Tutsak Birkan: Sürecin başlamasıyla baskılar arttı

img
ANKARA - Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne rağmen cezaevlerinde devam eden hak ihlallerine dikkat çeken tutsak Yusuf Birkan,  “Sürecin ete kemiğe bürünmeye başlamasıyla negatif bir tavır gösterir oldular” dedi.
 
İzmir 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Yusuf Birkan, 14 Ekim’de geçirdiği beyin kanaması sebebiyle Sincan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan ve tedavisi yoğun bakım ünitesinde devam eden Aykol’a yaşadığı hak ihlallerini aktaran bir mektup gönderdi.
 
Birkan, 13 Ekim tarihinde gazeteci Aykol’a gönderdiği mektupta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla başlayan Demokratik Toplum ve Barış Süreci’ni değerlendirerek, “Ülkede başlayan 'Barış Süreci' ile halkların gerçek manada kardeşlik hukuku kuracağını görmek istesek de AKP teşkilatı pek umut vaat etmiyor. Her ne kadar ‘samimiyiz’ deseler de, görünürde böyle olmadıkları gün gibi ortada, yine de denemeye değer, bir insanın canını, bir ağacın yeşil kalmasını, bir hayvanın hayatını kurtarmak için Erdoğan’la bile müzakere edilmesi gerekiyor, değil mi? Son bir yıl içinde üzerimize düşen tüm sorumlulukları çekinmeden yerine getirdik. Barış cesaret gerektiren bir olgu, pragmatistler ve korkaklar kendileriyle dahi barışamazlar önümüzdeki haftalarda takke düşecek kel görünecek” dedi.
 
‘TAVIR DEĞİŞTİ’
 
Devam eden sürecin cezaevine yansımalarını vurgulayan Birkan, “Şu an bulunduğum zindan yedinci zindan oluyor beni geçirttikleri, öncekilerine göre daha bir insancıl ve anlayışlıydılar, personel idari sorunları gidermek için ayak diretse de zaman içinde orta yol bulunuyordu. Ancak ‘Barış Süreci’nin başlaması ve ete kemiğe bürünmeye başlamasıyla tavırları değişir oldu, negatif bir tavır gösterir oldular. Bu kimi zaman bir personelin sözlerinde kim, zaman idarenin keyfi uygulamalarıyla görünür oldu. Elbette sürece karşı olduklarını söyleyen yok, gel gör ki bizlerin gözlemleri öyle değil. Kurum birimleri ağır çalışır oldu, idare sorunları gidermek yerine tırmandırmayı tercih ediyor. Mahkeme kararını tanımaz oldu” ifadelerini kullandı.
 
HAK İHLALLERİ 
 
Cezaevlerindeki hak ihlallerinin devam ettiğini vurgulayan Birkan, yaşadıklarını şöyle aktardı: “2024 Nisan ayında ailem A4’e basılmış aile resimleri gönderdi. Kurum A4 boyutunda diyerek vermeme kararı aldı. İtirazlarım sonucunda Ağır Ceza Mahkemesi ‘kesin’ olarak verilmesine hükmetti. Bunun üzerine aile resimlerim verildi. Geçen süre içinde yenileri geldi, benim gönderdiklerim oldu, sorun yaşanmadı. Mahkeme kararı ortada olmamasına rağmen kurum, ailemin en son gönderdiği aile resmini de vermeyeceğini söyledi. 
 
HUKUK TANIMAZ OLDULAR
 
Diğer bir konu yeğenimin gönderdiği mektubu vermemeleri oldu. Mektubun içeriğine bakılmaksızın, el yazısı olmayıp bilgisayarda yazdığından vermediler, İdare ve Gözlem Kurulu kararı olmadan da depoya kaldırdılar. Depoya kaldırıldığına dair tuttukları tutanağı tebliğ ettiklerinde tutanağın bir nüshası bana verilmeliyken verilmedi, günlerce vermeleri için uğraştım alamadım. Hukuk tanımaz oldular. Gerçi artık AYM’de hukuk tanımıyor. Adalet bakanlığının zindan kıyafet yönetmeliğinde ‘1925 şapka kanununa aykırı olmayan bir adet şapka hükümlü/tutukluya verilir’ denilmesine rağmen kurum keyfi olarak vermedi."
 
İnfaz Hakimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi'nin ardından Anayasa Mahkemesi'nin de (AYM)  kararı onayladığı bilgisini paylaşan Birkan, dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşımaya hazırlandığını dile getirdi. 
 
Birkan, aynı zamanda cezaevlerindeki yayın yasakları nedeniyle Yeni Yaşam Gazetesi'ne de erişemediklerini aktardı.