Kolektif eğitimle kadınlar haklarını öğreniyor

img

İZMİR - İzmir Kent Konseyi, insan haklarından şiddetten koruma yollarına kadar birçok konuda kadınlara eğitim vermek için “Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı”nı başlattı. Program yürütücülerinden Kızbes Seyhan Aydın, kadınların birbirini eğittiği kolektif bir program olduğunu söyledi. 

İzmir Kent Konseyi üyesi kadınlar, Kadının İnsan Hakları Eğitim Programı (KİHEP) ile kadın haklarına yönelik 16 hafta sürecek eğitim çalışmaları başlattı. Haftada bir gün yaklaşık 4 saat süren oturumlarla gerçekleştirilen programda kadınlara insan haklarından şiddetten koruma yollarına kadar birçok konuda eğitim verilecek. 
 
Eğitimler sonucunda kadınlara sertifika verilecek ve bu sertifikalarla kadınlar sivil toplum örgütleri bünyesinde kadının hakları savunucuları olarak görev yapabilecek. Kürtçe ve Türkçe eğitim materyalleriyle kadınlarla bir araya gelen KİHEP’i, program yürütücülerinden Kızbes Seyhan Aydın ve katılımcı Şengül Tokyol Göçmen anlattı. 
 
KADINA BİRÇOK ALANDA EĞİTİM
 
İktidarın söz konusu kadın olduğunda insan haklarını rahatlıkla çiğneyebildiğini belirten Aydın, “Bilirsek, öğreniriz. Öğrenirsek örgütleniriz. Örgütlenirsek mücadelemizi kazanırız” perspektifiyle çalışmalara devam ettiklerini söyledi. Eğitimlere katılan kadınların neredeyse tamamının gittikleri alanlarda kadın mücadelesinde aktif rol aldıklarını dile getiren Aydın, kadına yönelik her yıl öz savunma eğitimiyle birlikte diksiyondan kadının politik katılımına kadar birçok alanda eğitim sunduklarını söyledi. 
 
ŞİDDETE KARŞI ÇALIŞMA GRUBU 
 
Yine afet dersleriyle kadınların acil durumlarda müdahale rolünü yerine getirebilmesi için de eğitimler verdiklerini ifade eden Aydın, kadın ve çocuklara yönelik şiddete karşı da çalışma grubu oluşturmaya hazırlandıklarını aktardı. Bu tür projelerde kadınlara ve çocuklara yönelik farkındalık yaratmak istediklerinin önemini vurgulayan Aydın, “Kentte yaşayan kim olursa olsun din, dil, ırk, etnik köken gözetmeksizin parti, mezhep demeden bütün kadınların günlük hayatlarını kolaylaştırmaya çalışıyoruz” dedi.
 
‘KOLEKTİF BİR EĞİTİM PROGRAMI’
 
Bütün kadınların birbirini eğittiği kolektif bir eğitim programı olduğunu kaydeden Aydın şunları söyledi: “Herkes kendi dilini kullanıyor. Kimse düşüncesinden dolayı yargılanmıyor. Herkes her yerde demokrasi şiarıyla hareket ederek düşüncesini burada serbestçe ifade edebiliyor. Ben bazı konuları eğitime katılan arkadaşlardan öğreniyorum. Aramızda hiyerarşi yok. Günümüzde kadınlar artık eril zihniyet tarafından sabahtan akşama kadar şiddete uğruyor. Bir kadın ‘ben şiddet görmedim’ diyemez. ‘Engelli değilsiniz; ama her an engelli olabilirsiniz’ diye bir söz var. Bu ülkede şiddet görmediniz; ama her an görebilirsiniz diyoruz. Sokakta, evde, arabada ve otobüste her yerde görülebilir.” 
 
‘KADININ ŞİDDETE TEPKİ VERMESİ ÖZSAVUNMADIR’ 
 
Olağanüstü Hal (OHAL) ile beraber kadın ve kız çocuklarına yönelik taciz ve istismarın had safhada olduğunu belirten Aydın, programda; cezasızlık politikasının kadınların hayatına etkilerini örnekleriyle sunduklarını dile getirdi. Aydın, “Kadının şiddete, tacize ve tecavüze tepki göstermesi özsavunmadır, şiddet değildir. Kadınlar yaşadıkları zorluklara tepki gösterecekler ki herkes duysun. Biz bunun daha fazla duyulması için çaba gösteriyoruz” dedi. 
 
‘FARKINDALIK EĞİTİMLERİ ÖNEMLİ’
 
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sitesinde yer alan ve daha sonra kaldırılan tanımlamalara da dikkat çeken Aydın, “Bu düşünce, kadının insan haklarını elinden alan bir düşüncedir ve kadın haklarının ihlalidir. İnsanca yaşamak için haklarımızı bilmek gerekiyor” diye konuştu. Kadınların farkındalık eğitimlerinden geçerek haklarını daha iyi bilip sahip çıkması gerektiğini ifade eden Aydın, kadının insan haklarını ve toplumsal cinsiyet haklarını sadece kadınların öğrenmesini değil, erkeklerin de öğrenmesini istediklerini aktardı. Erkeklerin de bu tür eğitimlerden geçip bilinçlenmesi gerektiğine dikkat çeken Aydın,  “Toplumsal cinsiyet eşitliği erkeğin de kadının da omzuna çok yük yüklemiş. Yani ‘namus’ adı altında kadını öldürüp hayatını zindanlardan geçiren erkek çok kazançlı olmaz. Bu zihniyeti yıkmak gerekir. Kadın erkek eşitliği sağlandığında erkekler de kendi yüklerinden kurtulacaktır. Bu nedenle kadınların toplumsal eşitliği toplumsal bir demokrasi projesidir” ifadelerini kullandı. 
 
‘KADINLAR KENDİ GÜÇLERİNİN FARKINA VARMALI’
 
KİHEP eğitimlerine katılan Şengül Tokyol Göçmen ise, politik kadın katılımı eğitimi aldığını söyledi. Yasalarda haklarının neler olduğunu öğrenmek için bu tür eğitimlere girdiğini dile getiren Göçmen şunları söyledi: “Haklarımızın neler olduğunu bilirsek o zaman savunup arayabiliriz. Bu tür eğitimlere girdikten özgün durumlarımla başa çıkabiliyorum. Boşanma arifesindeyim ve kadınların boşanmaya dair haklarını öğrenmiş olmak bana artı bir değer katıyor. Günümüzde kadına yönelik şiddetin birazcık da iktidar tarafından beslendiğini biliyoruz. İktidarın çok ciddi söylemleri oluyor. ‘Kadınlar kahkaha atmamalı, hamile kadın ortalıkta dolaşmamalı’ gibi söylemler… Hele son dönemde daha vahim söylemleri oldu. Artık iş çığırından çıktı. Şiddetin artık sınırı yok. Kadınlar; korkunç derecede fiziksel, siyasal, taciz, tecavüz gibi birçok şiddete maruz kalıyor. Tek çıkış noktası bütün kadınlar kendi gücünün ve haklarının farkına varmasıdır. Bütün kadınların bu tür eğitimlere katılması gerekir diye düşünüyorum.”
 
MA / Ayşe Sürme - Ruken Demir