Anneler: Barış için Öcalan’ın özgürlüğü şart

img
WAN - Yürütülen sürecin barışa evirilmesi için Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurgulayan Wan Barış Anneleri Meclisi üyeleri, “Dilimiz, kimliğimiz ve varlığımız tanınsın istiyoruz” dedi. 
 
Barış Anneleri Meclisi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı “Barış ve Demokratik Toplum Süreci” kapsamında çalışmalarını yoğunlaştırdı. Son olarak kent kent ön konferanslar düzenleyen barış anneleri, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için eylemlerini büyütmeyi hedefliyor. 
 
Wan Barış Anneleri Meclisi üyesi Saliha Yazıcı, Kürt sorununun kansız çözümünü talep ettiklerini belirterek, tümsiyasi tutsakların özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurguladı. Meclis üyesi Nezahat Gür, en elzem adımın sürecin mimarı olan Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü olduğunun altını çizdi. Mersin, Amed ve Wan’da gerçekleştirilen “umut hakkı” yürüyüşlerinde halkların en temel talebinin yine Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü olduğunu hatırlatan Nezahat Gür, “Bu sürecin barışla sonlanmasını istiyoruz. Gerilla annelerinin ağlamasını nasıl istemediysek, asker ve polis annelerinin de ağlamasını istemiyoruz. Benim bir evladım bir de kardeşim bu uğurda yaşamını yitirdi. Ben bu acıyı yaşadım ama başka kimse yaşamasın. Dilimizi özgürce konuşmak istiyoruz” diye belirtti. 
 
ÖZERK YÖNETİM’E DÖNÜK TEHDİTLERE TEPKİ 
 
Meclis üyesi Leyla Duman, “Sürecin başından bu yana Önderimizin serbest bırakılmasını istedik. İktidar bir yandan barış görüşmeleri yaparken, diğer yandan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne saldırı tehditlerini sürdürüyor. Kürtler Rojava'ya dönük saldırıları kabul etmeyecektir” ifadelerini kullandı. Meclis üyesi Hatice Akdoğan, hiç bir annenin çocukları için ağlamaması, evlat acısı yaşamaması için mücadele verdiklerini vurguladı. 
 
ASKER VE POLİS ANNELERİNE ÇAĞRI 
 
Meclis üyesi Besna Akdoğan, devlet ve iktidarın adım atmamasına tepki göstererek, “Şubat’tan bu yana gözümüz süreçte. Ancak ne iktidar ne de devlet bir adım atmıyor. Barış anneleri olarak çok acı çektik. Çocuklarımızın saçının teline hasret yaşadık. Ama bu kadar acıya rağmen asker, polis annelerinin de acı çekmesini istemiyoruz. Buradan asker, polis annelerine sesleniyorum; el ele verip bu süreci biz yürütelim” çağrısında bulundu. 
 
'DİLİMİZ, KİMLİĞİMİZ TANINSIN’ 
 
Meclis üyesi Kadriye Gezici de, şunları belirtti: “26 yıldır Önder Öcalan'ın haberini bekliyorduk. Onun sesini duymak istiyorduk. Bu savaşta hepimizin evine ateş düştü. Ancak hep barış için mücadele ettik. Onurlu bir barış istiyoruz. Önder Öcalan'ın attığı adımı sürdürmek istiyoruz. Taleplerimiz çok basit; dilimizi, varlığımızı, kimliğimizi tanısınlar. Özgür bir ülkede yaşamak istiyoruz. Kendi topraklarımızda özgür olmak istiyoruz. Barışın olmadığı yerde savaş ve kan olacaktır.”