İSTANBUL - KHK ile işlerinden ihraç edilen KESK'li kadınlar, sokaklarda ve üretim alanlarında istenmediklerini belirterek, "AKP kadını eve hapsetmek istiyor. Ancak bizler direnmekten, üretmekten ve alternatif yaşam alanları oluşturmaktan vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu'nun hazırladığı ve Avrupa Konseyi Eşitlik ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon'a sunduğu Kadın Hakları İhlalleri Raporu'na göre, OHAL sonrası 25 bin 523 kadın mesleklerinden ihraç edildi. Bu kadınlardan biri de 7 Şubat'ta yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işinden edilen sınıf öğretmeni Sema Uçar. İhraçların en fazla kadınları etkilediğini belirten Uçar, eve hapsedilmeye çalışıldıklarını söyledi.
Özellikle bekar olan arkadaşlarının ekonomik sebeplerden dolayı evlerini dağıtıp ailelerinin yanına dönmek zorunda ifade eden Uçar, bununla beraber mahalle ve toplum baskısıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Uçar, "Arkadaşlarımızın ailede, evin içerisinde bir baba, ağabeyi yada bir erk figürü ile karşı karşıya kalmalarına sebep oldu. Evli ve çocuklu olan kadın arkadaşlarımız ise, onlardan beklenen toplumsal rollere bürünmek zorunda kaldılar. İşte evde çocuk bakımı, ailede yaşlılar var ise ailedeki yaşlıların bakımı gibi durumlarla karşı karşıya kaldılar" dedi.
'KADINLAR SOKAKTA VE ÜRETİM ALANLARINDA İSTENMİYOR'
AKP'nin özellikle kadınlara yönelik yürüttüğü bir politikanın söz konusu olduğunu kaydeden Uçar, "Bu politika kadını aile içerisinde tanımlama üzerinedir. KHK ile bu kadar büyük oranda kadını ihraç etme yönelimi, kadınları daha çok eve bağımlı bırakacak bir yaşam sunmaktır. Toplumsal olarak kadını, anne, kız kardeş ya da kız evlat gibi bir role büründürmektedir" diye belirtti.
29 Ekim 2016 tarihinde yayınlanan KHK ile ihraç edilen edebiyat öğretmeni Hüda Yıldırım da, hükümetin genel olarak kadın politikasına bakıldığında bu ihraçların şaşırtıcı olmadığını aktardı. Yıldırım, kadınların sokaklardan, üretim alanlarından ve kurumlardan geri çektirilerek görünürlüğünün azaltılmaya çalışıldığını dile getirdi. Yıldırım, şöyle devam etti: "Bir nevi kadının geri planda tutulması gerektiğini bir çok demeçlerinden biliyoruz. Kadınların hamile olarak sokağa çıkmasından dahi rahatsız olan bir zihniyet var. Ve dolayısıyla bu zihniyet, üretim nedeniyle sokaklarda olan kendilerine özerk bir yaşam alanı oluşturan kadınlara çok sıkıntı çıkarıyor. Bizim ihraçlarımızda da böyle bir durum söz konusudur."
'ALTERNATİF YAŞAM ALANLARI OLUŞTURUYORUZ'
Bu süreçte, ekonomik anlamda yıpratılmaya çalışıldıkların kaydeden Yıldırım, yarattıkları yaşam alanlarının daraltılmaya hatta yok edilmeye çalışıldığını söyledi. Tüm baskı ve zorbalıklara karşı direndiklerinin altını çizen Yıldırım, "İhraç olmak demek sadece işinin elinden alınması değil alternatif iş alanlarının da kapatılması demektir. Çünkü devlet kurumlarında çıkarılmış olmakla bitmiyor, özel kurumlarda da çalışma hakkınız elinizden alınıyor ve bir işsizlik durumu söz konusudur. Fakat yılmadıklarını, her alan bir direniştir bizim için. Direnmekten, üretmekten, alternatif yaşam alanları oluşturmaktan vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.