Vartinis Davası duruşmaları aç-kapa ilerliyor!

img
ANKARA –  Vartinis Davası'nda firari sanık Bülent Karaoğlu'nun yakalanması için kırmızı bülten çıkarılmasına dair verilen mahkeme kararı uygulanmıyor.
 
Mûş’un Têlî (Korkut) ilçesinde 3 Ekim 1993 yılında evleri yakılarak aynı aileden 9 kişinin katledildiği Vartinis Katliamı'na konu yargılamada beraat kararı verilmesinin ardından Yargıtay’da temyiz incelemesi sonrası bozulan Vartinis Davası'nın 11’inci duruşması Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
 
30 YILLIK ADALET MÜCADELESİ
 
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada ilk olarak söz alan katledilen ailenin sağ kalan tek üyesi Aysel Öğüt ve yakınları, 30 yıldır süren adalet arayışlarının artık bir karşılık bulmasını istediklerini, sanığın yakalanması için gereken ne varsa yapılmasını istediklerini dile getirdi.
 
BİR SONRAKİ DURUŞMA 2 MART’TA
 
Öğüt'ün ve dava avukatlarının beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 9’uncu duruşmada firari sanık Bülent Karaoğlu'nun yakalanması için kırmızı bülten çıkarılmasına dair verdiği karar ile ilgili sürecin Emniyet Genel Müdürlüğü İnterpol Dairesi'nde henüz sona ermediği bilgisini paylaşarak duruşmayı 2 Mart’ta erteledi.
 
NE OLMUŞTU?
 
Mûş’un Têlî (Korkut) ilçesine bağlı Vartinis Beldesi'nde (Altınova) kırsalında 2 Ekim 1993 tarafından yaşanan çatışmada bir astsubay yaşamını yitirdi. Çatışmadan sonra astsubayın cenazesini almaya gelen askerler, Vartinis'ten geçerken havaya ateş açtı ve “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” diyerek bölgeden ayrıldı. Olaydan bir gün sonra, yani 3 Ekim'de beldeye gelen askerler "örgüte yardım ettikleri" iddiasıyla köyü ateşe verdi. 
 
Evlerinin ateşe verilmesi sonucu Nasır ve Eşref Öğüt çifti, en büyüğü 12, en küçüğü ise henüz 3 yaşında olan 7 çocukları ile birlikte can verdi. Evden sağ kurtulan tek kişi olan Aysel Öğüt, daha sonra olaya ilişkin suç duyurunda bulundu. 
 
Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, “olayı PKK yaptı ve terör suçu” diyerek dosyayı görevsizlik kararı ile Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı’na gönderdi. DGM Başsavcılığı, olayı “terör eylemi” olarak nitelendirdi ve “failleri belli olmadığı” gerekçesiyle dosyayı kapattı.
 
Öğüt, Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde yapılan düzenlemelerle birlikte, 2003’te yeniden suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık, bu kez olaya ilişkin soruşturma başlattı. Savcılık, iddialarda ismi geçen kişilerin askeri görevde oldukları gerekçesiyle Elazığ 8’inci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dosya bu kez de 7 yıl askeri savcılıkta bekledi.
 
2011 yılında Öğüt ailesinin avukatları yeniden savcılığın yolunu tuttu. Muş Başsavcılığı, yasa değişiklerini de dikkate alarak soruşturmayı yürütüp tamamladı. Dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Üstteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Gökyazı Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan dava açıldı.
 
“Güvenlik” gerekçesiyle Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde alınan davanın 1 Mart 2016 tarihindeki karar duruşmasında, dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu ile diğer 3 sanık hakkında “delil yetersizliğinden” beraat kararı verildi. Karara, “yargılamanın eksik yürütüldüğü” gerekçesiyle itirazda edildi. 
 
Dosya, 5 yıl Yargıtay'da bekletilmesi ardından karar çıktı. Yargıtay, katliamdan dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı yüzbaşı Bülent Karaoğlu'nun sorumlu olduğuna ve yerel mahkemenin Karaoğlu hakkında verdiği beraat kararını “köyün yakılması emrini Yüzbaşı Karaoğlu vermiştir” diyerek bozdu. Daire, ayrıca dava sanıkları arasında yer alan rütbeli 3 asker hakkındaki beraat kararını ise onadı. Kararın ardından Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 21 Eylül 2021 tarihinde görülen ilk duruşmada dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Bülent Karaoğlu hakkında tutuklama kararı verildi. Ancak Karaoğlu Eylül 2021 tarihinden bu yana yakalanamadı.