Geçtiğimiz Aralık ayında “Ya özgürlük ya özgürlük” şiarıyla kadın konferansı gerçekleştiren Mor Dayanışma, yeni dönem örgütlülük çalışmalarına hız verdi. Kurdukları Mor Dayanışma Koordinasyonu'yla İstanbul’da bulunan tüm ilçelerde ve Türkiye genelindeki kadınlara ulaşma çabasında olan üyeler yeni bir kampanya yürütüyor. En büyük hedeflerinden birini de kurumsallaşma olarak belirleyen kadınlar, önümüzdeki süreçte bu hedefle mor hava sahası oluşturma alternatifini önüne koymuş durumda. 

 

Özsavunma, sanat gibi çeşitli atölyelerle tüm kesimden kadınlara ulaşmayı amaçlayan Mor Dayanışma, hayatın her alanından izole edilmek istenen kadına hem psikolojik hem hukuki destek sunarak kadın dayanışmasını güçlendirecek. Her ay çıkan Mor Dayanışma gazetesinin yanı sıra dergi de çıkaracak olan Dayanışma, kadın odaklı yayıncılık politikası ile sözünü yükseltmeye hazırlanıyor. Mahalle, işyeri ve evlere tek tek giderek kampanyayı örgütleyen Mor Dayanışma üyeleri, kuracakları komisyonlar ile kadınlara nefes aldıracak. Yeni dönem çalışmalarına ilişkin bilgi veren Mor Dayanışma Koordinasyonu üyesi Gamze Özkök ve Juliana Gözen, ulaşabildikleri tüm kadınların taleplerine cevap olmak amacıyla Mor Dayanışma’nın yeni örgütlenme sürecine girdiğini söyledi.

 

‘TALEPLERE CEVAP OLMAK İÇİN YENİ ÖRGÜTLENME SÜRECİNE GİRDİK’

 

Türkiye’de kadınlar açısından nefes alamayacakları bir sürü gelişmenin yaşandığını belirten Juliana Gözen,  saldırıların temelinde en büyük tehlike olarak görülen kadının olduğunu söyledi. Kadın düşmanı yasaları ile cinsiyetçi uygulama ve söylemlerin tesadüfi olmadığını hatırlatan Gözen, “Tam da bu süreçte ‘Ya özgürlük ya özgürlük’ şiarıyla konferansımızı gerçekleştirdik. Konferansa bu anlamıyla sadece Mor Dayanışma’nın kendi örgütsel gelişimi açısından bakmıyoruz. Kadın mücadelesinin bir adım daha öne çıkabilmesi açısından önemli bir konferanstı. Yaptığımız tartışmalarda örgütlü erkek egemen iktidarına karşı nasıl mücadele edilmesi lazım, dilimizi nereden doğru kuracağız, bu anlamıyla aldığımız kararların kadın mücadelesi açısından önemli olacağını düşünüyoruz. Bizler kadın mücadelesinin yürütücüleri olarak buradan doğru değerlendirme yapmak ve kadınların taleplerine cevap olmak amacıyla yeni örgütlenme süreci içine girdik” dedi. 

 

Kadınlar için yeni bir sayfanın açıldığını söyleyen Gözen, “Üzerimize gelen karanlığı yırtmak için yaşamı yeniden kuracağız. Dolayısıyla yaşamın her yerinde nefes alabileceği yerleri var edebilmek için kadınları mücadeleyi yükseltmek için ele ele vermeye çağırıyoruz” diye ifade etti. 

 

‘HEDEFİMİZ KADIN DAYANIŞMASINI YÜKSELTMEK’

 

Gamze Özkök ise, yürütecekleri çalışmalara ilişkin şunları söyledi: “Türkiye’nin birçok ilinde paneller gerçekleştirmiştik. Bizim açımızdan bu hayati bir öneme sahip. Çünkü 2017’deki istatistiklere bakınca kadın katliamlarının halen devam ettiği taciz ve tecavüzle yaşamak zorunda bırakıldığı bir dönemden geçiyoruz. Mor Dayanışma olarak buraya dair de yeni hamle yapacağımız bir süreç olacak. Şiddete, tacize karşı öz savunma atölyelerimiz ile karşılık vereceğiz. Tamamen ücretsiz olan atölyelerimiz mahallelerde devam edecek. Bunun yanında kadın birliktelikleri, bilinç yükseltme atölyeleri bizim için kuruluşumuzdan itibaren devam eden çalışmalar. Kadınlarla birlikte yan yana gelip, okumalar yapıp birbirimize dokunup, kadın dayanışmasını yükseltmek hedefimiz.”

 

MOR DAYANIŞMA’YA ÜYE OLMA ÇAĞRISI

 

Konferanstan sonra kadınların olduğu her yere gitme kararı aldıklarını belirten Özkök, “Zaten 24 ilçede çalışma yürütüyoruz ve kadın meclisleri kurmak gibi bir hedefimiz var” dedi. Meclislerin işlevlerini aktaran Özkök, “Kadınların nefes alamadığı mahallelerde, kendi hayatı ile ilgili karar veremediği yerlerde sağlık atölyeleri; hukuksal, psikolojik destek atölyeleri ile dayanışma göstereceğiz. Yeni kampanya sürecinde de ‘Mor dayanışmaya üye ol’ diyerek ilçelerde kahvaltılar, paneller, kadın buluşmaları, kısır günleri, neşeli günler atölyeleri düzenleyeceğiz” diye belirtti. Özkök, tüm kadınları Mor Dayanışma etrafında örgütlenmeye ve dayanışmayı yükseltmeye çağırdı.

 

MA / Necla Demir