmak üzere sosyal, siyasal alanda büyük bir krize getirdiğini aktaran Aydar, Türkiye hükümetini bu Kürt karşıtı tutumundan vazgeçmeye çağırdı. Aydar, çözüm süreci olarak bilinen 2013 ile 2015 yılları arasındaki gelişmelere işaret ederek, “O dönemki Türkiye nasıl bir dönemdi. O süreç Türkiye halkları için her alanda olumlu gelişmelere olan bir süreçti fakat sürecin bozulmasından bu yana geçen 7 yıllık sürede Türkiye’nin geldiği durumu hepimiz görüyoruz. Bu kadar büyük ekonomik sorun, artan enflasyon ve pahalılık Kürtlere karşı savaştan kaynaklandı. Türkiye bütün kaynaklarını savaşa yatırdı o günden bu yana. Başkan Apo, ‘çözüm süreci’nin bitirilmesiyle Türkiye’nin başına geleceklerini söylemişti. Haklı olduğunu bir kez daha gördük. 2015 yılında çözüm sürecinin sonlanmasının ardından Türkiye Lozan’ın yıl dönümü olan 24 Temmuz’da savaş kararı aldı. Savaşın bugün boyutlarını hepimiz görüyoruz” dedi.
 
2023’E KADAR EYLEM
 
Lozan toplantısında 2023 yılının 24 Temmuz’una kadar Kürt siyasi parti ve kurumlarıyla birçok eylem ve etkinlikler önlerine koyduklarını aktaran Aydar, 2023 yılına kadar yapacakları konferanslar, toplantılar ve yürüyüşlerle Lozan’ı etkisiz hale getireceklerini kaydetti.