‘OHAL’de her şey yasak, uyuşturucu ve fuhuş serbest’

img

DİYARBAKIR - OHAL’in yarattığı baskı ortamında en çok kadınların etkilendiğini dile getiren Diyarbakırlı kadınlar, her şeyin yasaklandığını, ancak uyuşturucu, fuhuş ve bahisin serbestçe yapıldığını vurguladı. 

Tüm demokratik eylem ve etkinliklerin yasaklandığı, toplumsal muhalefetin bastırılıp sindirildiği OHAL, hükümet tarafından bir kez daha 3 aylığına uzatıldı. OHAL’in baskı ortamından en fazla etkilenenler arasında kadın ve çocuklar da yer alıyor. “OHAL’in ceremesini kadınlar çekiyor” görüşünde olan Diyarbakırlı kadınlar, sıkıyönetim uygulamalarıyla toplumun her alanına yasaklar getirildiğini, ancak uyuşturucu, fuhuş, hırsızlık ve bahis gibi yozlaşma araçlarının serbest olduğuna dikkat çekti. 
 
‘YASAK OLMAYAN TEK ŞEY ONLAR’
 
Bağlar’da yaşayan Saliha Surer (58), her yere baskı ve korkunun egemen kılınmak istendiğine işaret etti. Haksızlığa karşı kimsenin sesini çıkarmaması için OHAL’in sopa gibi kullanıldığını dile getiren Surer, “İnsanlar aç ve çıplak olsa bile kimse haksızlığa sesini etmesin istiyorlar. OHAL gelmeden önce insanlar rahatça ekinlerini ekip biçiyordu, hayvan besliyordu. Şimdi her şeyi yasaklıyorlar. İki sokak öteye gidemiyorsun. Hemen kimlik kontrolü yapılıyor. Neyin korkusudur anlamış değilim. Daha nereye kadar yeter artık!” diyerek isyan etti. 
  
Toplumun her alanına yasaklar getirildiğini aktaran Sürer, “Bağlar’da her şey yasak, ama uyuşturucu, fuhuş, esrar, hırsızlık ve bahis oyunları serbest. Şu an yasak olmayan tek şey onlar. Biz nereye başvuracağımızı bilmiyoruz“ ifadelerini kullandı. 
 
 ‘OHAL’İN CEREMESİNİ KADINLAR ÇEKİYOR’
 
Bağlar’da bakkal işleten Sultan Karakuzu, OHAL nedeniyle perişan olduklarını, cezaevlerindeki zulüm ve haksızlığın tavan yaptığını dile getirdi. Karakuzu, “İşsizlik yüzünden insanlar kavga ediyor. Eskiden bu kadar tahammülsüzlük yoktu. Kimsenin evinde huzur yok. Özellikle biz kadınlar bunun ceremesini çekiyoruz. Benim gelinim öğretmendi. 3 çocuğu var. Sudan sebeplerle işten atıldı. İnsanlar, işsiz bırakılarak asgari ücretin altında çalışmak zorunda kalıyor. Emekleri hiçe sayılıyor” dedi.
 
‘OHAL YOKSULLAR İÇİN AÇLIK DEMEKTİR’
 
Fatih Mahallesi’nde yaşayan, 5 çocuğuna tek başına bakan Süreyya Çakır (37) ise, OHAL’in yoksullar için açlık olduğunu söyledi. Tüm annelerin ortak dileğinin çocuklarının daha iyi bir geleceğe taşımak olduğuna belirten Çakır, bu şartların sağlanması için güvenli bir yer ve ayakta kalması için bir işi olması gerektiğini kaydetti. Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuğunuzun karnı doymuyorsa ya da birilerinin baskısı altında ise insanın içi nasıl rahat olur. Kadın olarak özgür hissetmiyorum. Bu ülkede kadın olmak zaten çok zor. Hele de baskıların yoğun yaşandığı bölgemizde maalesef hem gece hem gündüz korkar hale geldik. Bu ülkede kadın ve çocuklar üzerinde farklı şeyler dönüyor Diyanet gibi bir kurum bile 9 ve 12 yaşındaki çocukların evlendirilmesini istiyor. Bu koşullarda ne erkek çocuklarını ne de kız çocuklarını güvende görmüyorum.”
 
‘İNSAN KENDİ MAHALLESİNDE ÖZGÜR DEĞİLSE TUTSAKTIR’
 
Remziye Bilir (55) de, OHAL geldikten sonra işleri olmadığı için 20 yıldır işlettiği terzi dükkanını kapatmak zorunda kaldığını söyledi. Diyarbakır sokaklarının birer karakola çevrildiğini dile getiren Bilir, her köşe başında polis kulübeleri yapıldığını, gecen herkese suçlu muamelesi yapıldığını anlattı. Toplumda büyük bir kaygı ve öfke olduğunu kaydeden Bilir, “Sokaklarımızda ve mahallelerimizde rahat dolaşamıyoruz. İnsan kendi ülkesinde kendi evinde özgür değilse rahat uyuyamıyorsa tutsaktır. OHAL ile birlikte her gün gelen yeni yasaklar ve engeller başta kadınları etkiliyor. Çünkü çocuklarımız evden çıkınca dönüp dönmeyeceğini bilmiyoruz.”
 
MA / Esra Solin Dal