74'üncü Ferman'ın tanığı: Hep bu topraklarda olacağız

HABER MERKEZİ - Binlerce Êzidînin katledildiği ve üzerinden 8 yıl geçen fermandan HPG'nin açtığı koridor sayesinde kurtulan 76 yaşındaki Xelef Derwêş, "Sağ ya da ölü hep bu dağın yamacında olacağız. Bu topraklarda kalacağız ve yaşamaya devam edeceğiz" dedi. 
 
DAİŞ, 10 Haziran 2014'te herhangi bir direnişle karşılaşmadan Irak'ın en büyük ikinci kenti Musul’u ele geçirdi. Kenti terk eden Irak ordusundan geriye kalan askeri mühimmatlarla daha da güçlenen DAİŞ, aynı yılın Ağustos ayında Êzidîlerin yaşadığı Şengal'e yöneldi. DAİŞ, ilk olarak 3 Ağustos gecesi Şengal Dağı’nın güneyinde yer alan köyleri hedef aldı. DAİŞ'in ilerlemesi sonrası Kürdistan Demokratik Partisi'ne (KDP) bağlı pêşmerge güçleri, Irak ordusunun Musul'u terk ettiği gibi Şengal'den kaçarak, Êzidîleri yeni bir fermanla karşı karşıya bıraktı. 
 
FERMANDA NELER YAŞANDI?
 
Kimi Êzidîlerin "73'üncü" kimilerinin de "74'üncü" olarak adlandırdığı son fermanda, binlerce Êzidî katledildi. Binlerce kadın ve çocuk da esir alındı. DAİŞ, esir aldığı kadın ve çocukları daha sonra köle pazarlarında sattı. DAİŞ saldırısında esir alınan 3 bine yakın Êzidî kadın ve çocuktan halen haber alınamıyor. Saldırıdan kurtulmayı başaran binlerce Êzidî de aç ve susuz göç yoluna düştü. Kaçırılan Êzdîleri Kurtarma Ofisi'nin Temmuz 2019 verilerine göre, saldırı öncesi 550 bin Êzidî bölgede yaşıyordu. Ancak saldırı sonrası 360 bin Êzidî göç etti. Saldırının gerçekleştiği tarihten 2019’a kadar bin 293 yaşamını yitirdi. Êzidîlere ait 80 toplu mezar bulundu. Bombalanan inanç merkezi sayısı 68 olarak belirlendi. Saldırı nedeniyle 100 binden fazla Êzidî başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı. DAİŞ tarafından altı bin 417 kişi kaçırıldı, bunlardan 3 bin 548’i kadın, iki bin 869’u erkek. Verilere göre bugün halen kurtarılmayı bekleyen iki bin 908 kişi bulunuyor. 
 
 
HPG'İN 'HAYAT' KORİDORU 
 
DAİŞ saldırısı sonrası kenti terk etmeye başlayan on binlerce Êzidî, 12 kişilik HPG'li birliğin açtığı koridor sayesinde kurtulabildi. HPG'liler, günlerce süren çatışmalar sonrası DAİŞ'i püskürttü ve Êzidîleri Kuzey ve Doğu Suriye'ye geçirmeyi başardı. Êzidîler burada kurulan kamplarda uzun bir süre kalırken, 13 Kasım 2015'de Şengal kent merkezi de DAİŞ'ten temizlendi. HPG'lilerin aktif rol aldığı Şengali Özgürleştirme Hamlesi'nde 75 üyesini kaybetti. 
 
ÖZGÜCE DAYALI İNŞA
 
Çatışmalar nedeniyle harabeye dönen Şengal'e yeniden dönmeye başlayan Êzidîler, kendi kendilerini yönetmeye başladı. Şengal Özerk Demokratik Meclisi'ni kuran Êzidîler, sonrasında olası bir fermana karşı YBŞ ve YJŞ güçleri ile Êzîdxan Asayişini kurdu. Yeni bir yaşamı ilmek ilmek ören Êzidîler, bugün de farklı güçler tarafından tehdit, saldırı ve baskılarla karşı karşıya. 
 
ŞENGAL ANTLAŞMASI
 
Êzidîlerin kurduğu yeni yapı sık sık KDP ve Bağdat hükümeti tarafından hedef alınıyor. KDP ve Irak merkezi hükümeti en son 9 Ekim 2020'de "Şengal Anlaşması" imzalanarak, Şengal'e tekrar kendi askerlerini konuşlandırmak istedi. Uluslararası güçlerin ve Türkiye'nin de destek verdiği anlaşma, Êzidîlerin karşı duruşuyla hayata geçirilemedi. Bu süreçte Irak ve KDP özel güçleri tarafından da birçok kez Şengal'e dönük karadan saldırı düzenlendi. 
 
DAİŞ'İ YENENLER HEDEFTE
 
Bunun yanı sıra Türkiye de sık sık savaş uçakları ve Silahlı İnsansız Hava Aracıyla (SİHA) Şengal'i hedef alıyor. DAİŞ'e karşı verilen mücadeleyi örgütleyen Şengal Êzidî Koordinasyonu üyesi Zeki Şengali (İsmail Özden), YBŞ Komutanı Seid Hesen ile yeğeni YBŞ savaşçısı İsa Xwededa, Şengal Yönetim Konseyi Eşbaşkanı Merwan Bedel, YBŞ komutanlarından Sileman Şemo Yusuf ve Enver Tolhildan söz konusu saldırılarda hayatını kaybetti. Yine aralarında çok sayıda sağlık çalışanı ve çocuğun da olduğu birçok kişi Türkiye saldırılarında yaşamını yitirdi. 
 
74’üncü Ferman'ın yaşandığı sırada Tilezêr nahiyesine bağlı Xerbat Qewala köyünde DAİŞ'ê karşı direnen 76 yaşındaki Xelef Derwêş, katliam döneminde yaşananları ve sonrasını Mezopotamya Ajansı'na (MA) anlattı. 
 
'DOÇKALI ARACI DA ALIP GİTTİLER'
 
DAİŞ saldırısı sırasında KDP'ye bağlı peşmergelerin üzerinde doçka bulunan bir araçla nahiyelerinde olduğunu aktaran Derwêş, saldırı sürecinde yaşananları şöyle anlattı: "Saldırı başlayınca onu da götürdüler. 'Niye götürüyorsunuz' diye sorduk. Onlar da 'bu silaha ne yapacaksınız ki' dedi. DAİŞ gece saatlerinde Girzerik köyüne saldırdı. Buna karşı biz de kendi köyümüzün yukarısında bir mezar genişliğinde mevziler kazdık. Her mevziye iki kişi sığıyordu. Mevzilerin etrafındaki yeni toprağı da kenarlardan aldık. Deşifre olmamak için sigara yakılmamasını söyledik. DAİŞ’liler Girzerik'te katliam yaptı ve o sırada içinde doçka olan bir pêşmerge aracı daha yanımızdan geçti. Girzerik’e savaşmaya gittiğini sandık ancak onlar da kaçtı. Biz de Tilêzir’e yaklaşık dört kilometre uzaklıktaydık. Akşamı köyde geçirdikten sonra merkeze geldik ama kimseyi göremedik. Ne bir peşmerge kalmıştı ne de bir araç vardı. Meğerse gece hepsi kaçmıştı. Biz de 40 kişilik bir grup olarak başka bir köye gittik, oradan da başka bir yere."
 
'TOPRAĞIMIZI TERK ETMEDİK' 
 
Sonrasında HPG'li grubun Şengal Dağı eteklerinde kendilerine yetiştiğini belirten Derwêş, "Eğer o an gelmeselerdi hepimiz o dağın yamacında susuzluktan ölecektik. Çünkü yanımızda hiçbir şey yoktu. Bizi açtıkları koridordan Dêrik’e gönderdiler. 30 gün boyunca Dêrik’te kaldıktan sonra döndük. Geldiğimizde yiyecek hiçbir şey yoktu. Üzerimizden de top mermileri geçiyordu. Çocuklarımız bile artık top mermilerinden korkmuyordu. Bütün bunlara rağmen toprağımızı terk etmedik. Daha sonra diğer akrabalarımız geldi ve kurdukları çadırlarda kaldılar. Bu insanlar hala aynı yerde yaşıyorlar" diye konuştu. 
 
'HPG OLMASAYDI ÖLECEKTİK'
 
Dönüş sürecinde de baskılara maruz kaldığına dikkati çeken Derwêş, "Federe Kürdistan Bölgesi’ne bağlı yetkililer, ‘Siz delisiniz, DAİŞ hepinizi katliamdan geçirdi, buraya tekrar niye geldiniz’ diye sordu. Ben de ‘Onurlu bir ölüm, şerefsiz bir yaşam sürmekten iyidir’ dedim. Şerefi olmayan bir insanın yaşaması niye ki? Çocukken Çiyayê Şengal Partisi vardı. Parti, Mele Mistefa Barzanî’ye destek veriyordu O nedenle halkın elinde olan yüzlerce silaha hükümet tarafından el konuldu. İran-Irak savaşında bin 500 Êzidî şehit düştü. Ancak 2014 yılında bu iyilikler ne Irak hükümetinin ne de Mesut Barzani’nin aklına geldi. İki güç de bizi DAİŞ saldırılarında yalnız bıraktı. Kime iyilik yaptıysak unuttular. Bize bir saldırı olduğunda kimsemiz yok. Ancak hepsi bize karşı ittifak kurabiliyor. Eğer HPG’liler olmasaydı binlerce Êzidî Şengal Dağı'nda ölüp gidecekti. Çünkü etrafımız dört bir yandan sarılmıştı” şeklinde konuştu. 
 
'BU DAĞIN YAMACINDA OLACAĞIZ'
 
Fermanın üzerinden yıllar geçmesine rağmen halen saldırılarla karşı karşıya olduklarını ifade eden Derwêş, geçmişte Ermenileri katleden Türkiye'nin kendilerine yöneldiğini söyledi. "Bizi de katliamdan geçirmek istiyor. Bize büyük bir hainlik yapıldı” diyen Derwêş, tüm saldırılara rağmen yeniden yaşamlarını kurmaya başladıklarını ifade etti. YBŞ ve YJŞ güçleri öncülüğünde yaşamı örgüklerini ifade eden Derwêş, "Aç ve susuz değiliz. Güvenliğimiz var. Bu dağın ortasında cennette gibiyiz. Ancak birçok kişi güvenli olmamasına rağmen Erbil’e gidiyor. Her savaşın bir onuru vardır. Bizler de Şengal’de kalarak onurlu bir yaşam sürdürüyoruz. Farklı yerlere gidenler yarının hesabını yapmıyorlar. Bizler buranın bizim mezarımız olacağını biliyoruz. Sağ ya da ölü; Bu dağın yamacında olacağız” ifadelerini kullandı.
 
İTTİFAK VURGUSU
 
Kürtlerin sık sık hedef alınmasının nedeninin birliklerini oluşturmaması olduğuna vurgu yapan Derwêş, şöyle devam etti: "İttifakımız olmadığı için saldırılara açığız. Êzidîlerin kendi arasında bile bir ittifakları yok. Eğer ittifakımız olsaydı bu durumda olmazdık. Bu kadar saldırı yapılmazdı. Eğer birbirimiz için çalışıp çabalasaydık, bu kadar dağılmazdık. Ben iki şehit babasıyım. Bu topraklarda kalacağız ve yaşamaya devam edeceğiz."